PKK SİLAH MI BIRAKTI YOKSA BİZİM ÇOCUKLAR BAŞARDI MI?

Gündem değiştirme ayağının Bahçeli cephesinde en acil sorun olarak gündemde tutulmasının sonucumu yaşananlar. PKK kongre yapıp kendini feshetti mi?

Bence olayın 2 cephesi var. Birinci cephe Pentagonun Ortadoğu politikalarının ve örgütlenmesini tamamlanması ki bu ayak Suriye’de YPG’nin otonom bir yapı olarak Türkiye tarafından tanınması. Çünkü bu iş İsrail’in çevre güvenliğinin tamamlanması açısından en önemli adımdır.

Aslında görüşmeler ABD-İsrail ve Türkiye cephesinde bir kaç yıldır PKK önderliğinde dahil edilerek görüşülüyordu. Karar alınınca her zamanki gibi ilan görevi yine Bahçeliye verildi. Bu riskli görev MHP’nin varoluş temelleri kadar risklidir. Başarılı olunmaz ise Bahçelinin DEM kapatılsın Anayasa mahkemesi kapatılsın dediği döneme dönecek, belki de bu MHP’nin sonu olacaktı.

Sorunun ikinci yönü bu işe soyunan AKP-MHP bloğunun terörsüz Türkiye söylemi ile ülkede alan kazanması seçimlerde manipüle edilecek koz ve şahsi varlıklarının bekası için DEM yoluyla yeni anayasaya destek sağlanması olarak önümüzde.

Yani emperyalizm ve yerli işbirlikçilerin Sevr planına ön  adım olacak ve güçlendirilmiş yerel yönetim, federalizmin çalışmaları ile güçlendirilmesi uygulamaya konuldu gibi.

Samimiler mi? Bence hayır. Ülkede Kürt sorunu toplumsal mutabakat olmadan sağlanması sadece popülist bir politika olmaktan öte gidemez, sorunun tek çözüm yeri meclistir. Meclis dışında çözüm art niyetli ve emperyal baskıların çirkin girdabında kısır bir döngü  olarak kalır.

DEM asla Apo serbestisi rüşvetini yeni anayasa desteği olarak görmez gibime geliyor. Demirtaş ve onlarca kayyum un hesabını veremezler.

Terör  zaten topraklarımızda aktif değildi. AKP’nin Irak ve Suriye’de toprak bütünlüğü kırmızı çizgimiz dese dahi her iki otonom yapıya ses çıkarılmadığı da malum. Diş politikada çok büyük handikaplar yaşadığımız ortada. Ekonomik başarısızlıklar ortada. Kitlelerin AKP’ye desteğini çekmesi ortada. Demokrasiden uzaklaşmamız ve dünyadaki yalnızlığımız ortada. Ne İslam ülkeleri ne de Türki cumhuriyetleri istediğimiz rotaya çekemiyoruz. Sadece toplantı düzenlemeyle, başka ülkelerin selamını almakla övünen hasta bir ülkeye döndürüldük.

Terörizmin bir diğer yönü  de içindeki farklı grupların denetiminin istihbarat örgütlerinin elinde olduğu gerçeğidir. Sürece her an bir eylemle çomakta sokulabilir. Bu eylem toplumsal kabulü sağlamak içinde yapılabilir, çünkü DEM grubu daha şimdiden 4 parçalı Kürdistan söylemlerine başladı. Bu demektir ki bir kaç yıldır süren görüşmelerde bunlarda vardı. Türkiye cephesi garanti altına alınacak adımlar atılırsa İran üzerine daha rahat gidilecek.

Bence bu proje Bahçeliye çok çok aşan bir Pentagon projesi gibi. Erdoğan’ın sessizliği süreçten yara almadan çıkma üzerine kurulu. Zafer Partisi liderin de sanırım süreci korumak adına tutuklu İmamoğlu da bu süreçte ekonomik ve toplumsal muhalefeti toparlayacağı belli olduğu için tutuklu. Demirtaş zaten bu sürecin ilk adımı için tutuklanmıştı. Amaç toplumsal mutabakatın önünü  kesmek. Sureci emperyal taleplerin istediği ve dilediği biçimde geliştirip sonlandırmak.

Umarım şahsi hırslarını ötesinde bir devlet aklı ile süreç ilerler ve ülke yara almaz. Ben şahsen AKP’ye bu konuda fazla güvenmiyorum.

Allah sonumuzu hayr eder inşallah. Ben tüm duyarlı parti, sivil toplum örgütü, dernek ,düşünce kuruluşlarını uyanık olmaya fikir beyan etmeye ve gelişen olumsuzluklara tepki verme duyarlılığını göstermesini diliyorum.

İyi haftalar dileklerimle.