İNDİR MORGA, HAYDİ ENEZ YOLUNA!..

Arkasını bırakmayacağımı peşin peşin söylemiştim… Ne zaman ki vatandaşlarımız, ‘Hastanede olumlu gelişmeler var, her yer pırıl pırıl, sağlık çalışanları da bizler de mutluyuz’ diyecek, işte o zaman eleştirilerim de son bulacak…

90’lı yılların sonunda 2000’li yılların başında, yaklaşık 6 yıl boyunca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesine gittim, bir müddet yatılı misafirleri oldum… Koskoca Cerrahpaşa Hastanesi her gittiğimde pırıl pırıldı… 6 kişilik odada misafir olmama rağmen kendimi hep otel odasında gibi hissettim… Profesöründen asistanına, hemşiresinden hasta bakıcısına kadar hepsi güleryüzlü idi… Cebimden bir kuruş tedavi ücreti çıkmadığı gibi, gidiş-geliş yol ücretini dahi ödedi devletimiz… Hastaneye gelip geri dönenine hiç şahit olmadım, dermanı olanın tedavisi yapılmadığını hiç duymadım, ilaç, malzeme yok gibi durumlarla ise hiç karşılaşmadım…

O dönemde sadece kanser hastaları vb. Keşan dışında tedavi olmaya giderdi… Diğer hastalıkların tedavileri ise Keşan’ımızın bölge hastanesi konumundaki Devlet Hastanesinde yapılır, çevre ilçe ve köylerdeki hastalar bile buraya gelirdi… İstanbul’dan dahi Keşan Devlet Hastanesine gelip, derdine çare bulan hastalarımız vardı…

O günlerden bu günlere sağlıkta çağ atladık öyle mi!.. Nasıl çağ atlamak bu… Yıllardır göz, kulak, cilt, hastalığımızı bile devlet eliyle tedavi olabilmek için Uzunköprü’ye gidiyoruz, Tekirdağ’a gidiyoruz, Edirne’ye gidiyoruz… Güya devlet eliyle hizmet alıyoruz ama ikamet ettiğimiz ilçemizde tedavi olamıyoruz, yol paramızı cebimizden ödüyoruz, harcadığımız zaman ise cabası… Tabi ki Keşan’ımızda bu hizmeti verecek özel hastanemiz var ancak ben devlet eliyle hizmet alamadığımızı vurgulamak istiyorum…

Yine eski devlet hastanemizin acil bölümüne çok sık yolumuz düşerdi mesleğimizden dolayı… Bazen sabaha karşı bazen gün ortasında bazen de gecenin bir vakti… En az 3-4 tane pratisyen hekim görev yaparken, alt kadro ise tamamen dolu olurdu… Hemşiresi, güvenliği, banko görevlisi vs. Çoğu zaman da uzman doktorlara rastlamak dahi mümkündü gecenin bir vakti acil servis bölümünde… Aradan yıllar geçti, yeni hastanemiz hizmete girdi, acil serviste sadece 2 pratisyen hekim görevli… Hangi birine bakacak bu 2 doktor…

Müneccim olmaya gerek yok… Gecenin bir vakti Keşan Devlet Hastanesine yolunuz düşüp, sağlıklı bir gözlem yapıp, etrafı biraz kolaçan ederseniz benimle aynı kanıya varacağınıza eminim… Devlet Hastanemizde; Yönetimsel bir sıkıntı var… Bunun kaynağı nedir, altında ne yatar tam bilememekle birlikte şunu diyebilirim ki; hastaneye 100 doktor ataması yapsanız, 10’u belki durur!..

Bu pislikte, bu malzeme eksikliğinde, bu harabede hizmet verilemez, sağlıklı insan dengesini kaybeder!.. Çok temiz değilim, çok şükür temizlik hastası da değilim ancak o ortamda 8 saat kalayım yatağa düşerim!.. Bilmem temizlediler mi ama daha acilin giriş kapısının önü sigara izmarit yığılı!.. Sanki aylardır içen atmış izmaritleri, bir Allah’ın kulu da temizlemediği gibi, doldurdukları bir pet şişenin içinde de duran yüzlerce sigara izmarit atığı var!.. Anlayacağınız içerisinin hali daha girmeden kendini gösteriyor!..

Keşan’ı yöneten saygıdeğer insanlar, sayın siyasiler, kıymetli vekillerimiz; Keşan Devlet Hastanesindeki bu başıboşluğa el atın, hastane tamamen çökmeden kurtarın… Her şeyin başı sağlık…

Yıllar önceki bir yazımda, daha yeni hastanenin bu alana yapılacağını duyduğumda bir köşe yazısı yazmış ve o köşe yazımda mezarlığa yakın bir bölgeye inşa edilmesinin altında bir düşünce mi yatıyor diye sormuştum!.. Bugün baktığımda ise o düşüncem gerçek olmak üzere… Hastaneye, tedavi olamadan öteye!.. Mesafede yakın olunca, uğraştırmayacak vatandaşı fazla!.. İndir morga, yıka mevtayı, kefenleyip, haydi Enez yoluna!..

Saygılar benden ilgililere, Keşanlı hemşehrilerimize de sonsuz sevgilerimle…