CHP Mİ, GÜRKAN MI?
Son seçim sonuçlarıyla hepimiz büyük şok yaşadık. Sonrasında her yerde kendimizden başka bir suçlu arama çabasına girdik. Sonuçta Kemal Kılıçdaroğlu’nda karar kıldık. Yer yer solo ve çoğu zaman da koro halinde utanmak, sıkılmak bilmeden Ona saldırdık. CHP seçmeni üzerinden reyting yapan TV kanallarının yorumcuları, siyaset(!) bilimcileri, malum ulusalcı gazetelerin köşe yazarları, gelinen noktada felaketi fırsata çevirmeye hazırlanan oportünistler, seçim kaybının en büyük parçası oldukları halde utanmadan suçlu aramaya kalkan CHP’nin bazı Belediye Başkanları, merkez ve taşra örgütlerinin yöneticileri dayanışma halinde hâlâ bu koroya katıldı.
Çünkü hepsi korkaktılar…
***
Korkaktılar; çünkü seçimin kaybını karşı tarafın hangi ayak oyunları ile kazandığını kanıtlamaya çalışmak hem zordu hem de bedeli vardı. Bu bedeli ödemektense faturayı Kemal Kılıçdaroğlu’na keserek sahte kahramanlar olarak yaşamak daha kolaydı. Biraz yürekli olsalardı bu ayak oyunlarını belgeleriyle ortaya koyar, gerçekleri kanıtlarlar ve halkı kandıranlarla ortak olmazlardı. Tarihe gerçek bir ışık tutar, not düşerlerdi. Sanki, 2,5 milyon yabancıyı “seçmen” diye yazan, TRT ve tüm yandaş TV’leri diğer adaylara kapatan, sahte ve iftira dolu videoları devlet eliyle propaganda malzemesi olarak kullanan, devlet bütçesini babasının çiftliği imiş gibi sınırsız harcayan ve cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimini yaşatan Kemal Kılıçdaroğlu -imiş- gibi tüm faturayı Ona keserek hâlâ utanmazlıklarını sürdüren korkakların olması benim sessiz kalmamı engelliyor.
***
İktidarın tüm bu atraksiyonlarına rağmen seçim kazanılabilir miydi? Kazanılırdı. Niçin kaybedildi? Çünkü Meral Hanım akıl almaz bir şekilde masadan kalkıp, ağzından çıkanı duymayacak bir üslupla 6’lı masaya çemkirince ittifakın oy kaybının İYİ Parti ile birlikte %5 olduğu seçim sonrası anlaşılmadı mı? 2018 de %10 oy alabilen, 2023 de %16-18 oy alması beklenen İYİ Partinin hatta bir miktar oy kaybetmesini kim bekliyordu?
Yine 2018 de %12 civarında oy alan HDP / YSP’nin kendi tabanında %10 dan aşağıya gitmesi de Kılıçdaroğlu’nun öngörüsüzlüğü müydü?
DEVA ve GLECEK Partilerinin bu kadar az etkisinin olacağını da hiç mi hesaba koymamalıydık?
Sinan Ateş cinayetine rağmen MHP’nin % 10 oy oranını koruyacağını kim tahmin edebildi?
Memleket Partisi adı altında piyasaya sürülen Muharrem İnce’nin devamlı CHP’ye saldırarak İttifaktan en az %5 oy eksilttiğinin faturasını da mı Kılıçdaroğlu’na kesmeliyiz?
Olmadı mı bunlar?
Bunlar seçim kaybının rakamsal kanıtları… Ayrıca “seçilecek aday” fantezilerini, aday belirlemedeki abartılan yanlışlık iddialarını, armudun sapı, üzümün çöpü mahiyetindeki gevezelikleri de eklersek seçimin kaybında neredeyse Kemal Kılıçdaroğlu’na fatura edilecek hiç bir şey bulamazsınız.
***
“Sn. Kılıçdaroğlu’nun hiç mi günahı yok?” derseniz seçim sürecinde günahı var mı, yok mu? Tartışılır… Ama olmadığı kesin olan bir şey var ki taşrada CHP diye bir örgüt yok.. Belediye Başkanlarına devredilmiş, anlamsız, yetkisiz, işlevsiz, göstermelik bir taşra örgütü ile işte buraya kadar… Kılıçdaroğlu’nun günahı da burada… 10-11 yılda çağdaş bir sosyal demokrat partiyi oluşturamamak elbette en büyük günah… Nitekim Edirne’de “mavi, mavi, masmavi” listelerle Gürkan’ın örgütü hâlâ partiye egemen olabiliyor.
Kaldır BLOK liste uygulamasını, sınırla Belediye Başkanlarının görev süresini, uygula aktif üyelik kavramını, gör bakalım CHP’mi, GÜRKAN’mı?
- BU ATAMA ERTELENMELİ… - 30 Mayıs 2025
- ENEZ’E KAYMAKAM LAZIM MI, DEĞİL Mİ? - 28 Mayıs 2025
- HAYAT PAHALI… İYİ DE… SUÇLU BİZ MİYİZ? - 15 Mayıs 2025
- ÖLENİN ARDINDAN KONUŞMAK GEREKİR… - 4 Mayıs 2025
- KÖY KOOPERATİFLERİ KÖY ENSTİTÜLERİNİN ALTERNATİFİDİR.. - 24 Nisan 2025
- “BİZİM HIRSIZIMIZ İYİDİR” ANLAYIŞINDAN VAZGEÇMELİYİZ - 16 Nisan 2025
- GÜNENÇ’İN LALE DEVRİ… - 17 Mart 2025
- CHP’NİN BÜYÜK SINAVI… - 10 Mart 2025
- 1968 SÜRECİ ÜZERİNE İKİ KİTAP… - 4 Mart 2025
- YENİ YAPILAN ENEZ –KEŞAN KARA YOLU BU MU? - 22 Şubat 2025