KOOPERATİFÇİLİK VE BÜLENT ECEVİT

Birleşmiş Milletler, 2025 yılını ‘Uluslararası Kooperatifler Yılı’ ilan etmişti. Bunun bir nedeni vardı tabii ki. Dünya genelinde yaklaşık 3 milyon civarında kooperatifin bulunduğu biliniyor ve toplam 2.8 trilyonluk bir ciroya sahip.
Birçok sektörde kooperatifleşme mevcut tabii ama en çok dikkat çekeni tarımsal alanda. Dünyada bu, içiçe geçmiş durumda.
Bazı ülkelerdeki tarımsal başarı modellerine baktığımız zaman, bunu kooperatifçilik ile başardığını görürüz.
Pekiyi, Türkiye’de kooperatifçilik ne durumda?
Ülkemizde çok eskilere dayanıyor kooperatifçilik. Modern anlamdaki başlangıcı, Osmanlı İmparatorluğu dönemidir. 1863 yılında Mithat Paşa tarafından kurulan ‘Memleket Sandıkları’, Türkiye’deki kooperatifçiliğin ve özellikle tarım kooperatifçiliğinin ilk uygulaması olarak kabul görür. Başlıca işlevlerinin, çiftçilere kredi imkânları sağlayarak, tarımda karşılaşılan finansal zorluklara çözüm sunmak olduğu söylenebilir. Günümüzde ise bunun karşılığı, Tarım Kredi Kooperatifçiliğidir.
Memleket Sandıkları’nın daha sonra yerini Ziraat Bankası’na bıraktığını da belirtmiş olalım. Aydın İncir Müstahsilleri Kredi ve Satış Kooperatifi, Türkiye’deki ilk tarım satış kooperatifidir. Bu kuruluş aynı zamanda TARİŞ’in temellerini oluşturmuştur.
ATATÜRK ZAMANINDA KOOPERATİFÇİLİK
Hiç şüphe yok ki, kooperatifçiliğe ve özellikle tarım kooperatifçiliğine en çok değer veren, Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Atatürk zamanında yapılan düzenlemeler ile daha fazla ön plana çıkmıştır, kooperatifçilik. Atatürk, kooperatifçiliği, çiftçinin menfaatlerini gözeten bir örgütlenme olarak görmüş ve teşvik etmiştir. Onun zamanında çiftçinin hizmetinde olan kurumların gelişimi sağlanmıştır.
KOOPERATİF ENFLASYONU!
Dünyada 3 milyon gibi bir sayıda kooperatifin olduğunu yukarıda söyledik. Türkiye’deki sayı da hiç fena sayılmaz. Hatta kooperatif enflasyonunun olduğunu da çok rahat söyleyebiliriz. Tarım ile ilgili, 12 binin üzerinde kooperatifin olduğu belirtiliyor. Bu az bir rakam değil tabii ki. Ama bizde yaşanan bir problem var, o da genel olarak ‘Kooperatiflerin etkin ve işlevsel olamaması’ olarak karşımıza çıkıyor.
BÜLENT ECEVİT DÖNEMİ
Ne zaman kooperatif, kooperatifçilik gibi lafları duysam, hep aklıma Bülent Ecevit gelir. ‘Çiftçi dostu’, ‘Köylü dostu’, ‘Halkçı’ Ecevit…
Atatürk’ten sonra belki de kooperatifçiliğe en çok değer veren siyasî liderdi.
Kalkınmanın köylerden başlaması gerektiğine inanıyordu, Ecevit. Onun döneminde kooperatifçilik, kırsal kalkınma odaklı ve demokratikleşmeyi hedefleyen bir yaklaşımla ele alındı. Yani bu dönemdeki kooperatifçilik politikaları, ekonomik bir örgütlenme olmasının yanında, toplumsal bir dönüşüm aracı olarak görüldü.
KÖY-KENT PROJESİ!
Ecevit’in ‘Hayalim’ dediği Köy-Kent Projesi var meselâ. Bu proje ile sadece köylerin fizikî durumunu, altyapısını iyileştirmek değildi amaç kuşkusuz. Köylülerin, kalkınma kooperatifleri çatısı altında birleşmesi, daha büyük ölçekte ve aracısız olarak üretim yapılması hedefleniyordu. Hatta bu Köy-Kent’lerin, 1978 yılında bazı köylerde pilot uygulamaları da yapıldı.
Ecevit hükümetleri, özellikle 1970’li yıllarda kurulan Köy Kalkınma Kooperatifleri Merkez Birliği (KÖY-KOOP) gibi birlikleri desteklemiştir. Aynı zamanda, hükümet programlarında, çiftçilerin kooperatif kurmalarının destekleneceği açıkça yazılmıştır.
Hiç unutmuyorum, 1970’li yıllarda, benim köyümde de KÖY-KOOP’a bağlı Sınırlı Sorumlu Kalkınma Kooperatifi kuruldu. Kuruluş tarihi her ne kadar 1972 olsa da gerekli ilgiyi, 1978 yılından sonra gördüğünü biliyoruz. Çocuktum tabii o zaman. Ne kadar da çok sevinmiştim. Artık bizim köyümüzde de kooperatif vardı.
Keşan’ın Karacaali köyündeki bu kooperatif, hâl-i hazırda küçük bir market görevi de görse, neticede hâlâ aktif. O yıllarda, Keşan’ın birçok köyünde kurulan kalkınma kooperatifleri, zaman içinde tek tek kapandı. Köyümüzdeki bu kooperatif, Keşan’ın köylerindeki nadir kalan kooperatiflerden. Belki de tektir. Zaman zaman onun da kapanması gündeme gelmesine rağmen, faaliyetine devam ediyor.
Baktığın zaman, kooperatif sayesinde, mevcut Başkan ve yönetimdeki arkadaşlarının aldığı kararlar ile köylümüzün istifadesine sunulmuş, işleri kolaylaştıracak çeşitli âlet, makina ve ekipmanlar da kazandırılmış…
1980 DARBESİ SONRASI DURAKLAMA
Ne yazık ki, Ecevit’in kooperatifçilik vizyonu ve Köy-Kent projeleri, ülkemizde o dönem yaşanan ekonomik ve siyasî çalkantılar sebebiyle, arzulanan seviyelere ulaşamadı.
1980 darbesi sonrasında da KÖY-KOOP gibi yapılar siyasî amaçlı olduğu gerekçesiyle duraklama dönemine girdi.
DEMİREL DE DESTEK VERDİ
Burada haksızlık yapmış olmayalım. Süleyman Demirel’in kurduğu hükümetlerde de kooperatifçiliğe ve özellikle tarımsal kooperatiflere hatırı sayılır destekler sağlandı. Yani Demirel döneminde de kooperatifçilik, tarım politikalarının vazgeçilmez bir ayağı ve devletin çiftçiye uzanan en önemli eli olarak görüldü.
YENİ ‘EYLEM PLANI’ KIYMETLİ!
AK Parti hükümetlerinde de, yani Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu hükümetlerde de kooperatifçiliğe verilen önem, 2000’li yılların ortasından itibaren, stratejik planlamalar, kurumsal desteklemeler ve finansal teşvikler olarak kendini gösterdi.
Geçtiğimiz günlerde de, Türkiye’nin en güncel kooperatifçilik vizyonunu belirleyen bir belge yayınlandı; ‘2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı’. Bu plan beni heyecanlandırdı şahsen. Çünkü hedeflenenin, ‘Kooperatifçiliği sadece ekonomik bir girişim modeli olmaktan çıkarıp, kalkınmanın ve toplumsal refahın öncü aktörlerinden biri haline getirmek’ olduğu belirtildi. Çok kıymetli gerçekten.
Ümit ve temenni ederim ki bu plan, iyi niyetten öteye giderek, ülkemizdeki kooperatifleri etkisiz ve işlevsiz olmaktan kurtarır ve tarım alanında da katma değer, markalaşma ve başarılar getirir, vesselâm.














































