Reklam
Reklam

SAVAŞ BU… SATMAYIN TOPRAKLARINI(MI)ZI!

SAVAŞ BU… SATMAYIN TOPRAKLARINI(MI)ZI!
  • 06.12.2021
Reklam

Evet adı konmamış bir savaşın tam ortasındayız. Atalarımızın savaşarak kurtardığı topraklarımız ne yazık ki tek tek elden çıkarılıyor. Hatta tıpkı Osmanlının, devlet bütçesini ya da sarayın ihtiyaçlarını karşılamak için toprak sattığı gibi devletçe satıyoruz.

Çiftçimiz bilinçli bir şekilde tarım üretiminden koparılıyor. Tarım girdileri o denli yüksek ki  tarım yapma parayı dövize koy, daha çok kazanıyorsunuz. Bir ülke kalkınmasının en temel unsuru tarımdır. Tarım olmadan sanayi olmaz, insanların karnı doymadan sanayi üretimi dışa bağımlı kalır.

Son 20 yılda global şirketlerin ülke tarım alanlarına saldırısına bakalım. Mesela İsrail, Suriye sınırındaki mayınlı arazileri istedi. Mayınları temizleyip buralarda tarım yapacaktı. Onbinlerce dönüm tarım alanından söz ediyoruz. Dönemin başbakanı itiraf edip ”evet, İsrail’e veriyoruz ama orada Ayşe çalışacak, Fatma çalışacak işgücü doğacak” demişti. Allahtan meclis kabul etmedi. Aydınlar çabuk uyandılar. Arkasından hükümet 500 dönüme kadar tarım arazisinin yabancılara satışını sağlamak için kanun çıkardı. Kimler nerede, ne kadar arazi aldılar, saklandı. Sonrada tüm tapu kayıtlarına girişler yasaklandı. Rivayet o dur ki Harran ve Iğdır ovasının %30’undan fazlası yabancılara gitti. Trakya arazilerinin önemli kısmı satıldı.

Biliyorsunuz Yunanlılara yüzlerce şubesi ile 2 bankamız satılmıştı. Bu bankaların çiftçi borçlarına karşılık ne kadar tarım arazisini aldığı bilinmiyor.

Dostlar; savaşarak aldı dedelerimiz bu toprakları, bir avuç para uğruna satmayalım, sattırmayalım. Çiftçiliği özendirip gençleri fabrikalara itmeyelim. Toprakları satıp kasabalardan ev, daire almaya özendirmeyelim. Tarlalarımız küçüldüyse işlete satmaya çalışalım. Tarlalarımızı korumak ülkeyi korumakla eşdeğerli artık.

Global şirketlerin büyük bir iştahla ülke topraklarımıza baktığı çok açık. Bu bir savaştır, bir projedir. Bu proje ülkeyi kapitalist tarım çiftliklerine döndürmek ve Türk köylüsünü tarlalarda sigortalı çalışan yapmak üzere biçimlendirilmiş bir olgudur. Ey çiftçilerimiz sizler bu topraklar için kanlarınızı verdiniz. Sizler bu topraklar için savaşta en çok ölen insanlarsınız. Hele bu gün zengin ve sanayici çocukları bedel ödeyerek askerlik yapmıyor. Ve sizler dedelerinizin savaşla aldığı toprakları ev için araba için satmayın artık. Sattığınız yerlere bekçi olmanız çok mu hayırlı?

Bakın İsrail, Filistinlilerin sattığı topraklarda kuruldu, bu gün Kudüs de İsrailliler ev satın ala ala çoğunluk oluşturdular. Boşuna başkent ilan etmediler yani.

Bu gün itibarıyla yüzlerce dönüm yaylamızda satıldı, hatta orman alanlarımızın bir kısmı daha birkaç gün evvel satışa çıkarıldı.

Bu bir savaştır ve biz ne yazık ki farkında değiliz. Unutmayın artık savaşlar öyle cepheye giderek yapılmıyor. Savaşla almak istediklerini veren hükümetler varsa niye savaş açsınlar, veriyorlar parayı alıyorlar arazileri. Toprak kanunu da sözde tarım alanlarının parçalanmayıp büyük tarım çiftlikleri kurulması için. Ancak çiftçinin satın alma gücü öylesine düşürüldü ki değil arazi satın almak üretim yapamaz hale geldi. Artık her köyde birden fazla emlakçı var. Neden? Sorgulayalım artık.

Köylü milletin efendisidir, tarlaları da bu ülkenin bağımsızlık bayrağıdır. Köylümüzü topraksızlaştırıp ucuz işgücü yapmalarına izin vermemeliyiz. Tarım politikaları ne yazık ki çiftçiyi korumuyor. Geçen seneki rakamlarla hafızam beni yanıltmıyorsa 800.000 çitçi tarımsal faaliyeti terk etti.

Savaşı kaybediyoruz, topraklarımız elden çıkarılıyor. Ve acı bir sonuç ki ülkenin demografik yapısı da bu ucuz işgücü nedeniyle gitgide bozuluyor. Küçük Amerika olacağız derdi eskiden emperyalizmin acentacıları. O derece bozuluyoruz ki hızla bu ülkenin kadim insanları kendi topraklarında hizmetli edilme ortamına girdi.

Evet savaşı kaybediyoruz. Bu hızla en çok 10-15 yıl sonra kapitalist üretim çiftliklerinin kurulduğunu ve köylülüğün tarım işçiliğine dönüştüğüne şahit olacağız.

Savaşı kaybediyoruz ve savaşın en ağır hasarlı insanları olarak acıyı sadece biz yaşayacağız bu gidişle. Anlamadınız mı dolar neden yükseliyor ve Türk lirası neden aşırı değer kaybediyor. Biz bu günden yarına ulaşmanın derdiyle boğuşurken onlar dolar zenginleri elimizdeki son tarım arazilerine iştahla bakarak bizi kışkırtıyorlar. Ev al, şehirden oğluna ev al, kızına araba al, son model telefon al…al oğlu al…..sat arazini öyle al.

En kısa zamanda uyanmak ve topraklarımızı kurtarmak dileklerimle.

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ