Reklam
Reklam

SAHİLLERİN KİRALANMASIYLA İLGİLİ TOPLANAN 3.500 İTİRAZ DİLEKÇESİ KAYMAKAMLIĞA TESLİM EDİLDİ

SAHİLLERİN KİRALANMASIYLA İLGİLİ TOPLANAN  3.500 İTİRAZ DİLEKÇESİ KAYMAKAMLIĞA TESLİM EDİLDİ
  • 21.08.2020
Reklam

Saros sahillerindeki kumsalların MUÇEV’e kiralanmasına, Saros sevdalıları tarafından gösterilen mücadele sürüyor.

Keşan Kent Konseyi öncülüğünde toplanan 3 bin 500 itiraz dilekçesi, Çevre Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne iletilmek üzere, bugün Keşan Kaymakamlığına teslim edildi.

Saat 11.00 sıralarında Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen Saros sevdalıları, sahillerin MUÇEV’e kiralanmasına tepki göstererek, burada bir açıklama yaptı.

İlk olarak konuşan Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, sahillerdeki 11 yerin MUÇEV adlı şirkete kullanım ve ikinci şahıslara kiralama hakkının verildiğini belirterek, şunları ifade etti: “Değerli çevre dostları, yaşam savunucuları, güzelliklerden yana olan dostlar. Ülkemizin her yerinde olduğu gibi genel anlamda Trakya, özel anlamda Keşan ve çevresi ciddi bir tahribat ve saldırı altındadır. Aylardır bu tahribata karşı mücadele veriliyor. Önce ‘Sazlıdere – Gökçetepe arasında liman’ dediler. Yasal sürece girdik, iptal ettirdik, tanımadılar, ikinci bir ÇED süreci başlattılar. Devamında 5 köy, ‘Karacaali, Altıntaş, Çobançeşme köyleri arasında 840 hektarlık alanda patlatmalı kömür çıkaracağız.’ dediler, buna karşı direnildi. Diğer taraftan, Beyendik’te 230 hektar alanda kuvars (mıcır) çıkaracaklarmış, yeni başlattılar, 3 gün önce Çevre Şehircilik Bakanlığının sitesinde yayımlandı.
Ama en önemlisi ve en keyfi olanı, hukuk tanımayan, adalet tanımayan, Türkçesi hiçbir şey tanımayan uygulama bu MUÇEV uygulamasıdır. Yani Saros’un, MUÇEV Turizm Limited Şirketi’ne peşkeş çekilmesidir. Bu bir işgaldir, yağmadır, talandır.

Nedeni şu: Muğla Ortaca Belediyesi, Danıştay’a dava açıyor. Açılan davada, ‘Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkındaki Yönetmeliğin 65’inci Maddesi ne diyor, bu 65. madde; kıyı ve sahil şeritlerinde yapılacak düzenlemeler ve Danıştay 14. Dairesi bu maddeyi iptal ediyor. Bugüne kadar bizlere cevap verilmemesinin nedeni de ortaya çıkmış oluyor.
6 Nisan – 10 Nisan 2020 tarihleri arasında, gerek kurumsal gerek bireysel anlamda yüzlerce dilekçe, Çevre Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne gönderildi. O gün bugündür cevap bekliyoruz. Henüz daha gelmedi. Bugün de yaklaşık 3000 civarında dilekçe klasörler halinde teslim edilecek. Bunlara da cevap gelmeyeceğini biliyoruz, çünkü cevap verecek halleri yok. Söz konusu yönetmeliğin 42. maddesi, bu tür yerlerin kimlere, nerelere, nasıl verileceğini de tarif ediyor. Belediyelerden başlıyor, özel bütçeli idarelerden ve bu anlamda oluşturulmuş vakıflardan, kamu yararına derneklerden söz ediyor ama şirketlerden söz etmiyor. Bu bir şirkettir. İhalesiz hiçbir biçimde bu şirkete bu yerler peşkeş seçilemez, verilemez.

Ama ne yazık ki; Antalya’dan Saros’a kadar, Trakya’ya kadar bütün kıyılar bu şirkete peşkeş çekiliyor, bu şirket tarafından yağmalanıyor.
‘Bu şirketin yöneticileri kimlerdir?’ sorusunun yanıtını Cumhuriyet Gazetesi’nde, Sözcü Gazetesi’nde, Birgün Gazetesi’nde ve yerel gazetelerde merak edenler okuyabilir, çünkü çarşaf çarşaf yayımlandı bunlar. Bugün MUÇEV ulusal ve yerel basının gündemindedir. Ne pahasına olursa olsun bunu başaracağız ve bu saldırıyı geri püskürteceğiz, ben buna inanıyorum. Bunun kurumsal önderliğini yine her zaman olduğu gibi Kent Konseyi olarak biz devam ettireceğiz. Ama doğru olanı, güzel olanı Erikli’de oluşmuş olan halk inisiyatifi ve Yayla’da benzer şekilde oluşturulmuş olan halk inisiyatifidir. Onların sürecin doğal unsurları olduğunu herkes bilmelidir. Kent Konseyi bunun sadece kurumsal öncüsüdür.”

Açıklamaya katılanlar, itiraz dilekçelerini dosyalar halinde Keşan Kaymakamlığına teslim etti.

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ