ISKALAMAYIN! ‘YAŞANACAK KAÇ YARIN KALDI?..’

İnsan yaş aldıkça, yaşı ilerledikçe, istemsiz ve gayr-ı ihtiyarî olarak, daha çok geriye bakmaya başlar bence. Birçok kişi de geriye baktığında, hayatının keşkelerle, pişmanlıklarla dolu olduğunu ve yapmak isteyip de yapamadığı yani hedefe giderken birçok şeyin ıskalandığını görür. Arzu edilen bu değildir hiç şüphesiz ama baktığımız zaman etrafımız böyle insanlarla doludur. ‘Iskalamak’. Yani ‘Hayatı Iskalamak’. Kişiden kişiye değişen ‘Bir şey’ tabii bu.
Bazılarına göre, endişeleri yüzünden ‘Doya doya yaşamadıkları’ iken, bazılarına göre ise geçmişte hâlâ takılı kalıp, yaşadığı günün değerini bilememektir.
Kimisi için hayatı ıskalamak, hayattaki tek amacı olarak gördüğüne ulaşmak için her yolu denediği ve sonunda ulaştığı “Şey’lerin, kendisine pek de bir şey kazandırmadığının bilincine vararak, hayal kırıklığına uğramaktır.
Tasavvufu ön planda tutan bir kişi için ise hayatı ıskalamak, bu dünyanın geçici olduğunun farkına varmamak ve asıl hayatın Ahiret hayatı olduğunu unutmak demektir.
Hayatımızı idame ettirebilmek için saatlerce çalışırken, sevdiklerimizi mutlu etmek için yapmamız gerekenleri ihmal etmek, geri plana atmak da ‘Iskalamak’tır hiç şüphesiz.
Bir başka şekilde şöyle de diyebiliriz: ‘Bir lokma, bir hırka bana yeter’ deyip, dünyanın helâl nimetlerinden faydalanmayan da ıskalamış demektir. Hayatı ıskalamıştır.
Örnekler çoğaltılabilir tabii ki…
Mesela siz çok sevdiğiniz, değer verdiğiniz birinin arzu ettiği bir ihtiyacını karşılama, bir şeyi ona sunma imkanına sahip olduğunuz halde hep ertelersiniz, ertelersiniz ve bir gün yerine getirirsiniz ama artık pek bir şey ifade etmemiştir. Yani size ‘Çok daha önce olmalıydı, şimdi ne kıymeti var’ der ya… “Siz ıskalamışsınız” demektir. Pişmanlıktır, keşkedir.
Şair Can Yücel’in dediği gibi, ‘Sonradan bilinen kıymetin, kaybettikten sonra farkına varılan değerin, bir de kaçırılan heveslerin telafisi olmaz’.
Kısacası demek istediğim, sevdiklerinize sevdiğinizi geç kalmadan mutlaka söyleyin. Gösterilemeyen, hissettirilemeyen sevginin değeri olur mu, ne kadar olur?.. Sormamız gerekmez mi kendimize?
Hayatımızdaki keşkeleri, pişmanlıkları azaltmak için ‘Neyi arzuluyorsak’, zamanında yapalım ki, geçerliliği olsun ve kıymet bulsun.
Yazımı, konuya ve ruhuna uygun şu güzel sözlerle bitirmek istiyorum:
“Bugün de yine yarına erteledik her şeyi,
Hayalleri, düşleri.
Ama hiç düşünmedik,
Yarın var mıydı?
Ya da yaşanacak kaç yarın kaldı?”
