KAFES ALTIN OLSA NE YAZAR, İÇİNDE BÜLBÜL ÖTMÜYOR!..

Birebir yaşadım, gördüm, şahit oldum… Başından savanı da, değer vereni de, işini yapanı da, seveni de sevmeyeni de… Nasıl mı? İşte böyle…

Dün sabah saat 08.00 itibarı ile Uzunköprü Devlet Hastanesine gitmek üzere, evden çıktım… Çok sevdiğim, kıymetli bir kardeşime refakat ettim… Son 6 günde ortaya çıkan bir rahatsızlığı vardı ve Keşan’da hastalığının uzmanı doktor olmadığı için hem Uzunköprü Devlet Hastanesinden (1 Aralık 2025) hem de Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesinden (2 Aralık 2025) randevu almıştı… Bu arada kardeşimiz yaşadığı acı ve ağrılardan ötürü de 5 gün süreyle Keşan Devlet Hastanesi Acil Servise gitmiş, ağrıları için çare aramış… Hatta çare bulanamıyorsa, çare bulunabilecek bir hastaneye sevkinin yapılmasını dahi talep etmiş… Kendine sevkinin yapılamayacağı da söylenmiş!..

Dün saat 09.30 sıralarında Uzunköprü Devlet Hastanesindeydik ve hastane ana baba günü gibiydi… Doktor da çoktu, hastane içindeki personel de çoktu, hasta da çoktu… Bağrışan çağrışan hiç görmedim… Yoğunluk vardı ama her şey seri, sistematik şekilde yürüyordu… Doktorlar hastalar ile yakından ilgileniyor, ayrı bir titizlik gösteriyordu… Hiç torpil falan yoktu… Bütün hastalar gibi randevumuza gitmiştik ve peş peşe yapılan tahliller sonucu, kardeşimizi muayene eden doktor hemen Edirne Sultan 1. Murat Hastanesinde ilgili bölüme sevkini yaptı… Bizzat girdim, konuştum, ‘Yarın zaten o hastanede randevumuz var, şimdi değil de yarın sabah gitsek olur mu?’ dedim… Doktor, durumun aciliyetini belirterek, hemen gitmemiz gerektiğini söyledi… Sevk kağıdını elimize verdi ve hemen yola çıktık, direkt hastaneye gittik, Uzunköprü Devlet Hastanesinde yapılan tetkikler ve sevkle birlikte Edirne Sultan 1. Murat Hastanesine acilden giriş yaptık… Alanında uzman olan doktorun kardeşimizin yanına gelmesi 10 dakikayı geçmedi, 10 dakikayı geçmediği gibi yarım saat sürmeden acil bir şekilde ameliyata girmesi gerektiğini belirterek, ‘yoksa kaybederiz’ dedi… Bu köşe yazısını yazarken hâlâ o şoku atlatamadığım için inanın doktorun ‘kaybederiz’ derken, bacağını mı yoksa canını mı dediğinden tam emin değilim… Ameliyatın riskli olduğunu, ameliyat sonrası yoğun bakıma alınacağını belirten doktor, kardeşimize ‘neden bu kadar bekledin, fark etmedin mi?’ gibi sorular yöneltti, kardeşimiz de ‘fark etmez miyim randevu günü gelene kadar her gün Keşan’da acile gittim, 4 gündür hiç uykum yok’ deyince, doktor, ‘nasıl bu durumu anlamaz ve fark etmezler’ tarzında yorum yaptı… Ve bu kardeşimiz hastaneye girişimizden itibaren bütün işlemleri seri bir şekilde tamamlanarak, 1 buçuk saat içinde ameliyata alındı, ameliyat sonrası yoğun bakıma geçirildi ve şu anda da yoğun bakımda tedavisi devam ediyor…

Öncelikle Uzunköprü Devlet Hastanesinde görevli Nöroloji Doktoru İlker İlkay Tekinarslan ve Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesinde görevli Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Ömer Delibalta ile sekreterinden hemşiresine, hem mesleklerine hem de hastalarına gösterdikleri hassasiyet ve ilgi nedeniyle yürekten teşekkür ederim… Üzerlerine düşen görevi sonuna kadar layığı ile yerine getirdiler, güven verdiler, önem verdiler, ilgilendiler, sorumluluk aldılar, başlarından savmadılar…

Peki, Keşan Devlet Hastanesinde bunu niye yapmadılar? Niye bu kardeşimizin teşhisini koyamadılar? Neden sevk etmediler? Neden bu kadar süre geçmesine ve oyalanılmasına engel olmadılar?

Uzunköprü Devlet Hastanesi binası, Keşan Devlet Hastanesi binasının çeyreği kadar bile değil… Ama içi dolu dolu… Hastalardan gezinecek yer yok… İşler tıkır tıkır yürüyor… Hastalar şifa buluyor… Dertlerin çözümüne çare üretiliyor… Seri bir şekilde hareket ediliyor…

Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesinde de işler tıkır tıkır yürüyor… Jet hızıyla hareket ediliyor…Her soruya samimiyetle cevap alınıyor… Çare bulunuyor… Şifa veriliyor…

Ya Keşan… Bina yapmakla, yıkıp yakmakla bu işler yürümüyor!.. Kafes altın olsa ne yazar, içinde bülbül ötmüyor!..

Bütün hastalarımızın da şifa bulması dileği; Keşan’da devlet eliyle sağlık hizmetlerinde de güzel günler görmek ümidiyle…

Hadi kalın sağlıcakla, takkenizi önünüze koyup biraz düşünürsünüz inşallah!..