Reklam
Reklam

MEDYA İHANETLERİ VE YEREL BASIN

MEDYA İHANETLERİ VE YEREL BASIN
  • 06.05.2025
Reklam

Düşündünüz mü? İlk medya ihaneti ne zaman ve nasıl yaşandı? Ve literatüre ne olarak girdi?.

Bu konuya neden girdim, farkındasınızdır. Ülkede milyonlarca insan sokaklarda, yüzlerce insan tutuklanıyor, insanlar hah, hukuk adalet diye bağırıyor. Ama gören bazı gözler görüyor, adı medya ile ilişik olan bazı gruplar görmüyor ya da gördürülmüyor.

Tarihte ilk medya ihaneti Dünya Savaşı ortamında Fransa’da yaşanıyor. Büyük Prusya imparatorluğu kuruluyor düşüncesinin halk kitlelerine propaganda ile enjekte edilmesi neticesinde Alman ordusu tek bir silah atmadan, tek bir karşılık görmeden Fransa topraklarına alkışlarla giriyor.

Evet tek bir silah atmadan ve alkışlarla. Güya Fransa ve Almanya birleşerek Büyük Prusya imparatorluğunu kuruyorlardı. Toplum bu konuda manipüle edilmiş, kitleler susturulmuş hayaller gerçeklerin ötesine geçmişti.

Bu olayda basın birinci derecede rol almıştı. Tarihçiler bu olaya KARA MEDYA adını takmıştı. Fransız başını hatasını 30 yıl sonra anlamış ve özür dilemişti.

Bizde başının tek elde toplanıp kitleleri manipüle ederek iktidarını ve yaptıklarını halka kabul ettirmeye ilk adım Turgut Özal tarafından başlatılması rağmen AKP döneminde tamamlanmıştır. Bizde HAVUZ MEDYASI olarak da adlandırılan bu yaya dahil medya grupları maalesef medya etik ilkelerine asla uymuyorlar. Bağlı oldukları siyasal erkin her davranışı övmek ama tüm yanlış ve hatalarını yazmamak, tersi algı yöntemleriyle gizlemek, siyasal erkin önde gelen unsurları ile danışıklı yazı, münazara veya demeç yapmayı medya faaliyeti olarak sunmaktadır.

Basın meslek kuruluşlarına üye dahi vermekten aciz bu yapı maalesef medya etiği konusunda bilinçli bir anti propaganda içinde kirli bir denizde kulaç atmaya devam etmektedir. Yaptıkları yalan ve yanlış haberleri “ne yapalım emir böyle geldi” diyerek kendilerini aklama derdindeler. Bazıları da ekmek parası uğruna rezaletin ve çürümüşlüğün içinde debelenmeyi kabullenişten bir nevi haz alır konuma itilmişlerdir.

Onur, gurur, şeref artık yenilip içilmeyen bir nesne olarak sunulmaya başlaması bana Japonya’yı hatırlatır hep. Onurunu şerefini yitiren ister medya mensubu ister siyasal yönetici olsun anında harakiri denen metotla intihar eder kendisini ve ailesinin şerefini onurunu kurtarırdı. Bizde olsa ne bu havuz medyasında yada siyasal erki elinde tutanlardan sağ kalan pek olmazdı gibime geliyor.

Gelelim yerel basına bu konu daha da karmaşık. Yerel basın ilk önce ekonomik olarak darboğaz zar zor ayakta kalma uğraşı veriyor. Çok sağlam olanlar bilinci siyasal sosyal olarak bir yerlerde olmak isteyenlerin koruması ya da sponsorluğunda yürüyor. Bu nedenlere küçük kasabalarda ben yerel başının daha çok desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle abonelik sistemi ile en azından giderleri karşılanan bir medya ancak tarafsız kalabiliyor.

Geçenlerde bir medya grubuna yazılarımı yayınlanmasının dedim. Patronları bilirmiş. Anladım tabi olayı. Ama yazmam burada. Belli alanlara manipüle edilmiş medya artık medyasından bence çıkmıştır. Onlar siyasal, sosyal yada ekonomik menfaatlerin 5 metrelik havuzunda kulaç atmaya çalışıyorlardır.

Medya önemli dostlar, ne kadar farklı sesin yayınlanmasına imkan taşıyorsa o derece bilinçlenmesi katkı veriyordur. Tabi basın toplantısı olarak “anons memurluğu” yapanları ön planda tutmamak kaydıyla.

Ne basınsız kalalım ne de kukla olalım. Haberlerin haber niteliğinde toplumun her kesiminin sesini duyuran medya gruplarına selam olsun.

İyi bir hafta dileklerimle.

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ