YERLİ VE MİLLİ MÜSTEMLEKECİLİK…
Şimdilerde AKP, “TOGG marka yerli otomobilimizin seri üretimine başladık” ve “Yerli savaş uçağımız da yakında devreye girecek” diye oy devşirmeye çabalıyor. Ne derece gerçekçi ve sürdürülebilir bir çalışmadır bilemiyoruz. Buna rağmen bu ülke insanının bu gelişmelerden mutlu olmaması ve gurur duymaması elbette mümkün değil. Süreci bugünlere taşıyanlara elbette şükran duyarız. Ama mümkünse “Biz olmasaydık olmazdı” havalarınızdan vazgeçin. Hele Cem Küçük gibi atıp savuran tiplerin, sanki önceden savunma sanayimiz yokmuş da tüm bu işler AKP döneminde başlatılmış gibi iddialarıyla gülünç olmayın.
***
Benim hatırladığım, Türkiye’nin ilk YERLİ VE MİLLİ otomobili Anadol markadır. İsmi de işçiliği de %100 yerlidir. 1967 yılında üretime başlamıştır. Kaba saba bir araç olmasına rağmen yollarımızın kalitesi, tarımsal ve kırsal yaşamın kuralları dikkate alındığında ülkemiz gerçekleri ile örtüşen özellikleri ile çok beğenilmiş ve büyük ilgi görmüştür. Yani TOGG bir İLK değildir.
***
Savunma Sanayii’ne gelince… Bu sektör, Osmanlı’dan bugüne uzanan ve var olan bir süreçtir. Kurtuluş Savaşı sırasında İmalat-ı Harbiye ya da sonrasında Makine Kimya Endistürisi (MKE) gibi isimlerle, ASELSAN gibi kuruluşlarla, tersanelerimizle her zaman her iktidarın önem verdiği bir sektördür. Örneğin 1967 Kıbrıs krizinde çıkartma gemilerimiz olmadığı için Kıbrıs’a müdahale isteğimiz gerçekleştirilememiş ve acısı yıllarca çekilmiştir. Akabinde başlatılan “MİLLET YAPAR” kampanyaları ve yaratılan kaynaklarla yeterince çıkartma gemisi 1974 yılına yetiştirilmiş ve Barış Harekatı bu defa başarıya ulaşmıştır. Elbette değişen, gelişen teknoloji ile daha iyisini, daha güzelini yapmak şaşırtıcı olamaz.. Kaldı ki bu ülke yıllar önce tüm imkansızlıklara rağmen uçak yapmayı bile başarabilmiştir.
***
21 yıldır iktidarda olan AKP döneminde, hemen hemen hepsi BETONA DAYALI işler olsa da yadsıyamayacağımız önemli ve güzel eserler yapılmıştır. Bunu inkar etmiyoruz. Ama bu bir milletin mutlu olabilmesi için hiç yeterli olmayan hatta gerekmeyen, önceliği olmayan işlerdir. Halk, hiç gidemeyeceği otobanlarla, hiç geçemeyeceği köprülerle, hiç sahip olamayacağı TOGG’larla niye mutlu olsun ki.
03 Mayıs 1960 yılında devrin Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel, MSB Bakanı Ethem Menderes’e yazdığı mektupta DP iktidarı için “Memlekette çok şeyler yaptığınız muhakkaktır, fakat bu da asla kâfi değildir. Bu yapılan işleri müstemleke idareleri de yapar, yapıyor ve yapmıştır” dememiş miydi? ”Asıl mühim olanın toplumun ruhunda yaşama şevk ve azminin geliştirilmesi, hak ve hürriyet aşkının kökleştirilmesi ve vatandaş idrakinin yüksek ve necip hislerle donatılması” olduğunu vurgulamamış mıydı? “Bizim gençlerimizde hak, adalet ve hürriyet duygularının gelişmesinden ve kemâlinden memnun olmamız lâzım gelmez mi? İstikbâli hissiz, duygusuz müstemleke ruhlu, yalnız maddeci bedbaht insanlara mı bırakmak istiyoruz” diyerek iktidarı uyarmamış mıydı?
***
Özetleyecek olursak; her eve bir TOGG hediye etseniz bile eğer bu yurdun insanlarını, özgürlüklerinden, adil bir hukuk düzeninden, hakça paylaşımdan, geleceğe dönük hayallerden, yuva kurmaktan, iş sahibi olup ömür boyu güvenle yaşamaktan mahrum bırakıyorsanız bu bir nevi YERLİ VE MİLLİ MÜSTEMLEKECİLİK olur.
