Reklam
Reklam

KEŞANLI ÇİFTİN BEDEN DİLİYLE YURT DIŞI MACERASI!..

Neşe Tosun
Neşe Tosun
  • 04.10.2025

Ağlamakla gülmek kardeş derdi büyüklerimiz… Ne sıkıntılar, ne dertler içinde bazen gülüp eğlenebiliyoruz, tebessüm edebiliyoruz… Sorunları, dertleri, kederleri sıralamaya, yazmaya kalksam, herhalde klavyenin başından hiç kalkamam!.. Ancak bu hafta sonunda biraz tebessüm edelim istedim… Geçen gece bir dost meclisinde biz çok güldük, biraz da siz gülün istedim!..

Yıllar yıllar önce, Keşanlı bir çift, yurt dışı seyahatine katılmış… Malum turlarla gidilen bir seyahat olduğu için dil bilmek de şart değil, kaldı ki o zamanlarda yabancı dil bilende pek yokmuş… Bu gezi de Uzakdoğu gezisiymiş… Tarihi ve kültürel noktalar rehber eşliğinde yapıldığı için hiç sorun olmamış… Tabi turlarda bir serbest zaman aralığı da var… Bu serbest zamanda herkes belli saatte buluşma noktasında toplanmak üzere dağılmış… Bizim çiftin canı nescafe çekmiş!.. O zamanlar Türkiye’de de çok tercih edilen ya da bulunan bir içecek değilmiş… Ama bu çift nescafenin sütlüsünün tadını biliyormuş ve çok da sevmiş… Oturmuşlar bir kafeye… Garson gelmiş, nescafe istemişler, getirmiş… Ama kara!… Yani sütsüz… ‘Süt, süt de koyun’ demişler ama garson Türkçe bilmeyince, bir türlü sütü anlatamamışlar… Yok ama illaki sütlü içecekler, inat etmişler!.. Konuşma diliyle her yolu deneyip sütü anlatamayınca, beden dili akıllarına gelmiş!.. Bizim çift iki elini göğsüne koymuş, inek sağar gibi işaretle, bir taraftan sağım işareti bir taraftan da nescafeyi göstererek, istediklerini anlatmış!… Garson kız beden dilini çözmüş ve küçük bir sürahide süt getirmiş!.. Bizim çift İngilizce’yi beden diliyle anlatmanın mutluluğunu yaşayarak, sütlü nescafelerini keyifle içmiş!.. Sıra gelmiş alışverişe… Avrupa’dan yılan derisi kemer almayı daha Keşan’da kafaya koymuşlar… O devirde pek de modaymış, zenginler arasında… Neyse gitmişler kemerciye… Vitrinde dükkan içinde bakınmışlar bakınmışlar, yılan derisi kemer görememişler.. Yine ‘yılan, yılan’ demişler ama nafile!.. Anlatamamışlar… Birden bizim çiftin aklına yine beden dili gelmiş… Hemen işaret parmağını kıvırıp, başlamışlar tıslamaya, ‘tıs, tıs, tısss’ demeye!… Elin gavuru anlamış!.. Hemen yılan derisi kemeri çıkarıp, önlerini koymuş, bizimkiler de muradına ermiş!.. Daha sonra da bütün isteklerini beden diliyle anlatmışlar ve hiç zorlanmadan beden dili bir Uzakdoğu gezisini keyifle sonlandırmışlar…

Ben, bizzat kendilerinden dinledim, beden dilleriyle İngilizce’nin Türkçe’ye çevrimini öğrendim(!) ve çok güldüm, umarım sizlere de bu anıyı yazarak anlatıp, tebessüm ettirebilmişimdir…

Hafta sonunuz güzel, mutlu ve tebessümle geçer inşallah…

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ