KAÇINCI DALGADAYIZ BİLMEM AMA FIRTINA KAPIDA!..
Hem öyle böyle de değil… Ortalığı kasıp kavuracağa benziyor… Aylardır dolup dolup taşan ancak her şeye rağmen sabır taşına dönen esnafın sabrı kalmadı!..
Haklılar mı? Sonuna kadar…
Neden mi? Şundan…
Açıkça, mertçe, dürüstçe, şöyle bir film şeridi getirin gözünüzün önüne… Pandemi başladığından bu yana, 65 yaş üstü 20 yaş altı ve küçük esnaf ile günlük çalışarak karnını doyuran işçi kardeşlerimiz dışında kimler gerçekten etkilendi corona salgınından…
Eve kapanan yaşlılardan, etrafımdaki sapa sağlam eş dostumu kıyaslarsam eğer; %80’i hastalığa yakalandı!.. Yok yok COVID-19’a değil de, genelde ayak, bel, kol ve sırt ağrılarına… Gerginlik, sinir, stres cabası!..
Yine etrafımdaki gençler ve çocukların kimisi çok hırçınlaştı kimisi tembelleşti kimisi obez olup çıktı kimisi bunalıma girdi…
Küçük esnaf ve günlük işçiler ile müzisyenler bitti!.. Kepenkler kapalı, vergiler vs. sadece ertelendi, çoğunun kirası işledi, hazırda olanların hazırları da tükendi, bankalardan üst üste krediler çekildi, bugün faaliyetlerine başlasalar 3 senede paçayı doğrultamazlar!..
Bunun yanı sıra, emekli ve memurlar az ya da çok tıkır tıkır maaşlarını aldı… Daha önce de emekli ve memur maaşı ile hayatını idame ettiren kesimin tek sıkıntısı, harcayamamak oldu!.. Eğri oturalım, doğru konuşalım!.. Gezemediler, tozamadılar, marketle, online alışverişle tüketemediler gelirlerini!..
Yine şöyle bir kısıtlama ve tedbirleri gözden geçirirsek eğer… Her yer fıngır fıngır insan kaynıyor!.. Kahvehanelerde kimse oturmuyor kapalı olduğu için ama kahvehane cemaati kenarda köşede hep bir arada!.. Lokantalar, barlar, cafeler kapalı ama yemeğini, şişesini alan ya deniz kenarında ya da ağaç altında veya göl kenarında yaptı keyfini!.. Lokantada yemedi, kasapta hazırlatıp, mesela baraj kenarını mesken tuttu ya da gözden uzak bir ikamette bir araya gelip bildiği gibi öttü!.. Hem öyle bir araya gelmeler oldu ki; herkes duydu kimse görmedi!..
İdareciler her yolu denedi, hiç birinde başarı gösteremedi!.. Çünkü pandeminin başından bu yana alınan tedbirler ile gözle görünen eylemler çatıştı!.. Kafalar sürekli karıştı, kim neye inanacağını şaşırdı…
3 gün peş peşe Keşan’da geniş bir tur attım… Gözlemledim, bir gözümle değil iki gözümle gördüm… Herkes dışarıda… Ne kadar açık iş yeri varsa hepsinde insan var… HES kodu vs. kendimizi aldatmayalım!.. Maske vs. kontrol ediyoruz diye kendinizi kandırmayın… Çok az bir kesim hariç, kimsenin ne kurala hele hele sosyal mesafeye uyduğu falan yok… Biz çoktan normal hayata dönmüşüz ama bir tek bundan galiba idarecilerin haberi yok!..
Diyeceğim o ki; şu anda bir tek hükmettiğiniz; kısıtlaması devam eden işletmeler… Türkiye salgında hangi dalgaya gidiyor bilmem ama fırtına kapıda!.. Bu fırtına hangi yönden, kaç kuvvetinde eser kestiremem lakin büyük yıkımlar olacağa benzer…
Şu at gözlüklerinizi çıkarın, belli kurallar çerçevesinde kapalı olan işletmelerin bir an önce faaliyete geçmesine müsaade edin… Bu sizin işinizi de kolaylaştırır, adresleri belli olduğu için denetlemeniz kolay hem de sağlıklı olur… Yoksa şimdiki denetimlerinizin ne kadar sağlıklı ve laf olsun diye yapıldığını biz de siz de çok iyi biliyoruz, lütfen kendimizi kandırmayalım!..
Saygılar benden en üst makamdan en alt makama kadar tüm idarecilere, dalgaların önüne geçemedikleri besbelli ama hiç olmazsa fırtınanın önüne bir an önce geçmeleri dileğiyle…
