Reklam
Reklam

AKP NEREYE KOŞUYOR, NEDEN BATIYOR?

AKP NEREYE KOŞUYOR, NEDEN BATIYOR?
  • 07.02.2022
Reklam

Müthiş bir enflasyonist baskı toplumun hemen her kesimini etkisi altına aldı sürüklüyor. Öyle bir dalga ki bu dalga önünde durmak ancak ve ancak kitlesel psikolojik baskı, yalan, ötekileştirmek ve toplumu bölerek içinden çıkılması zor durumlara sokularak def  edilebilir.Tabi tusunami dalgası da bir o kadar güçlü ki her söylenen artık gün geçmeden kendini doğrular karşısında aciz konuma sürüklüyor. AKP bu dalgalara  cevap verecek ne donanıma nede kadrolara sahip. Gemi çoktan terkedilmiş, kaptan dahil mürettebat filikalarda , yolcular kaderine terkedilmiş durumda.

AKP nelerle övünüyordu?

Öncelikle özelleştirmelerle. Gerekçeleri şuydu; ülke liberal ekonomi anlayışıyla kalkınır, devlet elini ekonomiden çekmeli. Özellikle devlet üretim tesisleri siyaseten fazla kadrolarla doldurulmuş, hazineye yük olmaya başlamış hantal yapılardı. Teknolojileri yenilenmeli ve üretime daha fazla istihdam kazandırarak katılmalıydı. Zarar eden tüm kamu yatırımları satılmalıydı.

Böyle oldu? Asla… Zarar eden hiçbir kamu yatırımı satılmadı, kâr edenlerse çoğu arsa fiyatının yarısına, bazıları depolardaki malın yarı fiyatına satıldı. İstihdam için yeni elemen alma şartı ve teknolojiyi yenileme şartı vardı; uygulanmadı. İşçilerin hepsi sokağa salındı. Bazı işletmelerde çıkarılan işçilerin tazminatlarını dahi devlet ödedi. Babalar gibi sattılar, kahkahalarla gülerek ülkenin üretim yapan yapısını bozup her şeyini ithal eder hale soktular ülkeyi. Bu gün dolarla ithalat karşısında yaşadığımız hayat pahalılığının enflasyonist etkinin temel sebeplerinden biride bu, üretimden vazgeçip ithalat ve tüketim modelinin seçilmesiydi. Bedavaya verilen tesislerden gelen para ne oldu? Yatırıma dönüşmediğine göre sadece toplumun dizayn edilmesinde ve yandaşlara kaynak aktarmada kullanıldı. Toplumun yeni dizaynı elbette dinci kindar ve cumhuriyet düşmanı yapılanmaların toplumun her katmanına sızmasına izin ve destek verilerek sağlanmasıydı.

İkinci olarak yol köprü ve hastane okul yatırımları… En büyük yalanları ve devletin müthiş bir borç yüküne sokulma  oyunu idi. Yap-işlet-devret dediğimiz ekonomik bir olayı kitlelere sanki gerçekten böyle yapılıyormuş gibi sunulması ve AKP’nin sözde bu ülkeye yatırım yapması gibi gösterildi. Mesela şehir hastaneleri Avrupa’da da uygulanmış ve fakat sonra vazgeçilmiş bir uygulama idi. Sanırım İngiltere’den esinlendiler. Ancak kimse bu yatırımları kârlı bulmadı. Yapıp işletmeyi 25 yıl boyunca kabul etmedi. AKP çözümü buldu; halk böyle bilecekti ama yandaşlara ihale edilen hastanelerin parasını yine devlet ödeyecekti. Hem de 25 yıl boyunca. Çözüm hasta garantisi vermek ve gelmeyen hastanın parasını devlete ödetmek. Sonuç: 13 şehir hastanesine ödenen parayla devlet 56 adet aynı nitelikte devlet hastanesinin yapılacağı gerçeği ortaya çıkmıştı. Tabi bu olaylar köprüler, otoyollar, havaalanları,  hastaneler, okullar için de aynı sonucu doğurmuştu. Toplum kandırılmış hazineye Osmanlının son dönemlerdeki borç yükü gibi ağır yükler bindirilmişti. Yaşanan enflasyonist baskının bir diğer nedeni de buydu. Dolar karşılığı ve değerinden çok yüksek fiyatlarla yapılan işlere para yetişmiyordu. Üstelik üstleniciler Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına güvenmediklerinden anlaşmazlık halinde İngiltere mahkemelerini yetkili kılmışlar hükümet de nedense sessiz kalmıştı. Nasıl kapitülasyonlara benziyor değil mi?

Mesela Afyon hava alanı 2 milyon yolcu garantisi var ama kullanan 5 bin kişi. Korkunç değil mi? Ya rant için açılan İstanbul Havalimanına ne demeli? Kötü hava koşullarında kullanılamıyor, kalkan uçaklar başka ülke toprakları üzerinden havalanabiliyor, maliyeti kendinden 3 kat büyük Çin Hava Limanının maliyetinin neredeyse 2 katı. Metrosu yok, kar yağınca yolları kapalı, pisti çöküyor, hava sahası göçmen kuşların güzergahı. Yani her an tehlike.

Üçüncü olarak sağlık ve eğitimi az yazalım; eğitim her modern ülkede olduğu gibi temel haktır ve ücretsiz karşılanmalıdır. Özel sektöre üniversite kurdurmak ve hele bunu paralı yapmak maalesef eğitimin kalitesini düşürmüştür. Üniversite kazanamayan paralı aile öğrencilerinin eline diploma vermek üzere kurgulanmanın ötesine henüz geçemedi. Eğitimi toplumu dizayn etmek gibi bir amaçla kullanan AKP tüm okulları neredeyse imam hatip yaptılar. İktidara geldiklerinde rakamlar beni yanıltmadıysa 300 civarındaki imam hatip şimdi 3000’lerin üzerine çıktı. Ama asla AKP’liler çocuklarını buralara göndermediler. Onların çocukları kolejlerde ve yurt dışında okuyor. Sadece köle olarak gördükleri halk çocuklarını imam hatiplere mecbur bıraktılar. Toplumu dizayn içinde öğrencilere yurt yapmadılar, bursları artırmadılar. Öğrencileri tarikat, cemaat ve ne kadar yobaz yapılanma varsa buralara yönlendirilip kendilerine taban olmasını sağlamaya çalıştılar. Aslında halkın isyanının bir kısmı da buradan başladı.

Hastanelere gelince; ekonomik yapı bir yana en çok övündükleri kuyrukları kaldırdık yalanlarıydı. Evet eskiden hastane önlerinde sıra kuyrukları vardı. Hastaneler az sıra çoktu. İyide siz hastaneleri arttırdınız ama kuyrukları daha da uzattınız. Nasıl mı? randevu sistemi ile. Kadın hamile randevu istiyor 3 ay sonrasına gün veriyorsunuz. Oysaki kadın 1 hafta sonra doğum yapacak. Bazı hastalıklara 3 yıl sonrasına randevu ve çoğuna da en az 4-5 ay sonrasına randevu veriyorsunuz. Yani sizde kuyruklar aylarca sürüyor. Başımdan geçti kolonoskopi için 3 ay sonrasına randevu verdiler, bende gidip özel hastanede muayene olup ertesi günde kolonoskopiyi yaptırdım. Mesela diş için geçen gün randevu alayım dedim süre bile yok. Boşalınca biz sizi arayacağız dediler; vazgeçtim. Peki ya doktor sorunu? Eğitim doğru dürüst olmayınca, sektörün geçim yani maaş sorunu çözülmeyince, özellikle gençler yurt dışına kaçmaya başladı. Sadece Ocak ayı yurt dışına gitmek için izin isteyen doktor sayısı 800. Ne kadar acı değil mi?

Dördüncü olarak ve belki de en önemlisi toplumu dizayn edeceğim, taraftar kitlesi yaratacağım, kendime ait bir sınıf yaratacağım derken bu ülkenin kılcal damarlarıyla oynadınız. Cumhuriyete ve Atatürk’e düşman bir nesil amaçladınız ama bu da çok tutmadı. Ancak tarikat yurtlarında üniformalarla dolaşan bir kitle yarattınız ki bu hem dine hem de laik ülke yapısına aykırı bir durumdu. Diyanete toplam 7 bakanlık bütçesi vererek, bilimi dışlayarak, çağdaş eğitimi körelterek, tarikatlara müthiş mali destek vererek bir yere ulaşamazsınız. Sadece ülkede birbirine düşman kamplar yaratırsınız.

Ve… Son olarak ekonomik yapı sorunumuz. AKP, yaşananlar gösterdi ki bilime, liyakata düşmanlığından dolayı, tüm dünyaca kabul görmüş ekonomik kalkınma modellerini ya bilmiyor ya da çıkarına kullanıyor. Maliyenin başına siyasetçi, hazinenin başına hukukçu, tren yollarının başına kamyoncu, turizmin başına tatilci, tarımın başına komisyoncu getirirseniz yani konusunun uzman olmayan insanları iş başına getirirseniz, yani liyakatı yetersiz insanları uzmanı olmadığı işin başına getirirseniz hiç bir alanda başarılı olamazsınız. Ekonomi yanlış verilerle, planlama yapılmadan, çok çeşitli alanlarda organize olmadan, bağımsız kuruluşların özgün çalışmaları olmadan, dünya finans piyasası gerçeklerini bilmeden yönetilemez. Hele tek bir kişinin emirleri ile hiç yönetilemez.

Ekonominin yaşanırlılığı, hukuk sisteminin yaşanabilir olması ile ölçülür. Eğer hukuk sisteminiz diktatoryal emirlere ve baskıcı bir rejimin çıkar ve niyetlerine daha çok cevap vermeye başlamışsa, güven yitimine neden olur.

SON SÖZ; bu ülkenin acilen bir hükümetlerden bağımsız ”stratejik kalkınma enstitüsüne”, hükümetlerin bağımsız ”merkez bankasına”, hükümetlerden bağımsız ”sosyal yapılanma kurumuna” ve hatta gerçek sendikalara, yargıya, istatistik kurumuna, devlet planlama teşkilatına, barolara, sivil toplum yapılanmalarının etki ve yetki alanlarının arttırılmasına ihtiyaç vardır. Bu ülke binlerce gemiden oluşuyor tek kaptan çılgınlığını derhal terk edip, her gemiye uzman kaptan ve müthiş bir organizasyon gerekiyor.

Diğer yazım dış politika ve global şirketlerin hükümete etkisi üzerine olacak ve hafta içi yayınlayacağım. İyi bir hafta dileklerimle.

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ