Reklam
Reklam

DURMAZ: “TARIM ÜRETİCİLERİNİN TEK ÇIKIŞ YOLU ÖRGÜTLÜ MÜCADELEDİR”

DURMAZ: “TARIM ÜRETİCİLERİNİN TEK ÇIKIŞ YOLU ÖRGÜTLÜ MÜCADELEDİR”
  • 11.06.2024
Reklam

SOL Parti Keşan İlçe Başkanı Ali Erol Durmaz, açıklanan buğday taban fiyatlarının gıda krizine yol açacağını öne sürerek, açlığın kapıda olduğunu vurguladı.

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Durmaz, “Buğday fiyatları açıklanmasına açıklandı ama gel gör ki fiyatların açıklanmasında ne bakan televizyonlarda arzı endam etti ne kadim müjdecimiz ortalıkta gözüktü. Buğday fiyat açıklamaları konusunda hükümet cenahı sırra kadem basmıştı, ara ki bulasın.” dedi.

TMO’nun açıkladığı hububat alım fiyatlarının anlamının; çiftçilere “Üretimden Vazgeçin!” demek olduğunu kaydeden Ali Erol Durmaz, şunları söyledi: “2024 hububat alım fiyatları ton başına; makarnalık buğdayda10 bin TL, Ekmeklik buğdayda 9.250 TL, Arpada 7.250 TL olarak açıklandı. ÇKS kaydı olan üreticilere buğday için ton başına 1.750 TL, arpa için de ton başına 750 TL destek ödemesi yapılacağı söyleniyor. Oysa Türkiye Ziraat Odaları Birliği Nisan ayı sonunda buğdayın üretim maliyetini 10,87 TL olduğunu kamuoyu ile paylaşmıştı.

Diğer yandan TMO’ ya verilen ürünlerin parası da peşin olarak değil, 45 gün içinde ödenecektir. Kredi kullanmış olan çiftçiler kredi faizi ödemeye devam ederken, sattıkları buğdayın geciken ödemeleri için kendilerine faiz ödenmeyecektir. Bu da; ‘Ey çiftçi, ürününü TMO’ya değil git tüccara, sanayiciye sat!’ demektir.     

2023 Mayıs ile 2024 Mayıs aralığında girdi fiyatlarına gelince;

Amonyum sülfat (%21) gübresi, %56,4 oranında,

CAN (%26) gübresi, %32,2 oranında,

ÜRE gübresi, %35,6 oranında,

–  DAP gübresi, %30,1 oranında,

  20.20.0 gübresi, %29,4 oranında arttı.

Bir diğer önemli girdi olan mazotun litre fiyatı 2023 Mayıs2024 Mayıs aralığında tam %109 oranında zamlandı.

İlaç fiyatı %66 civarında zam gördü. Ülkede gerçekleşen enflasyonu ise %75 oldu. Oysa Buğday taban fiyatındaki artış %12, arpada ise %4 yakın.”

Memleket olarak 2022 yılında 8.9 milyon ton, 2023 yılında 11.9 milyon ton buğday ithalat edildiğine de işaret eden Durmaz, “Yani ithalat her yıl artıyor. Buna çözüm üretmek için parmağını oynatmayan hükümet, her yıl buğdaya daha fazla döviz ayırmak zorunda kalıyor. Buğday ithalatına 2023 yılında denen miktar 3,5 milyar dolar. Bunun TL karşılığı yaklaşık olarak 79 milyardır. Oysa aynı yıl (2023) tarımın tümünün desteklenmesi için bütçeden ayrılan pay 63,3 milyar TL düzeyinde kaldı.

Gerek kamunun elindeki gerekse özel sektördeki buğday depoları ithalatla ve geçen yıldan kalan buğdaylarla doldurulmuştur. Geçen yıldan yaklaşık 7 milyon ton buğday depolardadır. Yaklaşık 3 milyon ton buğdayda 2024 yılında ithal edilmiştir. AKP –MHP iktidarı buğday ithalatını Ocak ayında yasaklamış olsaydı şuan depolarda üç milyon ton buğday eksik olacaktı. Ama iktidar buğday ithalatını yeni yeni yasaklamaktadır.  Amerikan Tarım Bakanlığı verilerine göre buğday ithalatı yapan ülkeler sıralamasında Türkiye 4. sıradadır. Uygulanan tarım politikaları ile buğday, arpa, nohut gibi birçok hububat ürününün anavatanı olan ülkemizin gıda sistemi hızla şirketlerin kontrolüne girmekte, çiftçiler üretimden kopartılmaktadır.

Uluslararası serbest piyasaya bırakılmış hububat fiyatları, hileli sübvansiyonlu tekel fiyatlarıyla üreticileri yok etmektedir. ‘Kara gün dostu’ olan TMO, AKP iktidarı döneminde çiftçiler lehine piyasaya müdahale etme  özelliğini tamamen yitirmiş, buğdayda olduğu gibi bir çok üründe de şirketlerin önünü açan bir rol oynamaktadır.

DTÖ kararlarıyla uygulanan neoliberal tarım  politikalar tüm dünyadaki tarımsal sistemi yeniden dizayn edilmekte, ülkelerin hükümetleri de onların isteklerine uygun hareket etmektedir.  Avrupa ve Dünya’nın farklı bir çok ülkesinde  büyük ve küçük bütün çiftçilerin ortaklaşabildikleri tek konu kendi ülkelerinin ithalat temelli tarım politikalarına karşı çıkmaktır. Bu nedenle Dünyanın bütün caddeleri, sokakları öfkeli çiftçilerle dolmaktadır.” dedi.

Ali Erol Durmaz, açıklamasını şöyle sonlandırdı: “SOL Parti olarak diyoruz ki; Açıklanan buğday fiyatları derhal revize edilmelidir.

Ürün fiyatları enflasyon göz önüne alınarak maliyet artı %25 kar oranı ve refah payı konularak hesaplanmalıdır.

Uluslararası serbest piyasada belirlenmiş fiyatlarla, ürünün gerçek fiyatı arasındaki fark üreticilere ayrıca fark olarak ödenmelidir.

Küçük çiftçilerin ve köylülerin buğday üretemez duruma düşürülmesine karşı çıkılmalıdır. Küçük çiftçilerin üretemez duruma getirilmesi halkın elinden ekmeğinin alınması, açlıkla karşı karşıya getirilmesi demektir.

Üreticilerin söz ve karar sahibi olduğu demokratik bir tarım programı oluşturulmalıdır.

Tarım üreticilerinin tek çıkış yolu örgütlü mücadeledir.

İthalat değil, üretim, başka çıkış yolumuz yok.

Ülke olarak gıda krizi yaşamak, açlıkla karşı karşıya kalmak istemiyorsak, halkın gıda sistemi olan ‘Gıda Egemenliği’ mücadelesini hep birlikte yükseltmeliyiz.

TMO asli görevine dönmelidir.”

 

 

 

 

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ