FAİZE KARŞI OLMAYAN MI VAR?

ENEZ MEKTUBU/Ulaş DEMİRAY

İlk defa yazmıyorum.. AKP iktidara geldiği ilk yıllarda hatta 2010-11 e kadar sosyal demokratları bile kıskandıracak, sosyal yaşamda, ekonomide, sağlıkta çok güzel işler yaptı. Hep gizli bir ajandaları olduğu düşüncesi ile kuşku ile izlesek de yapılanları inkar etmenin anlamı da yoktu. Hiç kimse kendini kandırmasın. Ülke 1980’den 2011 yılına kadar demokrasi ile değil askeri vesayetle idare oluyordu. Laikçi Cumhuriyetçiler bu vesayetten çok memnundu. Zamanın Genel Kurmay Başkanı BÜYÜKANIT’ın Dolmabahçe’de önüne konan bir dosya sonrasında Askeri lojman ve tesislerin kapıları iktidarın kolluk kuvvetlerine ardına kadar açıldı. FETÖ’nün önderliğinde Askeri vesayet sona erdirildi.

***

Askeri vesayetin sonlandırılmasına kadar ORTAK AKIL’la yönetilen AKP de bu yıllardan sonra hızlı bir değişim yaşandı. Ortak akıl yerine TEK ADAM’lı bir anlayışla bu defa yeni bir vesayet sistemi yaşamımıza egemen oldu. Artık AKP de yoktu, ortak akıl da yoktu. Sadece Recep Tayyip Erdoğan vardı. Ne yazık ki bu son 10 yıl içerisinde mutlu olduğumuz, gurur duyduğumuz hiçbir şey yaşanmadı. İlk dönemde kazanılan demokratik haklar birer birer rafa kalktı. AKP muhafazakarlıktan uzaklaşıp MHP paralelinde bir milliyetçi çizgiye girdi. Özellikle dış ilişkilerde komşularımızla sıfır sorun yaşıyorken kısa zamanda sorunumuz olmayan komşumuz kalmadı. Ekonomide ise dini takıntılar nedeniyle yanlış üzerine yanlışlar yapılarak ülke neredeyse iflas noktasına getirildi. TEK ADAM Yönetimi ile dış politikada, ekonomide, yargıda ve daha pek çok alanda akıl almaz yanlışlıklar yaşadık.. Yasama organı “HAZIR PARMAK” statüsüne evrildi. Devre dışı bırakıldı. Merkez bankası yönetimindeki  akıl dışı değişikliklerle ekonomide nihayet bugünlere gelindi..

***

Sn. Erdoğan, dini bir takım değiştirilemez kuralları örnek göstererek, “NASS” diyerek faize karşı olduğunu söyleyerek muhafazakar kesimin bulunduğu tribünlere oynuyor. İyi ama halktan ya da onların temsilcisi tüm siyasi partilerden faize karşı olmayan mı var? Faize karşı olmamak Mümkün mü?  Gerçekten faize karşı olmakta samimi iseniz faizin düşürülmesi için ekonomideki kurallar bellidir. Üretimi, artıracaksınız, enflasyonu düşüreceksiniz. Güvenilir adil bir devlet olduğunuzu kanıtlayacaksınız. Yerli ve yabancı sermayeye güven vereceksiniz. İsrafı önleyecek sıkı para uygulamasını tavizsiz uygulayacaksınız. Barışçı bir çizgiyi tutturarak her an savaşa girmeye hevesli  bir tutum içinde olmayacaksınız..

***

Ülke CUMHUR İttifakı’nın iki lideri arasında sıkıştı kaldı. Tekrar iktidara gelebilmek uğruna ülke içinden çıkılamaz bir ekonomik bataklığa sürüklendi. Artık ERKEN SEÇİM de çare değil. Seçime gidilecek en kısa sürede bile her gün Devletin iç ve dış borçları hızla artıyor ve altından kalkılamaz hale geliyor. Bence tek çare Sn. Cumhurbaşkanı’nın şimdiden aday olmayacağını açıklayarak kenara çekilmesi… Böylelikle kendini kurtaramasa bile partisini kurtarabilir. AKP seçimlere yeni bir adayla çıkar ve ülkenin yine birinci partisi olma şansını yakalar. Erdoğan bu kararını açıklasın dolar tepetaklak olur, Türk Lirası anında % 50 değer kazanır.

***

Erdoğan bunu yapar mı? Sanmıyorum. O zaman yapılacak olan Bahçeli ve Erdoğan’a rağmen MHP ve AKP milletvekillerinin olaya el koyarak erken seçim kararı alınmasını sağlamalarıdır. Orada sessiz, sakin ve itaatkar bir tavırla oturarak gidişata seyirci kalmaları mümkün değildir. Etik değildir. Doğru bir tavır da değildir. Ben kısa zamanda böyle bir ayrılığın yaşanacağına inanıyorum. Çünkü her iki parti milletvekilleri için siyaset artık bir sonraki seçimde yine aday olabilmek gibi kişisel hesaplarla yapılan aşamayı çoktan geçmiştir. Her iki parti içinde de kendi geleceğini, çıkarlarını düşünmeden ülkenin yararı doğrultusunda karar alabilecek önemli bir kitlenin olduğuna inanıyorum, inanmak istiyorum..

Bütün iş ülkenin hızla hangi meçhule gittiğini görebilmek ve “Artık yeter” diyebilmektir.