HASTANE DEĞİL, VİRANE!…

Allah düşmanımı düşürmesin, muhtaç etmesin… Çünkü, hasta olan daha hasta çıkar!.. Çünkü, iyi olanın psikolojisi çöker!.. Çünkü, bağışıklı sistemi düşük olanı düşürür!.. Çünkü, hayvan bağlasan zor durur!..

Hemen hemen her gün şikayetler duyar, vatandaşlarımızı dinlemeye, anlamaya, inanmaya, güvenmeye çalışırdık… Bazen çok abarttıklarını düşünür, bazen kasıtları olduğunu aklımıza getirir, bazen de ikna olurduk… Ancak insanın yaşaması, bizzat görmesi, şahit olması, gözlemlemesi farklı bir duygu…

Öncelikle sevgili Keşanlı hemşehrilerimiz; hani eskiler derdi ya kenarda kefen paramız diye… Kefen paranız kenarda yine hazır olsun ama bolca da hastane parası kenara koymanız lazım bu devirde… Eğer Keşan’da tedavi olmak, hastalığınıza derman aramak istiyorsanız bunu devlet kanalı ile yani hakkınız olan ücretsiz tedaviyi almanız çok zor… Ani bir rahatsızlıkta eğer yolunuz acile düşerse, biliciniz yerindeyse, insan gibi bir yaşam sürmekte iseniz mümkün değil duramazsınız içeride… Hastane değil, virane!..

Ve bu hastanenin daha 5 yıllık geçmişi var… Ancak hastane değil, bildiğiniz harabe!.. Ben hiç, eski devlet hastanesi hizmet verirken böylesine yıkıntı ve döküntü ile karşılaşmamıştım… Ki o dönemde daha çok hizmet veriliyordu, doktor sıkıntısı hemen hemen yoktu, acil serviste 7/24 yoğun hasta sirkülasyonu vardı… Çok iyi hatırlıyorum ki bir kez tuvaletlerin pis halini haber yaptığımda olay olmuştu… Bir kez bu durumla karşı karşıya kalmış onu da hemen köşe yazıma taşımıştım… Bir daha da ne tekrarı oldu ne de bu yönde bir şikayet geldi… Hafızalarımızda eski hastane olarak kaldı ancak tertemiz pırıl pırıldı… İnsanın hasta olası da tedavi olası da vardı!.. Ancak geçmişi sadece 5 yıllık olan yeni hastanenin içi, bildiğiniz 30 yıldır hizmette gibi!.. Savaştan çıkmış bir hali var!.. Yer döşemeleri kırık, yamalı, duvarlar pis, tavandaki aydınlatmalar sanki hiç temizlenmemiş, genel temizlik aylardır yapılmamış gibi.. Mis gibi değil, pis bir koku var… Tuvaletlerden gelen koku koridorları sarıyor… Lavaboların rengi kaçmış… Her yerde pamuk atıkları… Sinekler vızır vızır… Peçete yok, yastık yok, battaniye yok… Çarşaflar kirli… Birinin üzerinden alınan örtü dezenfekte edilmeden ya da yıkanmadan diğer hastanın üzerine örtülüyor… Hastalar mecbur, çünkü gecenin bir vakti soğuk ve zaten hasta oldukları için üşüyorlar…

Keşan Devlet Hastanesinde doktor sıkıntısı yok sevgili hemşehrilerim, dün gece gördüm ki hastanede pislik sıkıntısı var!.. Sağlıklı bir insan bu ortamda sağlıklı hizmet veremez, hastalara sağlıklı bakamaz, iyi olamaz, iyi edemez… Gelen durmaz!..

Dün gece 86 yaşındaki babamı acile götürdüm… Tedavi yapılmasında bir sıkıntı yoktu ancak ben dayanamadım!.. Babam da huzursuz oldu ve serumu bitmeden çıkış istedim… Biz vatandaşların 5-6 saat dayanamadığı ortamda sağlık çalışanlarının gün boyunca ve her gün bunu tekrarlayarak devam ettirmesi mümkün değil… Mecbur olan mesaisini tamamlayıp, bir an önce o ortamdan kurtulmak ister…

Diyeceğim o ki; Keşan’da devlet kanalı ile sağlık hizmeti çökmüş!.. Hastanede malzeme yok!.. Pislik had safhada… Böyle devam ederse metruk bir binadan farkı kalmayacak…

Ve siz ilgililer… Haberli ziyaretler yaptığınız sürece bu durumu asla ve asla fark edemezsiniz… Şov yapmak yerine gerçekten insanlara dokunmak istiyorsanız, insan sağlığı sizin için önemliyse çat kapı ziyaretler yapın, hastaları dinleyin… Ama özel odalardaki, torpilli hastaları falan değil, sıradan vatandaşları dinleyin!..

Son sözüm de; acilen Keşan’daki işin ehli bütün temizlik şirketleri ile anlaşıp hepsini birden hastaneye yollayın!.. Öyle kolay beri temizlenecek, normale dönecek durum yok ortada… Bastırın parayı, temizletin hastaneyi… Temizlik malzemeleri ile gelsinler, şu hastanenin pis havasını değiştirsinler!…

Saygılar benden size, Allah yardım etsin Keşanlı hasta olan ve yolu hastaneye düşen hemşehrilerim ile hastanede görev yapmak mecburiyetinde olan sağlık çalışanlarına…