Reklam
Reklam

TARİHİ TEKERRÜR MÜ?

TARİHİ TEKERRÜR MÜ?
  • 19.12.2021
Reklam

1919 yılı Şubat ayı… Ülkenin her  tarafı işgal altında, topraklarımız, denizlerimiz, madenlerimiz, şirketlerimiz kaybediliyor. Damat Ferit hükümeti acilen toplanıyor. Herkes sürecin nasıl işleyeceği, ne önlemler alınacağını ve/veya nasıl bir mücadele yürütüleceğinin konuşulmasını bekliyor.

Ama hükümetin aldığı kararlar tamamen ekonomik. Vergiler 8-9 kat arttırılıyor. Halkın kullandığı temel ürünler dahil her şeye müthiş fahiş zamlar yapılıyor. Halk çaresize ekonomik bunalım her tarafı sarıyor. Millet  geçim derdine düşüyor.

Ekonomik olarak bu fahiş zamlara aslında ihtiyaç yok, amaç halkı bezdirerek ekonomik sıkıntılarla boğuşurken işgallere tepki verecek zamanı bulmamalarını sağlamak. Ve bu şekilde ülkenin içine düştüğü vahim durumu halktan gizlemek.

2021 Kasım-Aralık ayları…. Hükümet hazineyi boşaltmış, merkez bankası rezervleri eksiye düşmüş, dış borçların değil ana paraları faizleri bile borç para bulunarak ödenmeye çalışılıyor, ülkede kamuya ait fabrika ve tesislerin çoğu satılmış, dağlar bayırlar, kıyılar satılmış, liman işletmeleri başkalarının eline geçmiş, milli şirketlere yabancı ortaklar girmiş, tarım bitirilmiş, hayvancılık ölmüş, tarım arazileri yabancılara 500’er dönüm olarak satılmaya başlamış… Ülkede üretim adına çok az işletme ayakta kalabilmiş. Ülkede tüketime dayalı modelle her şey ithal edilir hale gelmiş… vs. vs. Yazsam herhalde çok sayfa gerekecek.

Hükümet aynı 1919 koşullarında yapılanları yapıyor. Her şeye fahiş zamlar, artan vergiler, dolar üzerinde spekülatif eylemler, vergi ve cezalara, kredilere fahiş zamlar… vs. Halkı bezdirme noktasına getirdi.

Hükümet ağır ekonomik bunalımı ve yönetememe beceriksizliğini gizlemek adına iktisat teorilerine asla uymayan, bilim ve akıl dışı ekonomik kararlarla halkı bezdirmek yıldırmaya çalışıyor.

Tepkiler  hatta en ufak demokratik beyan, toplantı, bildiri hatta protestolar polis ve jandarmanın zor kullanarak engellenmesini sağlıyor. Hukuksuz tutuklamalar, kanunsuz gözaltıların ardı arkası kesilmiyor. Televizyonlar gazeteler olumsuz gelişen hiçbir şeyi yayınlayamıyor, bakanlara filan asla serbest soru sorulamıyor, meclis devre dışı bırakılıp dalga geçer gibi bütçe konuşmalarında şiirler okunuyor, kavga ve gürültü ile meclis susturulmaya çalışılıyor. Bu günün şartlarında internet yoluyla oluşan medyanın dahi susturulması için kanunlar hazırlanıyor, seçimler (istifa eden kendi milletvekillerine  göre bile) hileli yapılıyor.

Tarih tekerrür mü ediyor ne? Yaşanan aynı sorunlar aynı neticeyi mi doğuracak acaba? 21’nci yüzyıl Türkiye’si ”yüzbaşı Selahattin’in romanın”daki gibi kahramanlarımı bekliyor? Yoksa yeni bir Atatürk’ü mü?

Bence; yüzlerce, binlerce Atatürk olmalı bu kıskaçtan çıkmak için. Saygılarımla…

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ