BEN, SADECE KINIYORUM!..
Cumhuriyet Halk Partisi’nin olağan ilçe kongresi 27 Eylül 2025 Cumartesi günü yapıldı ve Anıl Çakır ile Doruk Sarmış’ın aday olduğu seçimi kazanan Çakır, yeniden CHP Keşan İlçe Başkanı oldu. Öncelikle her iki kardeşimizi de tebrik ederim… Onurlu bir görev için yarıştılar, bu mücadeleye göğüs gerdiler…
Tabi ki bu mücadele süreci güzel geçmedi… Aynı bayrak için, aynı parti için mücadele edenler, birbirlerini kırdı, karaladı, hakaret etti… Şimdi herkes duruldu, kabuğuna çekildi, sakinledi… Ama ben sakinlemedim!.. Çünkü ben bu yarışın içinde değildim… Sadece dışarıdan gözlemleyen, gözlemlerini de kaleme döken gazeteciydim… Kendilerinin dışında, ben de hakaret, karalama ve iftiralara maruz kaldım… Cevabını vermedin mi, verdim… Ancak kongre günü gözlemlediğim çok daha çirkin olaylara şahit oldum… Kongreyi baştan sona bizzat yerinde izlemedim… Kongre başladıktan sonra salondan ayrılıp, canlı yayından takip ettim… Daha başında bir gazetecinin hem de bir derneğin şube başkanı olan gazetecinin bir başka gazeteciye hem de saygı duruşunda sarf ettiği kelime yenir yutulur gibi değildi… Belki yutacağımız düşünüldü ancak boğazımızdan geçmedi, geçemedi!..
Öncelikle bu konuya değinmek istiyorum… Köşe yazımın için yayınlayacağım videoyu baştan sona, özellikle de saygı duruşu komutu verildiği andan itibaren dikkatli dinlerseniz, kimin kime ne kelime sarf ettiğini görürsünüz… Biz de iftira, karalama yok, belge var!.. Bütün gazeteciler, görüntü almak için sahada (platform ile konukların oturduğu alanın ortasında), Selim arkadaşım Erdoğan beyden biraz kenara çekilmesini istiyor, (Selim arkadaşımızdan sonradan öğrendiğime göre, bunu da ses olmasın diye hafif bacağına dokunup, işaretle yapıyor) ancak bundan neden bu kadar rahatsızlık duyduğunu anlamadığımız Erdoğan bey, canlı yayın olduğu halde, Atatürk ve silah arkadaşları ile şehitlerimiz ve gazilerimiz için saygı duruşunda bulunulduğu bir anda, ‘sı..rım ağ..na’ (videodan açılımını dinlersiniz) gibi daha bir çok kelime sarf ederek, gerginlik yaratıyor… O anda diğer gazeteci arkadaşlar Selim’i sakinleştirmeye çalışıyor çünkü karşı taraftan sarf edilen sözler, yenir yutulur cinsten değil… Selim de sakinliğini korumak için salondan ayrılıyor… Selim bundan sonraki süreçte ne yapacak bilmiyorum, hakaretten suç duyurusunda bulunacak mı, yoksa başka bir yol mu izleyecek kendi kararı… Ben, sadece kınıyorum!.. Yıllardır Türkiye Yerel Basın Birliği Edirne Şube Başkanlığı yapan Erdoğan Demir’in, gazetecilerin hakkını ve hukukunu korumak yerine bu şekilde saldırması, böyle çirkin ağza alınmayacak kelimeleri sarf etmesi yakışmadı… Kendisi, başta Selim arkadaşımız olmak üzere tüm gazetecilere bir özür burçludur…
Gelelim kongrenin sonucuna… Sonuç baştan belliydi zaten… Halkta, delegede artık seçimi kazanabilecek, seçim kazanma potansiyeli olan adayın yanında… Yıllardır Kılıçdaroğlu ve ekibinin arkasından giden seçmen, muhalefetten öte gidemedi… Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni artık iktidar olmak istiyor… Kendi menfaat ve çıkarları için sahada olan aday ya da adayları değil, ülkenin menfaati için sahaya çıkan adayı canı gönülden destekliyor, inanıyor, güveniyor… Doruk kardeşimizi destekleyen partililer de daha önce yarışa girdi, kazanamadı, ısrarla da yarışmaya devam ediyor… Bir şey olmuyorsa, olmuyordur, bunu zorlamanın anlamı yok… Bakın Gürsel Tekin kayyıma kaldı ama o bile olmadı, partisinden ihraç edildi!..
Diyeceğim o ki; artık durun! Sadece partiniz için mücadele edin ve hep birlikte ülkemizi bu karanlık günlerden kurtaralım…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olup, güzel günlerde buluşmak dileğiyle, esen kalın!..
