OLMAZ DEMEYİN… OLUYOR İŞTE…

Aslında hangi gün bir skandalın içinde olmuyoruz ki. En kötüsü kanıksadık bu olanları ve tepki vermekten de vazgeçtik. Ne araştırma önergeleri kale alınıyor, ne şikayet dilekçeleri yerine ulaşıyor ne önlem alınıyor ve aslında ya kulak arkası ediliyor yada sümen altı oluyor.

Bakalım bazılarına sırayla;

Diyanet Vakfı Gazze toplantısı düzenliyor. Toplantının kurban bağış ya da diğer bağış paralarıyla yapıldığı konuşulmaya başlıyor. Vakıf açıklaması daha beter. Toplantı İngiltere merkezli All Kahr vakfınca yapıldığı ve diyanetin sadece katılım yaptığı açıklanıyor. Yani para İngiltere’den.

Yap-işlet devret sistemindeki skandal. Yavuz Sultan köprüsünün kamuya devri 2014’te bitti ama 2 yıl daha uzatıldı. Neden? Az mı kazanmış yüklenici… Bakan arkadaş açıklama yapmış, diğer işletmelerde de süre uzatılacak ya da kiraya verilecek. Tabi yine müşteri garantili. Devlete iadesini kabullenemiyorlar. İlla yandaşlara devlet hazinesini yağmalatacaklar ya da yandaşı daha da zengin edecekler. Pes diyorum artık.

Ege denizinde Yunanlılar 21 ada ve 2 kayalığımızı işgal ettiler. Tık yok. Vatan topraklarının işgaline ses çıkarmıyorlar ya da çıkaramıyorlar. Lozan anlaşmasına göre Dedeağaç’ın da askerden arınması gerekiyordu, yığınak yapıldı, yine ses yok. Suriye’deki 10 dönüm vatan toprağını terk ettiler… Tık yok. Yunanlılar hem hava sahamızı sürekli taciz ediyor, hücumbotları kıyılarımızda geziyor, önleyen yok. Hatta nota veren de yok.

Savunma sanayi başkanı arkadaş yurt dışı toplantılara özel jet kiralayıp en lüks otelde en lüks harcamaları yapıyor. Güya devlet tasarruf ediyor. Tık diyen yok. Saraya yeni bir uçak daha alınıyor, yeni otomobiller alınıyor. Dünyanın masrafı. Ama itibardan tasarruf edilmiyor.

Tarikatçı general, resmi elbiseyle tarikat toplantısında yakalanıyor. Disipline bile sevk edilmiyor hemen emekli işlemleri yapmasına izin veriliyor. Ama teğmenler her sene yapılan töreni ve yemini ediyorlar. Vay efendim disiplinsizlik. Görevden atmaya hazırlanıyorlar.

Dünyada Askeri hastanesi olmayan ya da aslında kapatılan tek orduyuz. Sekiz senedir askeri hastaneleri yandaş vakıf ya da gruplara vereli. Cephede yaralanan askerlerimize sivil doktorlar bakıyor sadece. Oysa bu iş bir uzmanlık alanı. Kadrosuyla, silsilesiyle, ilk ve son müdahalesiyle çok ayrı bir teşkilatlanma. Dünyanın çok gerisine düştük ve ölümlerin bir kısmı sistemin yok edilmesinde yatıyor maalesef.

Wikipedia dan bir skandal. Murat Kurum arkadaşımız 2016 yılında FETÖ’cü GESTAŞ’ta şantiye şefi idi ya, bu kısmını tanıtımdan silmişler ya da sildirmişler. Sanırım geçmişi temizleme deri bu.

Alman başbakanı Mertel hatıralarını yayınladı ya, bu da bir skandalı ortaya çıkardı. Meğer vize kısıtlamamız Suriyeli mültecileri 3 milyar Avro karşılığında bakmamız karşılığına ek olarak gündeme gelmiş. Yani AKP vizemizi engellenmesini kabul etmiş. Şimdi Avrupa Bulgaristan ve Romanya ya vize mecburiyetini kaldırmış. Yine tek başımıza kaldık. Üç kuruş için bu ülke vatandaşlarının çıkarlarını ötelemek doğru değil.

Bu arada iktidar il ilçe yöneticilerinin sınav sonucu değil ama partili ataması bölgelerindeki işlere, ayrı bir skandal. O zaman niye sınav yapılıyor. Neden liyakatlı bilgili ve kendini yetiştirmiş insanlar işlere giremiyor da partililer giriyor. Bu gençlere yazık değil mi? Ha bu arada bu kişilerin yakınları da işledikleri suçlarda ayrımcılığa tabi. Geçen uzunca bir liste yayınlandı gazetelerde. Neredeyse affedilmişler. Pes.

Son olarak Suriye’deki son çatışmalar. Suriye tam bir etki alanı. İsrail’in destek verdiği cihatçılar her tarafa saldırıyor. İyi donanmışlar. AKP’nin destek verdiği ÖSO karşılık vermeye çalışıyor. Cihatçılar çekilirken yerlerini YPG ye teslim ediyor. Hizbullah kiminle savaşacağını şaşırmış. Suriye ordusu karışık, onlarda da ırakta yapılan gibi tarikat ve etnik yapıya göre atamalar ve askeri yapı dışında örgütlenmeler iç çatışmaya dönüştü.

Sonuç; ordusunu disipline demeyen, tarikat veya cemaat etkisine sokan, liyakati değil yandaşı ön plana çıkaran, savaşçı kadrolarını çekinmeden tasfiye eden, ordusunu modernleştiremeyen yönetimler bir müddet kendi geleceklerini garantiye alabilirler ama ülkesinin de sonunu hazırlarlar.

Bu ülke asla bölünemeyecek, parçalanamayacak, toprakları işgalden kesinlikle kurtarılacaktır. Ülkemde vatanseverlik bir yaşam biçimidir ve bağımsızlığımıza halel geldiğinde geleceğimize sahip çıkacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.

İyi bir hafta dileklerimle.