Reklam
Reklam

“SAROS BİZE ATALARIMIZDAN MİRASTIR”

“SAROS BİZE ATALARIMIZDAN MİRASTIR”
  • 16.04.2021
Reklam

CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, Saros Körfezi’nde yapılmak istenen FSRU Limanı ile ilgili TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

Gaytancıoğlu toplantıda şunları ifade etti: “Dünyanın kendi kendini temizleyebilen nadir körfezlerinden birisidir Saros Körfezi. Her yıl şubat-nisan ve temmuz aylarının 15-18’i arasında başlayıp 25-28’ine kadar devam eden bir 10 günlük temizleme işlemini SAROS körfezi doğal olarak kendi kendine gerçekleştirir.

Saros Körfezi aynı zamanda 1973 yılından beri doğal sit alanı olarak korunmaktadır. Kaptan Cousteau 1970’li yıllarda gemisi Calipso ile Türkiye ziyaretinde Saros Körfezi için ‘Kızıldenizin Kuzey versiyonu’ deyimini kullanmıştır. Hatta Çevre Bakanlığı da 2 yıl süreyle denizaltı ve bölgede yapmış olduğu incelemeler sonucunda SAROS körfezi için içinde barındırdığı zengin balık çeşitleri nedeniyle deniz biyologları ve dalış meraklıları arasında ‘Büyük ve doğal bir akvaryumdur’ ifadesini kullanmaktadır.

Çevre Bakanlığı diyor ki, Saros Körfezi’nde 144 çeşit balık, 78 tür deniz bitkisi ve 34 tür süngere ev sahipliği yapan, su altı zenginlikleri ile dolu ve sualtı etkinlikleri ile ilgilenenler için çok önemli bir bölgedir. Çevre Bakanlığı diyor ki, Saros Körfezi ve kıyıları jeomorfolojik, peyzaj, ekolojik, floristik, biyogenetik ve turistik özelliklerinin bozulmadan korunması amacıyla ‘Özel Çevre Koruma Bölgesi’ olarak ilan edilmişti. Hatta bölge Barselona sözleşmesi kapsamında korunmaktadır.

Şimdi ise aynı Çevre Bakanlığı Saros’un tahribatını görmezden geliyor. Bölgenin 25 binlik ve 100 binlik planlarında yer almamasına rağmen FSRU limanı inşaatına izin veriyor.

Bundan yaklaşık 2 yıl önce bölgemize kabus gibi çöken bir FSRU limanı yapımı projesi gündeme geldi. Nedir FSRU? – Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi – Floating Storage Regasification Unit. Sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG) okyanus kanallarından geçirilmesi ve aktarılması sırasında FSRU gemileri kullanılıyor. Dolayısıyla bu geminin sıvılaştırılmış gazı boşaltması için bir limana ve boru hattına ihtiyacı var.

Bu liman ve boru hattı için Saros’un en güzel yerlerinden birisi olan Sazlıdere ve Gökçetepe köylerinin arasında bir bölge seçilmiştir. Yani doğal SİT alanı seçilmiştir.

Proje duyurulduğunda Keşan Sanayi ve Ticaret Odası, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünden bu limanın bölgeye olası etkileri konusunda bir değerlendirme raporu talep etmiştir.

Rapor Eylül 2018’de tamamlanmış ve Çevre Bakanlığının web sayfasında da yer almıştır. Rapor özetle, buraya yanaşacak 300 metre boyundaki gemilerin pervanesinin çapı 10 metre olduğunu ve bu pervane döndüğünde 60-70 metre derinliğindeki suyu çevirdiği için girdap yarattığını bildirerek balık yuvalarını tamamen tahrip ettiği, bölgede diri bir fay hattı olduğundan tutun da gemilerin yaratacağı girdabın bölgedeki flora ve faunayı olumsuz etkileyeceğini ve bu nedenle ortaya koymuştur.

Konu bir anda bölgenin gündemine girmiş ve Sazlıdere köyünde ÇED halkın bilgilendirilmesi toplantısı yapılmıştır. Projede 35 km boru hattı döşenecek ve 10 binden fazla ağaç kesileceği için bölge halkının ciddi tepkileri nedeniyle bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilememesine rağmen ÇED süreci başlatılmıştır.

ÇED raporu Mart 2020’de tamamlanmış ve 10 farklı disiplinden bilim uzmanının tamamı ÇED raporuna olumsuz görüş bildirmiştir. Bu rapor sonucuna göre Keşan Kent Konseyi ve Saros Çevre Gönüllüleri Dayanışması Edirne Bölge İdare Mahkemesine başvurmuş ve ÇED iptali kararı almıştır. Yani projeye başlanılmamıştır.

Maalesef bu işin yüklenicisi BOTAŞ, Çevre Bakanlığına başvurmuş ve herkesin evde olduğu, kimsenin COVID-19’dan dolayı sokağa çıkmadığı bir ortamda 6 Mayıs 2020 günü Ankara’da İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nu toplamış ve yeni bir ÇED süreci başlatmıştır.

Bu süre içerisinde bölge halkı, sivil toplum örgütleri projeye ciddi tepkiler göstermiş ve her ortamda tepkisini dile getirmiştir. Hatta bölge halkı 170 bin imza toplayarak projeye karşı olduğunu açıkça ifade etmiştir.

  1. ÇED süreci 8 Kasım 2020’de başlamıştır. 8 Kasım 2020 günü BOTAŞ yetkilileri, mahkeme heyeti ve izin verilen çok az sayıda bölge halkı ile tanıtım yapılmış ve 10 farklı disiplinden oluşan bilirkişi heyetine dosyalar verilerek 2 aylık bir sürede incelemelerini tamamlayarak raporlarını teslim etmeleri istenmiştir.

2 aylık süre geçmeden hemen 10 gün sonra BOTAŞ’ın liman yapımı için işi verdiği müteahhit LİMAK inşaatın dozer ve iş makineleri korsan çalışma yaparak bölgede ağaç katliamına ve yol yapımına başlamıştır. Hatta dozerlerin ve iş makinelerinin çalışma yaptığından arazi sahibi Mehmet Zeybek’in haberi bile olmamıştır. Kamulaştırma bedeli çok düşük olarak Mehmet Zeybek’in hesabına yatırılmıştır. İtiraz süreci bile başlamadan dozerler çalışmıştır.

Bu süre içinde 9 farklı bilim uzmanı 2.ÇED raporunu da olumsuz olarak hazırlamışlar ve mahkemeye sunmuşlardır.”

Bu rapora istinaden yürütmeyi durdurma kararı için Edirne Bölge İdare Mahkemesine başvuru yapılmış ve halen yürütmeyi durdurma kararı mahkeme tarafından verilmemiştir.

Daha kaç bin imza istenmektedir? Kaç bilirkişi raporu daha istenecektir. Bu raporları yazanlar Çevre Bakanlığının atadığı uzmanlar, hatta tamamına yakını profesör.

Boru hattı döşenecek arazi ve liman yapılacak bölgenin 7 km ilerisinde aktif ve diri bir fay hattı bulunmaktadır. Bundan dolayı deprembilimciler ve jeologlar bu projeye karşıdır.

Boru hattı döşenecek ve liman yapılacak bölgenin kendine özgü bir tarımsal potansiyeli vardır. Bundan dolayı ziraat mühendisleri bu projeye karşıdır.

Boru hattı döşenecek ve liman yapılacak bölgenin taraması yapılmış, proje inşaat açısından incelenmiş ve uygun olmadığından dolayı inşaat mühendisleri karşıdır.

Boru hattı döşenecek ve liman yapılacak bölgenin endemik bitki örtüsü olduğu için biyologlar ve kuşbilimciler karşıdır.

Boru hattı döşenecek ve liman yapılacak bölgede bulunan tüm bitki ve hayvan çeşitleri olumsuz etkileneceği açıklandığı için çevre mühendisleri karşıdır.

Boru hattı döşenecek ve liman yapılacak bölgenin yapısı uygun olmadığından projeye peyzaj mimarlari karşıdır.

Boru hattı döşenecek ve liman yapılacak bölgenin orman yapısını inceleyen ormancilar karşıdır.

Boru hattı döşenecek ve liman yapılacak bölgenin yapımında izlenen yol hukuki olmadığından hukukçular karşıdır.

Bölge halkı, sivil toplum örgütleri kısacası mantığı olan herkes projeye karşıdır.

Pekiyi kim karşı çıkmıyor. KATAR gazı taşınacağı için yani arkasında KATAR sermayesi olduğu için, KATAR ile ilişkisi olanlar karşı çıkmıyor. KATAR’ın kılıcını kuşananlar projeye karşı çıkmıyor. Hukuk çiğneniyor. Adalet istiyoruz.

BOTAŞ karşı çıkmıyor. Hatta BOTAŞ kendini sözde affettirmek için bölgeye kesilen ağaçların karşılığında zeytin fidanı dağıtmaya başlamış ve halka zeytin fidanı diktirmek için çaba göstermektedir. Zeytin barışı simgelemekte ancak çevre barış değil tahribatın önlenmesini istemektedir.

Aynı BOTAŞ, bir doğalgaz etkin enerji limanını Aliağa’da inşa ettirmiştir. Kime inşa ettirmiştir. KALYON inşaata. Bu proje doğalgazı AL-ÖDE prensibi ile kullanmaktır. Şimdi buradan soruyorum.  BOTAŞ ile Etki Liman işletmeleri arasında yapılan kapasite sözleşmesinin içeriği nedir? BOTAŞ’ın yıllık ne kadar gaz alma taahhüdü vardır? Taahhüt içerisinde yıllık alınmayan miktarın ödemesi BOTAŞ tarafından yapılmakta mıdır? Bugüne kadar kaç metreküp gaz alınmış ve ne kadar ödeme yapılmıştır?

Size söz veriyorum CHP iktidarında inşaat hangi noktadaysa onu durdurup doğal haline geri döndüreceğiz. Saros bize atalarımızdan mirastır. Bölgenin karşı kıyısında 100 yıl önce Kurtuluş savaşının kıvılcımı Çanakkale de atılmıştır. Yüzbinlerce şehit kanı ile sulanmış bölgede KATAR sermayesinin iş yapmasına izin verilmemesi gerekir.”

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ