AH KEŞAN, VAH BELEDİYE…

Keşan’ımızda geçen sene sosyal demokrat belediyecilik seçildi. Seçildi diyorum ancak sosyal mı? Orası biraz karışık. Mehmet bey doktor ve daha öncesinde de sevilen bir kişi olduğu için seçimi yine kazandı.
Sevindik elbette. demokrat belediyeciliğin kazanması ülke çapında totaliter dinci bir yapının ilçelerde de hakim olması hele de Trakya’da hiç de kabul edilebilir bir olay değil, en azından benim açımdan.
Yaşamımı ideallerim uğruna yaşamış, kimseden çekinmemiş ve hep doğruların yanında yer aldığım için de siyasilerce pekte sevilmem.
Ben en azından mücadelemi sahiller üzerinden veriyorum.
Sosyal demokrasi halka dayanır. Özelliklede halkın örgütlenebildiği tüm alanlarda derneklerde sivil toplum örgütlerinde meslek odalarında vs. Gel gör ki Keşan Belediyesi bunu unutmuş.
Sosyal demokrasi, sivil toplum örgütlerinden görüş alır, öneri alır, bilgi alır hatta destek dahi alır.. Gel gör ki Keşan Belediyesi bunu unutmuş.
Biz her sene Yayla Sahili için toplantı yapar, bilgi alır, talep toplar bunu da raporlar belediyeye ve diğer kurumlara sunarız. Üstelik bunu hiç bir çıkar gözetmeden, sanki belediyelerin atanmış elemanları gibi yaparız. Bizlerin amacı yaşadığımız yerlerin huzur refah ve daha iyi yaşam koşulları sağlansın diye yaparız. Kimi zaman tepki verir kimi zamanda alkışlarız.
Peki geldiğimiz noktada neler gördük? Ben her şeyi bilirim kimseyi takmam diyen bir belediye başkanı. Tamamen popülizm kokan, liberal bir yönetim anlayışı.
Başka neler gördük? Sahillere bir belediye başkan yardımcısı dahi atayamayan bir belediyecilik anlayışı.
Başka neler gördük? Yaklaşık 20 gündür randevu dahi veremeyen bir umursamazlık anlayışı.
Peki neler bekledik?
Sahillerimiz sadece yerleşenlerin değil iç turizminde popüler bölgeleri. Buraya turizmden anlayan alt yapı ve üst yapıyı şekillendirecek liyakatli, deneyimli personel atanması.
Başka neler istedik?
Sosyal demokrat belediyeciliğin gereği olarak sahillerde örgütlü dernek ve platformlarla toplantılar yapılması, görüşler alınması, birlikte neler yapılabilirin portresinin çıkarılması.
Başka neler istedik?
Belediye verilerinin güncellenmesi, doğru bilgilerin halka yansıtılması, bölgenin bir nevi resminin çizilmesi.
Oldu mu? Hayır. Olacağı var mı? Onu da zannetmiyorum.
Biz AKP dönemini de yaşadık. Onlar en azından her toplantımıza ya başkan olarak ya da yardımcılar olarak geldiler. Fikirlerimizi aldılar. Sanki sosyal demokratmışlar gibi halka dayanmaya çalıştılar.
Biz belediyeler üzerindeki baskıları biliyoruz. Belediyeleri çalıştırmamak için oynanan oyunları da görüyoruz. Mali kıskaç altında belediyelerin nasıl ezildiğini de görüyoruz.
Ama halka dayanmayan, ben bilirim diyen, size lazım olana ben karar veririm diyen BELEDİYECİLİĞİ TANIMIYORUZ.
Sosyal demokratların en büyük kozu halka yani halkın örgütlü tabanına dayanmalarıdır. Sivil topum örgütleri bu ülkenin kuruluş sürecindeki Kuvay-ı Milliye yapısıdır. Bizler kim iktidara gelirse gelsin bölgemizi her tür gerek çevre tahribatına gerek kirlenmeye gerekse yaşam koşullarınızı daha yaşanılır hale getirme uğraşımıza devam edeceğiz. İster belediye arkamızda olsun isterse olmasın.
Sorunlarımız çok ve yapılacaklar da sınırlı biliyoruz. Ancak sorunlara çözüm üretecek bir belediye görmek istiyoruz artık. Taleplerimiz bu sayfalardan da olsa belirtmeye devam edeceğiz. Geçmiş dönemlerle ilgili sorulacak çok sorumuz var, sırayla o dosyaları da açacağız. Şimdilik bu kadarını yazalım. Arkası yarın diyelim ki tefrikalara döndürmeyelim ama.
Biz yine de hak hukuk diyeceğiz. Sahillerin sahipsiz olmadığını haykıracağız. Eksiklerin hesabını da soracağız. Ne hükümetler ne belediyeler sahillerin yaşam standartlarını düşürmemeli aksine yükseltmeye çalışmalı. Verileri gizleyerek saklayarak hiç bir sorun çözülmez.
Şimdilik kalın sağlıcakla diyorum. Demokraside kalalım, sağlıkta kalalım, temiz denizlerde , temiz çevrede kalalım. İyi haftalar.
