KILIÇDAROĞLU’NUN TURNUSOL KAĞIDI
Uzun zamandan beri sesleri çıkmıyordu. Pusudaydılar. Kılıçdaroğlu’nun son 1 yılda gösterdiği performans karşısında onu alkışlamasalar bile susmak zorunda kalmışlardı. Kılıçdaroğlu’nun TURNUSOL KAĞIDI olarak niteleyip ortaya attığı “Başörtüsü”yasa tasarısı ile yine özlerine ve askeri vesayet döneminde elde ettikleri genlerine dönerek saldırıya geçtiler. Üstelik kendilerini solda görüp, kerhen CHP içinde bulunan bazı kişiler ya da o kesime hitap eden ve muhalif denilen kanalda boy gösterenlerden bazıları laikliği devrimciliği solculuğu türban/ başörtüsü tartışmasına indirgeyip Kılıçdaroğlu’na saldırıya geçtiler.
***
Bunların bir kısmı hâlâ bir devrim sonucunda sosyalizmin geleceğine inanan zaten KK’nun varlığından her daim rahatsız olan müzmin, eski tüfek devrimciler, diğerleri de benim Laikçi / ulusalcı kesim dediğim asker muhibi olan demokrasiyi henüz anlayamamış, kavrayamamış yarı aydınlardır.. Klavye silahşörleridir. Zamanında Kılıçdaroğlu’na burun kıvırıp Metin Feyzioğlu’nu Kabasakal’ı, Emine Ülker’i solcu sanıp arkasında gidenlerdir. Turnusol kağıdı işlevini yapmış Kılıçdaoğlu’nun ve 6’lı masanın ardında kim var kim yok, artık anlaşılmıştır.
***
Bunlar olaylara yorum yaparken Kılıçdaroğlu’nun da bir kurmay heyeti, danışmanları olduğunu düşünemeyip onun akşam aklına geleni sabah ortaya koyduğunu zanneden çapsızlardır. Bunlar bir yorum yaparken, bir tavır koyarken Kılıçdaroğlu’ndan daha çok RTE’nin ağzı ile konuşanlardır. Muhalefet etmeyi bir meziyet, bir üstünlük sayarak bulanık suda balık avlayıp “AFERİN” alma sevdasında olanlardır. Ömür boyu ezberlerinden vaz geçemeyen, olaylara hala soğuk savaş ölçütlerinde bakan, Atatürk’ü hiç anlamadıkları halde en büyük Atatürkçü geçinen kişilerdir.
***
Şimdi hep birlikte yine gaza geldiler ve hep birlikte Kılıçdaroğlu’na saldırıya geçtiler. Bu konuda “Acaba gerçekten başını örtme konusunda hassas olan ve tercihini buna göre yapacak insanlar bu çıkış karşısında ne düşünmüştür? Kılıçdaroğlu’na oy vermese bile bir adım daha yaklaşmış mıdır?” diye empati yapmaya gerek duymadan kendi gelecek ve ikbal hesapları ile bindikleri dalı kesme çabasına girmişlerdir.
***
Sn. Kemal Kılıçdaroğlu uzun zamandan beri olduğu gibi, riskli de olsa yine gündemi belirleyen bir çıkış yapmıştır. Genel kanaat, “DemoklesinKılıcı” gibi kullanılmaya hazır bir silahı AKP’nin elinden almış seçim malzemesi olarak kullanılmasını engellemiş olduğudur. Ani bir karar değildir. Aylar öncesinden planlanan bir çıkıştır. AKP’nin “Yasa değil, anayasa değişikliği olsun” demesi topu taca atmaktır. Çünkü konu Anayasa konusu olamaz. Olsa bile RTE’nin konuya yeni eklentiler getirerek sulandırmak istemesi “Minder dışına kaçan pehlivan” örneğini anımsatmaktadır. Sonuçta, Kılıçdaroğlu verilmek istenen mesajı verilmesi gereken yerlere vermiştir. Gerisi teferruattır.
***
Herkes aklını başına almalı lüzumsuz, anlamsız, senaryolarla hem kendisinin hem de başkalarının kafasını karıştıracak “zıp çıktı”lıklardan vazgeçmelidir. Artık seçime doğru, bu son virajda Kemal Kılçdaroğlu ile yürümek ve başarmak zorundayız. Bazen susmak en gerekli laflardan daha anlamlı ve yararlıdır…
Panik yok… İnanarak yola devam..
