Reklam
Reklam

AKP NEDEN HIZLA BARAJA YAKLAŞIYOR?

AKP NEDEN HIZLA BARAJA YAKLAŞIYOR?
  • 30.04.2023
Reklam

20 koca yıl iktidarda kaldılar. Cumhuriyet öyle zenginlik bir biriktirmişti ki  ne istedilerse oluyordu. Ne yapmak isteseler para boldu. O zamana kadarki iktidar olanların hataları öylesine bariz ve bir o kadarda dağınıktılar ki siyasal İslam’ın bu uç hareketi dış destek ve liberallerin değişim desteği ile kendini bir anda iktidarda buldu.

Gelişlerindeki temel unsurlar sırayla, bozuk ekonomide satın alma gücünün emekçiler açısından bozulması, devlete egemen olan statükocu anlayış, solun emekçilere yetersiz örgütlenme desteği, liberallerin değişim dileği ve en önemlisi küresel sermayenin yaşadığı darboğaza çözüm olarak ulusal tavır alan siyaset anlayışından uzak yapıların iktidara getirilip sömürme sürecinin hızlandırılması.

AKP bu görevi başarı ile yerine getirdi. Getirmekle kalmayıp küresel sermayenin BOP eş başkanlığı ile vurucu gücü bile oldu. Artık İslam ülkeleri yeniden şekillendirilip küresel sermayenin pazar ve ham madde ihtiyacına daha rahat cevap verebilirdi. Ülkemizde ise üretim alanları fabrikalar kapatılıp küresel sermayenin pazar ihtiyacına cevap verebilirdi. AKP artık elde ne varsa satmaya başladı. Çok para geliyordu. Küresel sermaye istedikleri kadarda borç veriyordu.

Önlerinde engel gördükleri kurumları yıllardır besleyip büyüttükleri ajan teşkilatlarca ( FETÖ hareketi) tek tek yok etmeye başladılar. Polis teşkilatının en kritik yerlerine ajan FETÖ elemanları yerleştirip kurumu ele geçirdiler. Ve arkasından orduya sahte belgelerle kumpas kurdular. Ordunun önce tüm savaşçı kadroları yok edildi. Arkasından da ulusalcı ve kemalist kadrolar birer birer ayıklandı. Aynı süreçte adli personelde zaten yerini almıştı. FETÖ hakim ve savcıları görevlerini çok iyi yapıyorlardı. Bu dönemde siyasi güç BOP eş başkanlarında ama kadro gücü FETÖ hareketinde idi. Ve iktidar erki için çatışmalar başladı. Birbirlerine kurulan kumpaslar suçlamalar sonucu 15 Temmuz hareketi geldi. Bir yönüyle planlı bir yönüyle ciddi bir çatışma ortamıydı. Kazanan ordu da hâlâ etkin olan ulusalcıların FETÖ’yle işbirliği yapmamasıyla BOP’cular oldu.

Artık bu aşamadan sonra AKP de güç sarhoşluğu başladı. FETÖ kadroları yerine siyasal İslamcı diğer tarikat elemanları devlet kadrolarına yerleşmeye başladı. Her kurum liyakatlı bilgili insanlar yerine tek varlık nedenleri biat olan yandaş olan insanlarla dolduruldu. Bu süreç ise tüm kurumlarda çürümeyi  yozlaşmayı getirdi. Artık devlet işlemiyor , tarikatlar şeriata dayanmayan bu devleti resmen tarumar etme dağıtma ,soyma girişimlerine başladılar. Yolsuzluklar ,kolay zengin olma anlayışı hayatın her alanına girdi.

AKP bu süreçte ayakta kalma uğruna İslamcı sermaye oluşturma yoluna girdi. Yap- işlet- devret ekonomi anlayışını kitlelere öyle bir anlattılar ki ve yapılacak işleri ve yapılanları öyle bir reklama bağladılar ki halk inandı. Yapılan anlaşmaları halktan gizlediler. Ve sonuçta gördük ki bu süreç te yapılan yol, köprü, hastane vs. gibi tüm işler hazinenin parasını İslamcı sermayeye peşkeş çekmekten öte bir olay değil. Yapılan köprüler hem halkın parasıyla hem de maliyetinin 4-5 katına 20- 25 yıllık gelir garantili olarak verilmişti. Bir köprüye ödenen parayla 3 köprü bir hastaneye ödenen parayla 5 hastane yapılabiliyordu.

Halk bunları görmemeliydi. Basın ellerinde medya gücü ellerinde, itiraz edenlere karşı müthiş bir trol ordusu ellerinde. Daha ne olsun. Bunlar bile uyanışı durduramadı. Ve en klasik taktiklerine devam ettiler. Toplumu düşman kamplara bölmek. Türk-kürt anlaşmazlığı, sunni-alevi çekişmesi, daha dar anlamda iyi Müslüman kötü Müslüman çelişkisi. Yetmedi sağda solda bombaların patlamasına müsaade edildi. Reyhanlı Suruç , Diyarbakır, Ankara, İstanbul bombalı eylemleri hâlâ bir muammadır. Davutoğlu konuşursam yer yerinden oynar dedi ama o da konuşmadı nedense.

Geldik bu güne, halkın uyanışında ki en büyük etkenler serisi başladı. Mafyayla mücadele etmesi gereken devlet yerine mafyanın suçlamalarına cevap veremeyen susan devlet süreci başladı. Ekonomide satacak hiç bir şey kalmayınca ormanlar limanlar dağ taş satılmaya başladı. Bir  avuç dolar için milyarlık tesisler Araplara verilmeye başladı. Ekonomi öyle bir noktaya geldi ki bozulan yapıyı neredeyse tüm devlet kurumları yalan istatistiklerle gizlemeye çalışıldı. Devletin kurumlarına yerleştirilen tarikatlar içinde taciz tecavüz olayları ülkenin her tarafında patladı.

Ve bu çürümüşlük en acı olayımız 11 ili etkileyen depremle tamamen gün yüzüne çıktı. Kurumlar öyle lakayt ve liyakatsiz kadrolara verilmişti ki günlerce deprem bölgelerine gidilemedi, yaralara merhem olunamadı, gidenlere destek olunmadı kösteklendi, yabancı arama ekipleri bile şikayet ederek erken ayrıldılar.

Deprem toplumun beyninde artık bir bomba etkisi yapmıştı. Ne yapsalar bu etkiyi yok edemediler. Daha çok reklam, daha çok uydurma haber, daha çok taviz bile toplumsal tepkiyi sindiremedi.

AKP öyle hale düştü ki hiç bir proje üretemiyor. Sadece muhalefeti takip ediyor onlar ne söylerse değiştirip yapar hale geliyordu. Seçim sathı mailine de girilince daha büyük panik oldular. En etkili silahları olan dini bile aymazca kullanmaya başladılar. Bizzat camilerde mitinglere, camilerden anonslara ve camilere bayrak pankart asmaya kadar işi götürdüler. Bir kaç oy uğruna ülkenin en canavar İslami örgütü Hizbullahı bile meclise sokma derdine düştüler.

Süreç % 30’lara kadar üşen oyu toparlama noktasına geldi. Bence başaramazlar. Siyaseten seçimde ne kadar FETÖ oyunu oynanırsa oynansın yıkılmaları kesin. Ve öyle düşünüyorum ki iktidarı kaybettiklerinden sonraki seçimde barajı bile aşmaları mucize olur.

Evet AKP hızla baraj sınırına doğru tepetaklak gidiyor. Umarım çaresizlik içinde daha büyük yanlışlar içine girip toplumu kamplaştırmayı terk eder. Bana göre siyasi yelpazemizde bir AKP olmalı ama dürüstçe, hilesiz hurdasız temsil etmeye çalıştığı kesimin temsilcisi olmaya devam eder.

Benim yolum hep Atatürk’ten yana olacak ve emperyalizmin ülkemde oynadığı tüm oyunların karşısında olacak. Ben asla emperyalizme hizmet eden bir partinin yanında olmayacağım ve mücadeleme yine devam edeceğim.

Tüm okuyucularıma iyi bir hafta dileklerimle.

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ