ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANLARI

Asıl adı Bahriye Tokmak idi. Manisa’nın bir köyünde yaşayan sekiz çocuklu bir Roman ailenin kızıydı. Yoksulluk içindeki yaşamı sesinin güzelliği ile değişti. Şarkıcı yapıldı, sesi güzel ama fizik güzelliği olmadığı kadar, okuma-yazması da yoktu. Kendisine sanat camiasına yakışır bir isim verildi. Adı Kibariye oldu. kibar olmalıydı. Sesinin güzelliğini kıskananlar ona “Çingene parçası” bile diyenler oldu. Türkiye onu, ‘Ben sanatçı değilim, şarkıcıyım, Roman’lığımdan da utanmıyorum’ sözleriyle bağrına bastı.
Kibariye, 19 yaşındayken taksicilik yapan Tunay adıyla biriyle evlendi. Annesi evliliği hiç hazmedemedi, kendince damat kızına lâyık değildi. Kibariye şarkıcılıktan epeyce paralar kazanmaya başlamıştı. Damat sürekli Kibariye’nin paralarına çöküyor, Kibariye’nin parası ile zevk-i âlem yaşıyor, başka bir kadınla aldatıyordu. Bu duruma oldukça sinirlenen Kibariye’nin annesi Makbule, zaten hiçbir zaman kızına makul görmediği damadına Televizyon ekranlarından avazı çıktığı kadar bağırıyordu: ”Kızımın parası ile hava atıyor, şoför Tunay şoför Tunaaayyy,” Bir zaman sonra Kibariye Tunay’ı boşadı. Şoför Tunay şaşalı günlerini geri de bıraktı.
Şoförlük mesleği insanlarımızın geçim kapısıdır. Emeğidir, alın teridir. Kimilerinin şansı yaver gider hayatı değişir. Bunlardan biri de bir dönem Necmettin Erbakan’ın ve Recep Tayyip Erdoğan’ın gönüllü olarak şoförlüğünü yapan eski milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’dır. Kendisine bahşedilen milletvekilliğini iki dönem yapmıştır. Kamuoyu kendisini sosyal medya hesabındaki ‘Yeliz’ takma adıyla tanır. Geçtiğimiz günlerde kendi sosyal medya hesabından 1923 yılında kurulan Cumhuriyet’i kanlı bir darbe olarak nitelendirmiştir. Hızına alamayan bu şahsiyetsiz, Cumhuriyet’e “Çamuristan” deme cesaretini göstermiştir. Amacı Cumhuriyet’in meşruîyetine halel getirmektir. Amacı Atatürk ve Cumhuriyet’e karşı olanların sesi olmaktır. Üstelik bu şahsiyetsiz, beğenmediği Cumhuriyet’in Meclis kürsüsünden iki defa milletvekili yemini etmiştir: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
Ettiği yemine sadık kalmamış, şeref yoksunu olduğu paylaşımından da kendisini belli etmiştir. Kendisine bahşedilen milletvekilliğini aklınca ahde vefa olarak bu şekilde tamamlamıştır. Büyük Türk ulusunun vicdanında asla yer bulmayacak paylaşımı ve düşünceleri bazılarını memnun edebilir. Unutulmamalıdır; bugün ilkbahar ise, sonbaharı da düşünmek gerekir. İnsanların hak etmeyecekleri makamlara getirilmesinin sonuçlarını yaşamaktayız. Ahmet Hamdi Çamlı, kendisine bahşedilen milletvekilliği sayesinde zenginleşmiş ve halen hak etmediği emekli milletvekili maaşı olmaktadır. Aldığı maaş kendisine haram olsun Yeliiizzz, Yeiiizzzy!
