Reklam
Reklam

DIŞ POLİTİKA ÇIKMAZI VE YPG YA DA BEKA SORUNUMUZ

DIŞ POLİTİKA ÇIKMAZI VE YPG YA DA BEKA SORUNUMUZ
  • 03.07.2022
Reklam

Uzun zamandır AKP’nin dış politikada ülkeye açtığı sorunlarla boğuşuyoruz. İç siyasete AKP politikaları beka sorunu olarak lanse ediliyor. Ve tabi üzerine hamaset de eklenince sorunların özüne dokunmadan biçimsel olarak yaratılan sorunlar üzerinden toplum politize ediliyor.

‘MÜSLİM BROTHER’S OLAYI

Müslüman kardeşler olarak da bildiğimiz bu olay ülkemizde siyasal İslam’ın beklide en büyük projesiydi. Mısırda, Filistin’de, Libya’da hükümet olacak kadar ilerleme kaydetmişlerdi. Tunus’ta kısa zamanda yenildiler. Irak’ta Şiiler ve Kürtler yoluyla tasfiye edildiler. Şimdi ağırlıkla Suriye’de yuvalanan bu yapı için tek destek yine ülkemiz siyasal İslamcılarından. Çoğunun maaşını dahi biz ödüyoruz. Kim bu militanlar? Aslında el kaidenin silahlarını kurucusu olduğu ABD’ye doğrultmasıyla parçalanan yapılanmalar. Her ülke kendi çıkarına bir kısmını destekliyor. Militanları Kuzey Afrika’dan, Libya’dan Arap ülkelerinden Türkistan’dan, Çeçenistan’dan vs. toplama yapılar. Yani milli bir özelliği yok.

Ortak özellikleri Türkiye desteğinde çalışmaları ABD ve İsrail’e asla düşman olmamaları, petrol alanlarını emperyallere peşkeş çekmeleri ve korumaları. Ama sözüm ona en iyi Müslüman onlar. Bir zamanlar AKP yazarları onları “Müslümanlığı en doğru yaşayanlar” olarak tanımlıyordu. Davutoğlu ise “tepkili duygusal çocuklar” olarak betimliyordu. Müslim Brothers yoluyla İslam ülkelerini etkisi altına almaya çalışan AKP, emperyalizme direk değil ama kendi lehine çalışmaya başlayınca başta ABD olmak üzere ab ülkelerini de karşısına aldı.

ABD NE DEDİ?

Obama yaşananlar karşısında beyzbol sopalı tehdide, Trump’un hakaret ve tehdit dolu mektubu, Bidenin ‘diktatör’ ve ‘Erdoğan’dan kurtulma zamanı gelmiştir’ söylemleri ile soruna ilk tepkilerini koydular. Zerrap yoluyla yaşanan ekonomik zararlarını dosya halinde ellerinde balyoz gibi tutuyorlar. Halkbank dosyasını kapatmıyorlar, üstüne üstlük FETÖ darbesinin hem hamisi hem koruyucusu rollerini devam ettiriyorlar. Aslında ABD’ci bir yapı olan AKP şimdi Biden’den bir telefon almayı bile ‘başarı’ olarak lanse etmeye başladı.

YPG-PKK OLAYI ASLINDA NE?

Beka meselesi diye karşımıza çıkardılar. Baştan beri ABD desteğini onlarda biliyordu. PKK Irak’ta Barzani ile mücadele edebilecek kadar güçlüydü aslında. Kuzey Irak’ta halen süren çatışmalar aslında Barzani otonom yapısının korumaya yönelik. PKK ile YPG aslında iç içe geçirilmiş bir yapı. Suriye’de de Irak’taki gibi otonom yapı kurma derdinde. Peki AKP YPG’ye karşımı? Hani kırmızı halılarla karşıladıkları, Kobani’ye ABD emriyle birlik soktukları, Süleymaniye türbesini koruyamayıp YPG desteğiyle kaçırdıkları dönemi hatırlayın. YPG el üstünde tutuluyor, Esad’a karşı bizle birlikte olması için dil dökülüyordu. Suriye’de PKK- YPG ye ne yapıyorlar? Hiçbir şey. YPG ABD ekserleriyle devriye geziyor. İŞID militanlarını tutukluyor işine gelince salıyor her şeyi yapıyor ama AKP’den tık yok. ABD ve AB hatta tüm Avrupa hem mali hem silah desteği veriyor, AKP ses çıkaramıyor.

Bu olayların ışığında Finlandiya ve İsveçin NATO’ya girme olayında AKP’nin yaptığı hamaset çıkışı kandırmacadan ibaret. YPG’ye terörist demediler, anlaşma imzalamadılar. Finlandiya Cumhurbaşkanı “Biz Türkiye’nin istediği gibi YPG’ye terör örgütü demedik.” dedi. İsveç Dışişleri Bakanı “Erdoğan’a boyun eğmedik.” dedi. Hatta teröristlerin iadesi için İsveç’te hukuk var, biz keyfi olarak kimseyi vermeyiz dediler. Daha ne desinler iş birliği protokolü hukuki olarak zorlaması olmayan yaptırımı olmayan boş bir belge. Erdoğan yine mi kandırıldı? Bence hayır. Zaten böyle olacaktı ama iç siyasete “büyük başarı” olarak lanse ettiler. İşin garip tarafı AKP YPG’ye silah veren kimseye tepki veremedi. Bakmayın beka söylemlerine.

ŞİMDİ DIŞ POLİTİKADAKİ ÇIKMAZLARIMIZ NE OLDU?

Suudiler zaten Arap dünyası liderliği için ön plandaydı. AKP’ye karşı her alanda her ülkeyle işbirliğine girdiler, Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Libya’da hep karşımıza dikildiler. İsrail’i de küçük abi olarak kabullenip Türkiye’yi her yandan sardılar. Sonunda AKP pes etti. Salman dosyasını dahi vererek Suudilerin İslam dünyası liderliğini kabul ettiler. Çünkü paraya ihtiyaçları vardı bu kadar çok bölgede çıkar ilişkisi yürütmek için ülkenin tüm varlıklarını satmışlardı, para kalmadı ve biat ettiler. Katar bile AKP’nin gerektiğinde karşısında durdu. BAE emirlikleri ise ABD desteğini de alarak ülkemizde darbe teşebbüsünü finanse edecek cüreti buldu kendinde. Şimdi bile at oynatıyor. Onun da ayağına gitmek zorunda kaldılar. Yani bu güne kadarki dış politika fiyaskoyla sonuçlandı. Şimdi Mısır’la, Suudi’lerle, BAE ile İsrail ile tekrar dost olmaya çalışıyorlar. Bu ülkelerin şartları şu; Müslüman kardeşlerle derhal ilişkini kes. Başka çare bırakmayana kadarda AKP’ye istediklerini vermeyecekler. Emir büyük yerden çünkü.

Siyasal İslamcılar Erdoğan’ın en büyük pazarlık silahı. Hem iç siyasette hem de dış siyasette ülke kaynaklarını bunlara aktarmasının tek nedeni bu. Pazarlık gücü.

Peki Rusya ne olacak? Orası az muamma. Denge politikası ters tepme günlerine gidiyor. AKP Suriye’deki teröristleri çekme sözü verip tutmayınca Ruslar karakolları bombaladı, 36 askerimiz öldü. Özür bile dilemediler. Ruslarda YPG ile anlaşma noktasında ve AKP’nin NATO üyeliklerine desteğinden rahatsız. Suriye’de bunun intikamını alabilirler.

Denge siyaset ve hamaset bir yere kadar, sizler kandırıldık diyebilirsiniz ama Türkiye’nin artık ne kandırılmaya ne de ekonomisinin bu derece çarçur edilmeye tahammülü kalmadı. Artık huzur ve kalkınma zamanı diyorum. Allah bu ülkeye son 20 yılda yaşananları bir daha yaşatmasın. İyi hafta sonları.

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ