NEDİR BU KENDİ VATANDAŞINIZA YAPTIĞINIZ ZULÜM!..
İnsanın inanası gelmiyor… Bir hükümet, kendi vatandaşına bu kadar zulüm yapabilir mi? Elin gavurunu kollarken, onlara seyahat özgürlüğü için tüm kapılarını açarken, kendi vatandaşını bu özgürlükten mahrum etmek için elinden geleni yapar mı?
Maalesef Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, seyahatlerini zorlaştıracak her türlü muamele yapılıyor… Yapılacağı duyurulan son düzenleme ile de yurt dışı fahiş fiyat olan 150 TL’lik harç bedelinin 300 TL’ye çıkarılması planlanıyor… Bundan en çok etkilenecekler de sınırlara yakın yerleşim yerlerindeki vatandaşlar olacak…
Şöyle ki; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Temmuz 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla Bulgaristan vatandaşlarının Türkiye’ye pasaportsuz girebilmesine imkan tanındı.
Karara göre bu kişiler her 180 gün içinde 90 günle sınırlı kalmak şartıyla, kimlik kartlarıyla Türkiye’ye girebilecek.
Türkiye vatandaşlarının Bulgaristan’a girmek için ise pasaport sahibi olmasının yanı sıra vize alması da gerekiyor. Üstüne 150 TL’lik harç pulu ödüyor ve bu harç bedeli, eğer yeni karar Meclis’ten geçerse 300 TL olacak… Ve yine, Bulgaristan Edirne Konsolosluğu tarafından, vize başvurusu yapan Türk’lerin yaklaşık %50’sine de 15 günlük tek girişli vize veriliyor… Üstelik bir vize maliyeti de şu anda 2.000 TL’nin üzerinde… Bulgaristan hükümeti Türk vatandaşlarına ülkelerine girebilmeleri için olabildiğine zorluk tanırken, aynı zorluğa Türkiye Cumhuriyeti Devleti yöneticileri de katkı sağlıyor!.. Lakin aynı yöneticiler, Bulgaristan vatandaşlarının ülkemize gelmesi için ne mümkünse yapıyor… Doğru olan da bu zaten ancak Bulgaristan ve Türk vatandaşları eşit şartlara sahip olması koşuluyla…
Yine Trakya bölgesinde birçok esnafımız yurt dışı ile ticaret yapıyor… Döviz kurlarının artması ve bölgemize Yunanistan ve Bulgaristan’dan alışverişe gelen vatandaşların sayısı arttı… Hâl böyle olunca ticaret onların sayesinde hareketlendi… Ancak düşünün ki bir mobilya ya da beyaz eşya veya benzeri türde alışveriş yapan bir vatandaşın nakliyesi de bölgemizdeki esnaf tarafından karşılanıyor, aldığı eşyaların kurulumu sağlanıyor… 3 tane elemanını gönderse bugünün şartlarında 450 TL, yarının şartlarında 900 TL sadece çıkış harcı pulu için bedel ödeyecek… Bunun akaryakıtı, yemesi içmesi var… Esnaf daha Türk gümrüğüne girdiği anda kârının ilk zararıyla ticaretine başlıyor!.. Ve yine bu harç pulu sadece Türk vatandaşlarına uygulanıyor… Ülkemize gelen yabancı vatandaşlar, çıkışlarında bu uygulamaya tabi değil…
Şimdi ben… Başta ticaretin zorlaşacağı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seyahat özgürlüğünü kısıtlayacağı bu uygulamanın kaldırılması ya da iyileştirilmesinin sağlanması için STK’ları göreve davet ediyorum… Özellikle de 14’te 14 yaparak seçim kazanan, Atatürk’ün mavi gözlerini seçim fotoğraflarında kullanan ve Atatürk‘ün gözlerinin rengini listelerinin rengi yapan, pırıl pırıl, dinamik ve genç Keşan Ticaret ve Sanayi Odası yöneticilerini bir an önce elini taşın altına koyarak, Ankara ile irtibata geçerek, başta üyeleri olmak üzere tüm esnafı da etkileyecek bu zulmün yapılmasını engellemeye davet ediyorum…
Son alarak diyeceğim şu ki; suçumuz T.C. vatandaşı olmak mı? Ne kadar zulüm yaparsanız yapın, ne Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından vazgeçeceğiz ne de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Ulu Önderimiz Atatürk’ün ilke ve inkılâplarından şaşacağız!.. Onun çizdiği yolda, gösterdiği hedefe doğru ilerleyeceğiz!.. Ne mutlu Türküm diyene!..
