Reklam
Reklam

ERKEN OLDU VEDALAŞMAMIZ

ERKEN OLDU VEDALAŞMAMIZ
  • 22.11.2023
Reklam

Yaşam İçimizden geçer gider, her takvim yaprağı ile birlikte. Biraz daha eksiliriz biz… Her Ocak ayı  biterken, mevsim hüzün eser, Şubata eksik erdiğinde… Onat Kutlar, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve şimdi Hrant Dink…  Yine Ocak, yine hüzün. Bu kez de sekmedi kurşun, orta yerine düştü dostluğun, kardeşliğin…  Hem de bir Ocak gününde,  tıpkı öncekiler gibi. Bu Ocak günü yine belleklere kazındı o tanıdık görüntü… Üzeri  gazete ile örtülmüş, öldürülmüş bir gazeteci… Ne kadar tezat. Kaldırıma sızan kanı ve tabanı delik ayakkabısı. Kim hedef gösterdi? Kim koruyamadı? Kim korumak istemedi? Neden benim ülkemde aydın olmanın bedeli, Hrant Dink olmanın bedeli, Uğur Mumcu olmanın bedeli, Muammer Aksoy olmanın bedeli öldürülmek mi olmalıydı? İçine düştüğümüz bu şiddet kültürü kimin eseri ülkemize? Birbirimize tahammül edebilmeyi, farklılıklarımızı kabullenmeyi öğrenmemiz için daha kaç kişi ölecek? Birlikte yaşama kültürünü bir türlü yeşertemedik sevginin saksısında… Oysa bu yıl Mevlana yılı. “Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa o zaman zaten sen yoksun ki.” Mevlana’nın dizeleri nasıl da uygun düştü bu güne… Tanımadığı insanlara karşı içinde böylesine acımasızlık büyüten,  hoşgörüsüz can alıcı yüreklere ne demeli? Çaresizlik bize düşen, yüreğimizi dağlayan çaresizlik… Bu çağda hâlâ yüz karası kaba kuvvetle çözüm aramak, çelişkilere, yaratılan yapay korkularla vatan millet sakarya nutuklarıyla kendimiz gibi düşünmeyenlerin yok edilmesi gereken birer düşman durumuna getirenler kim belli değil mi? İnsana bu kadar kolay kıyabilme vahşetini yaratan dürtünün beslendiği sistemin çürümüş yanı. Yoksulluk, açlık. Ülke nimetleri dönüşümündeki adaletsizlik, eğitimsizlik işsizlik, yaratmıyor mu bu tetikçileri? Hele cezasız kalan cana kıymalar tetiklemiyor mu yeni kıyımları? Bu güne kadar işlenen cinayetlerin hangisi çözüldü bu olumsuzlukların? “Düşünüyorum, yazıyorum, söylüyorum öyleyse vurun.” Vurdular! Katilleri bulunamayanlar var hâlâ… Vurdular da ülkenin hangi sorunu çözüldü? Yoksulluk mu sona erdi? Borçlar mı bitti, ekonomide dışa bağımlılık sona mı erdi? “Dün, geldim, bekledim vurdum” derken o beyni çürümüş insan yavrusu, öldürdüğü kişinin evine düşen ateşi, evdeki babasız kalmış, kolu kanadı kırılmış ülke güvercinlerinin durumunu algılayabiliyor mu? Ozan’ın dediği gibi, “Akla karayı seçerek çekeceğine dünyanın çilesini, aka kara diyerek doldursaydın sülalenin kasasını” yerine kendisine sunulan yeryüzü nimetlerine yüz çevirip, “Doğduğum ülkede öleceğim.” diyerek burada yaşamayı seçti. Hırant erken oldu vedalaşmamız, paylaşılmayacak ne vardı herkese yeterdi bu dünya… (Bu yazı 20 Ocak  2007 yılında yazılmış, KARŞIYAKA adlı gazetede yayınlanmıştır.)

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ