Reklam
Reklam

AYASOFYA’YI BİZE KİM ARMAĞAN ETTİ?

Ulaş Demiray
Ulaş Demiray
  • 26.12.2021

“İyi ama 24 Aralık Cuma günü yapılan törende, atılan nutuklarda, okunan Kuran ve edilen dualarda Fatih Sultan Mehmet adı defalarca geçerken Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarından hiç söz edilmemesi bir vefasızlık değil mi? Ayıp değil mi? Günah değil mi?”

Enez Ayasofya’sı Cami-i Kebir’i ibadete açıldı. Hayırlı olsun. Ben burasının ne cami ne de kilise olarak değil, bir müze ve bir kültür merkezi olarak değerlendirilmesinin Enez ve hatta tüm Trakya için daha verimli olarak kullanılabileceğini savunan biriydim. Devr-i İktidar’ın zihniyeti ve bir ECDAD Yadigarı anlayışı nedeniyle bu öneri dikkate alınmadı… Eğer bu konuda Enezlileri kapsayan bir referandum yapılsaydı benim önerime yakın insanların çoğunlukta olduğu görülebilecekti.

Neyse.. Bu tarihi eserin ayağa kaldırılması, ibadete ve her türlü ziyarete açılarak işlevsel hale getirilmesi bile Enez için çok önemli bir kazanım. Sebep olanları ve başaranları kutluyorum.

***

Törene katılan insanlardan edindiğim bilgiye göre böyle önemli bir günde Enezlilerin katılımının azlığı dikkat çekici imiş. Bunun nedeninin, açılışın her nedense aceleye getirilerek halka yeterince duyurulmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Bu açılışın resmi bir açılış olmadığını, ileri bir tarihte, mesela seçime yakın bir tarihte, daha yukarıdaki Devlet Adamlarının katılımıyla daha gösterişli bir açılış yapılacağını sanıyorum.

***

Şimdi artık gelelim asıl tartışmamız gereken konuya.. Bu kilise Fatih Sultan Mehmet tarafından müslümanlara, bir fetih armağanı olarak, kiliseden camiye çevrilerek verilmiş. Bu doğru. Ancak Enez, sonraki yıllarda en az iki-üç defa Osmanlı egemenliğinden çıkmış, Bulgarların, sonra da Osmanlı’nın imzaladığı Sevr anlaşması ile 1922’ye kadar tamamen Yunanistan’nın egemenliğine girmiş. Yani Osmanlı egemenleri, bu eseri kendi saltanatlarını sürdürme uğruna, kendi cedlerinin aziz hatıralarına rağmen Yunanistan’a terk etmişler. Bu yabancı egemenlikler süresince de artık doğal olarak Fatih Sultan Mehmet’in Vakfı geçerli bir belge ve dayanak olmaktan çıkmış. Ne var ki Kurtuluş savaşı kazanılıp Yunan işgaline son verildiğinde burası OSMANLI’nın DEĞİL Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin mülkü sayılmış. Yani bu eseri yabancı güçlerin elinden alıp tekrar ve kesin olarak bize kazandıran, elbette en başta Gazi Mustafa Kemal ve milli mücadele kahramanları olmuş.

***

İyi ama 24 Aralık’ta yapılan törende, atılan nutuklarda, okunan Kuran ve edilen dualarda Fatih Sultan Mehmet adı defalarca geçerken Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarından hiç söz edilmemesi bir vefasızlık değil mi? Ayıp değil mi? Günah değil mi? Sonrasında özellikle sosyal medyada da aynı vefasızlığın hem de Enezliler tarafından sürdürülmesi utanç verici değil mi? CHP orada yok muydu? Gençler orada yok muydu? Bu mu sizin Atatürkçülüğünüz?

***

Bu açılışı organize edenleri, Atatürk düşmanlığını Enez’e taşıyanları protesto ediyorum. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Özellikle CHP’nin ve AKP dahil tüm siyasi partilerin bu hassasiyeti göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Fikir ayrılıklarımız olabilir ama Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarımız hepimizin kıskançlıkla sahip çıkmamız gereken değerlerimizdir. Yiğidin hakkını yiğide vermek de bir insanlık göstergesidir. Sonuçta bu gün onurlu bir gün yaşamışsak onun en büyük ve hatta TEK nedeni Gazi Mustafa Kemal ve Kurtuluş savaşı kahramanlarıdır.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ