Reklam
Reklam

HAYDİ, BURSA’YI GEZELİM!

HAYDİ, BURSA’YI GEZELİM!
  • 22.09.2025
Reklam

‘Yaz turizmi’nin sonuna geldiğimiz şu günlerde artık rota, ‘Kültür turizmi’ne çevrilmiş durumda.

Tatilciler, deniz, kum ve güneşten olabildiğince faydalandılar. Hali-vakti yerinde olanlar ve durumu müsait olanların,  tarihi yerleri, müzeleri, sanat galerilerini ve kültürel etkinlikleri görmek için yapacakları seyahatlerin tam zamanı.

Bugün sizlere, sanayiyi, tarımı bir arada barındıran ve aynı zamanda turizm, tarih, kültür ve sanat şehri olan, Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’ya, benim penceremden baktığımız zaman, nasıl göründüğünden bahsetmek istiyorum.

“Bursa’ya kaç defa gittik, gezdik oraları, görmediğimiz yer mi kaldı? Daha az tanınan, bilinen yerlerden bahsetseydin v.s.” diyenleri de duyar gibiyim. Ama yine de, ‘İlk defa gidecek olanlar, tekrar gidip gezmek isteyenler illa ki vardır’ diye düşünüyorum.

Bursa, Balkanlardan Türkiye’ye göç eden vatandaşlarımızın, Trakya’nın ve hatta Keşanhemşehrilerimizin de çokça ikamet ettiği bir şehir. Birçoğumuzun bu güzel şehir ile bir şekilde bağlantısı vardır.

Yıllar içinde kendini ‘gri’leşmekten bir türlü kurtaramamış şehir, yeşil Bursa.

Kış turizminin de önemli merkezlerinden biri olan Uludağ’a sırtını dayamış koca şehir, Bursa…

Bursa’ya, İstanbul gibi devasa bir şehre yakın konumu nedeniyle, daha çok günübirlik seyahatler yapılmakta. Her ne kadar şehri yönetenler, konaklamalı turizmi artırmak adına mücadele etse de, arzulanan gibi netice alınamıyor maalesef. Çünkü günübirlik turların çok olması, Bursa’nın turizm sektöründen yeterince pay alamaması mânâsına da gelir hiç şüphesiz.

Bursa’yı gezmeye geldiğinizde, ‘Ulucami’yi ziyaret edip, Hanlar Bölgesi’ni dolaşarak başlayabilirsiniz.

Daha sonra, Tophane’ye çıkıp, Osmanlı Devleti’nin kurucusu, Osman Gazi’nin ve Bursa’yı fetheden oğlu, Orhan Gazi’nin türbelerini de ziyaret edebilirsiniz. Bursa’yı yukarıdan seyredebilme şansına da sahipsiniz tabii.

Kozahan’a uğramayı da ihmal etmeyin. Tarihî olan bu mekânda, çayınızı içip, dondurmalı irmik helvasının tadına da bakabilirsiniz.

Osmangazi’de bulunan, Osmanlıların 14. yüzyılda, Bursa’yı fethini tasvir eden, 360 derecelik bir görselin bulunduğu kubbe şeklindeki ‘Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’ni de mutlaka görün derim. Sizi, Bursa’nın tarihine ve Osmanlı’nın kuruluş yıllarına götürerek, etkileyici bir deneyim sunacaktır.

Yıldırım’da bulunan Emir Sultan, Yeşil Camii ve türbelerini ziyaret ederek, mânevî ikliminden faydalanabilirsiniz.

Yine Yıldırım ilçesinde bulunan ve Osmanlı mimarisini en iyi şekilde yansıtan bir köy olan, Cumalıkızık’a gittiğinizde (Hatırlayanlarınız olacaktır) televizyonlarda yayınlanan ‘Kınalı Kar’ dizisinin çekildiği mekânlardan olan ‘Konak’ı da görebilirsiniz.

Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olan, Reşat Nuri Güntekin’in ‘Çalıkuşu’ romanıyla tanınan ve romandaki ana karakter olan Feride’nin öğretmenlik yaptığı köy olarak geçen ‘Zeyniler Köyü’ne de gidin meselâ. Doğa ve manzaranın muhteşemliğine şahit olacaksınız. Uludağ’ın eteklerinde olması dolayısıyla, seyir teraslarından müthiş bir şehir manzarası seyretmiş olmanın keyfine varacaksınız.

Misi Köyü’nü ziyaret ederek, tabiatın güzellikleri içerisinde, dere kenarında oturup çay, kahve içebilirsiniz.

Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı’ya gitmeyi de ihmal etmeyin. Gölyazı, Uluabat Gölü üzerinde yer alan ve tarihiyle, doğal güzellikleriyle öne çıkan bir yarımada.

Köy meydanında bulunan ve yaklaşık 750 yaşında olduğu tahmin edilen, Gölyazı’nın en önemli simgelerinden ‘Ağlayan Çınar’ı görüp, eski Rum evlerinin bulunduğu, dar sokakların olduğu yerleri gezerek, fotoğraf çekebilirsiniz. Arzu ederseniz, göl balığı yiyebilir, gölde tekne turlarına katılabilir veya sandal sefası da yapabilirsiniz.

Ayrıca, 1900’lerin başında inşa edilen ve yakın zamanda restore edilen Aziz Panteleimon Kilisesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.

Eğer zamanınız çok ise, Bursa’nın dağ ilçelerinden olan Orhaneli’ye gidip, asırlardır kurulan, rahmetli Zeki Müren’in bir şarkısına da konu olmuş ve Salı günleri, köylülerin ürünlerini sattığı, tarihî ‘Beyce Pazarı’na gidip, oradan da çok yakın durumdaki Büyükorhan tarihî Cuma Pazarı’na uğrayabilirsiniz. Yöresel hayvanlardan elde edilen etlerin satıldığı bir pazar, Cuma Pazarı. 400 ile 700 yıllık bir geçmişe sahip olduğu belirtiliyor. Burada kavurma, güveç ve dönerin tadına bakabilirsiniz.

NE YİYELİM?

Pekiyi, Bursa’ya gelmişken ‘Ne yiyelim?’ diye düşünebilirsiniz. Bursa, bu konuda yani gastronomi konusunda da oldukça zengin. Hatta kapsamlı bir etkinlik olan ‘Bursa Gastronomi Festivali’ de düzenlenmekte. Bu etkinlik, önemli bir fuar niteliği taşır.

Hem ana yemekler, hem tatlılar bakımından zengin bir mutfak kültürüne sahip, Bursa.

İskender kebap mesela. Bursa’nın en ünlü yemeği. Günümüzde genel olarak, halk arasında döner, yaprak döner veya Bursa kebabı olarak da bilinir. Pideli köfte: Bursa’ya özgü bir köfte çeşididir. İskender kebaptaki gibi tereyağlı sos ve yoğurt ile servis edilir. İnegöl köftesini bilmeyenimiz yoktur zaten. Cantık: İnce hamurdan yapılan küçük boyutlu bir pide türüdür. Tahinli pide: Ana yemeklerin ardından deneyin derim.

Unuttum zannetmeyin. Süt helvasının tadına mutlaka bakmalısınız.

Ayrıca, Bursa’dan ayrılmadan önce, sevdiklerinize hediyelik olarak kestane şekeri de alabilirsiniz

Bursa’yı anlatmaya, yazmaya sayfalar yetmez tabii. Ama netice itibarıyla, Bursa’yı gezmek, görmek isteyenler için biraz yardımcı olabildiysem ne mutlu bana…

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ