CHP’NİN İVMESİNDEKİ SIR

CHP aslında çok iyi bir ivme yakaladı. Bu toplumsal kesimlerin de desteği ile gitgide büyüyor. Kitle önderliği ve ne yapmalı sorusu ivmenin geleceğini de belirleyecek gibi duruyor.
CHP kitlelere önderlik yapabiliyor mu?
Bu sorunun cevabı aslında ülkenin geleceğinin nasıl şekilleneceğinin de ip uçlarını veriyor. Kitleler mi CHP’nin arkasında yoksa CHP mi kitlelerin arkasında? Süreci başlatan aslında CHP ama eylemlerin sürmesi sanki kitlelerin öncülüğünde sürecek.
Kitle desteği sürecini aslında Canan hanım başlattı. İstanbul’da tüm STK’lar, dernekler, odalar, platformlar tek bir çatı altında toplandı. Gezi olayları ile bu birliktelik pekiştirildi. Siyasi arenaya ise kent uzlaşısı olarak aktarıldı. Başlangıçta CHP gezi olayları ile bu birlikteliğe karşı çıktı ama kitlelerin kararlılığı CHP’yi de etkiledi ve sürece katıldı.
Yani kitleler CHP’yi ilk planda sürükledi taşıdı diyebiliriz. İstanbul’daki kent uzlaşısının adımları başarıyı getirince ve CHP’deki başkanlık süreci Özgür Özel gibi dinamik bir lidere geçince, iktidarın inisiyatif alma gücü zayıfladı. Artan ekonomik kriz, yolsuzluklar, hayat pahalılığı gündem olmaya başlayınca, siyasal erk ALGI İLE YÖNETİM sürecine başladı. Her yaptığını inkar ve rakibine atma yöntemlerini denemeye başladı.
Peki kitleler CHP inisiyatifini kabul ediyor mu?
Kitleler zaten patlama noktasında idiler. Bir kıvılcım lazımdı ki öğrenciler sivil toplum örgütleri, odalar, meslek kuruluşları vs harekete geçsin. İmamoğlu’nun hukuksuzca tutuklanması çoban ateşi oldu sanırım. Ve CHP bu süreci iyi kullandı. Kitleler CHP’li olmasalar dahi sürece destek verdi. Dinamik unsur şu an öğrenciler. CHP kendi gençlerini de devreye sokmaya başladı. Ama hala eylemlerin geliştirici gücü öğrenciler ve sivil toplum örgütlerinde gözüküyor.
CHP mitinglere devam etmeli mi?
Kesinlikle evet diyorum. Ancak evet derken sivil toplum örgütlerini ve bileşen tüm unsurları kucaklamaya devam etmeli, onların sesi olduğunu haykırmalı. Sürece kesinlikle işçileri ve köylüleri sokmalı. CHP’li belediyeler acilen sendikalaşma faaliyetlerini arttırmalı. Çünkü ülkede işçilerin %80’i sendikasız. Yani örgütsüz.
Eğer CHP işçileri örgütleyemez ve mitingler kendini tekrarlamaya başlarsa bu hava söner.
Yolsuzluk iddiaları ile yüklenen iktidara en iyi cevap zaten belli ve ortada olan yolsuzluk dosyalarının gündeme getirilmesidir.4 lü bakan rezaleti, Reza Zarrap rezaleti, Halkbank davaları, Peker’in iddialar , bakanların kendi bakanlığına fahiş fiyatla mal satmaları, Kıbrıs’taki kumarhane yoluyla ödenen rüşvetler, uyuşturucu trafikleri, uyuşturucu aşiyan gemiler vs. O kadar çok ki ne 128 milyar dolar ne ayakkabı kutuları, ne İsrail’e yollanan gemiler ve destekler.
Ankara ve İstanbul’da ki dava açılmayan yolsuzluklar tek tek gündeme getirilmeli.
İktidar olmayan yolsuzlukları anlatıyor, CHP OLAN YOLSUZLUKLARI BİLE GÜNDEME GETİRMEKTEN İMTİNA EDİYOR.
CHP’nin ivmesindeki sır işte burada, sivil toplum örgütleri, odalar, kurumlar dernekler barolar vs tüm halk kesiminin sesi olmak ve onlarla dayanışmaktır. CHP siyaset ağalarından, hep benim olsun ama küçük olsun zihniyetinden kurtulmalı, cesur olmalı, tüm demokratik haklardan yana olmalı ki dinci totaliter rejime öfkeli halk kesimlerinin önderliğini yapabilsin.
CHP kendini tekrarlamaz ve toplum kesimlerinin seslerine kulak verme dirayetini gösterir ve buna devam ederse…
Gelecek günler gerçekten güzel olacaktır. O nedenle benimde tuttuğum bir slogan bu: YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ.
İyi bir hafta dileklerimle… Her şey çok güzel olacak.
