Reklam
Reklam

ERKEN SEÇİM ÇARE Mİ?

Ulaş Demiray
Ulaş Demiray
  • 05.06.2024

4 yıl kaldı.. Yeni bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz.. Gönlümüz elbette İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’tan yana… İyi de garantisi var mı? 4 yıl o kadar uzun bir zaman ki… Başka birisi ya da bizim içimize sinen birisi bile seçilse bugünkü anayasal CB yetkilerini kullanmasına izin mi vereceğiz? Bizim derdimiz Recep Tayyip Erdoğan’dan mı yoksa bu ucube sistemden kurtulmak mı? İmamoğlu gelirse bu sonsuz yetkilerinden vazgeçebilecek mi? Daha yaşı çok genç… Sadece 2 kez seçilerek 65 yaşında siyasetten çekilmesini isteyebilecek miyiz? O da bunu içine sindirip razı gelecek mi?

***

Öyleyse bugünün işini yarına bırakmamak lazım… Bu ülkenin en büyük iki partisi yaşanan 70 yıllık tüm deneyimlerden sonra oturup yeni bir anayasa yapmanın yolunu bulabilmelidirler. Hatta CHP buna öncülük etmelidir.

TV’lerde ahkam kesen ve Anayasa değişikliğinden önce, erken seçime gidilmesini isteyen hayal tacirleri var. Ciddiye almayın. Onlar gevezelik etmeyi, korku senaryoları üretmeyi CHP’ye akıl vermeyi siyaset sanıyorlar.. CHP erken seçim diye diretsin; kendi elleriyle TBMM’ye taşıdığı Deva, Saadet, gelecek partilerinden tek bir milletvekilini dahi erken seçim konusunda yanında bulamaz.. Bu kafa ile onları AKP’nin kucağına atar.. Çünkü bir daha seçilme ihtimali olmayan hiçbir milletvekili erken seçime yanaşmaz. Bu kural her partinin milletvekilleri için geçerlidir. O nedenle erken seçim olacaksa bunun tarihinin belirleyicileri, partiler değil yenilenecek seçimde TBMM’ye tekrar gelme ihtimali olan Milletvekilleridir..

***

Sonuç olarak Özgür Özel ve ekibini kendi dünyalarına göre yönlendirmeye çalışan medya maymunlarının sözlerine fazlaca kulak asmadan, olması gereken anayasal değişiklikleri ile ilgili hazırlanacak bir taslak ortaya konmalı ve inisiyatif sağlanmalıdır.

Nedir gerekli olan değişiklikler? Mesela CB’nın aynı zamanda parti başkanı olmasının engellenmesidir. Mesela CB’nın dış işleri, güvenlik, denetleme ve ülke çapında altyapı gibi konular dışında yetkilerinin kısıtlanmasıdır. Mesela Yüksek yargı organlarına atama yetkisinin daraltılmasıdır. Mesela TBMM’nin yasama yetkisi ve denetleme görevi ile ilgili kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Mesela merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti -güvenlik ve üniter devlet kavramını da zora sokmadan- kaldırılmalıdır.. Yani sonuçta kuvvetler ayrılığı lafla değil Anayasal kurallarla yerli yerine oturtulmalıdır. Bu hedef sağlanırsa Recep Tayyip Erdoğan’ın mı İmamoğlu’nun mu seçileceği hiç fark etmez.. Ama şimdiki anayasa ile İmamoğu da seçilse zaman içinde yeni bir TEK ADAM olur.

***

AKP böyle çağdaş bir anayasa değişikliğine yanaşır mı? Yanaşır… Çünkü AKP için asıl mesele Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar seçilebilmesini sağlamaktan ibarettir. Seçilse ne olur? TBMM’si güçlenmiş, adalet sistemi tarafsız ve bağımsız kurallarla yerli yerine oturtulmuş bir düzende yetkileri kısıtlanmış, partisi ile ilişkisi kısıtlanmış bir Cumhurbaşkanı kim olursa olsun kabulümdür. Başarılı olan Başkan da halk seçtiği sürece seçilme hakkına sahip olmalıdır.

Önce seçimi kazanalım sonra Anayasayı değiştiririz” anlayışı olmayacak duaya “AMİN” demektir. Hiçbir parti tek başına Anayasayı değiştiremez. Değiştirmemelidir..

***

Ne var ki medya maymunları Özgür Özel’i ve CHP’yi rahat bırakmıyorlar. Abartılan RTE efsanesi ile CHP’lilerin aldatılacağını yaymaya çalışıyorlar. CHP kadrolarını saftirik göstermeye, korkutmaya çalışıyorlar.

Bence Özgür Özel ve ekibi doğru yoldadır. Geçen dönemde Kılıçdaroğlu’nun HELALLEŞME stratejisi 31 Mart seçimlerindeki başarının en önemli, ama gecikmiş sonucudur. Özgür Özel’in NORMALLEŞME Stratejisi de AKP ve MHP’yi DAR ALANA sıkıştıran ve doğru ve sürdürülebilir bir anayasa için çok önemli ve sonuç alıcı bir yoldur.

Ey CHP’liler… Danışma Kurullarınızda çerden çöpten konularla vakit kaybetmek yerine bunları tartışın..

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ