YANLIŞLARLA DOLU OLAN KİTAPLAR
Bugün yazıma, gerçek bir hikâye ile başlamak istiyorum.
Benim Köyüm Şabanmera’da; lakabı Talip Hoca olan biriyle, Mehmet Hoca (öğretmen) köy kahvesinde, altmışaltı denilen kâğıt oyununu oynamaktadır. Mehmet Hoca ben değilim. Mehmet Hoca güzel gelen kâğıtlar sayesinde durmadan sayı almış ve ilk oyunu kazanmış: “Talip Hoca’m, ben bu altmışaltının kitabını yazmış adamım, alıp okuyabilirsin” demiş.
İkinci oyunda ters dönen kâğıt, Talip Hoca hanesine sayıyı yazdırmış. Bu arada Mehmet Hoca fazla konuşamaz olmuş. Üçüncü oyunu da kazanan Talip Hoca; kâğıt destesini toplayıp, masanın üzerine koymuş ve: “Sevgili Mehmet Hoca’m, ben sizin o yazdığınız altmışaltı kitabını aldım ve okudum ama o kitap yanlışlarla dolu” deyip, lâfı gediğine koymuş.
Bu hikâyeden sonra size, bugün başka üç kitaptan söz edeceğim için yazı başlığındaki kitap sözcüğünü çoğul olarak kullandım. Bu kitaplar Belediye Başkanı Sayın Mustafa Helvacıoğlu’na ait. Keşan Belediye Başkanı kitap mı yazmış, dediğinizi duyar gibiyim. Yazmamış ama yazdırmış. Hem de en kaliteli kâğıt, en kaliteli baskı, en kaliteli cilt tekniği kullanılarak yazılmış kitaplar. Bir kitap; Sayın Helvacıoğlu’nun biyografisi. İki kitap ise beş yılda Keşan’da yapılanların fotoğraflarından oluşuyor.
Destan’ın Hüsran Sayfaları başlıklı yazımda, biyografi kitabını eleştirmiştim. O kitabın yazarı; “Sen destan yazdın Keşan’da, biz de seni” demişti. İkinci kitap, seçim öncesi her eve dağıtılan, 5 Yılda Keşan Kazandı başlığını taşıyor. Üçüncü kitap Cadde Kütüphanesi denilen, lisenin yanındaki kitaplıktaydı. Adı: Neredeen Nereye. Kısaca göz attım. Evlere dağıtılan kitapla sadece ciltleri farklı. Bu kalitedeki üç kitap için belediye kasasından çıkan parayı tahmin bile edemiyorum. Ne demişti o partinin lideri: “İtibardan tasarruf olmaz.” Keşan Belediye Başkanı da aynı taktiği uygulamış.
Kitaplardaki yanlışların tamamını yazmaya kalksam, ansiklopedi olur.
Kitabın 3. Sayfasında: Cumhuriyet Meydanı düzenlemesi fotoğrafı: “Hükümetimizin en büyük hediyesi” yazıyor. Çöp kamyonunda da çöp konteynırında da: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hediye edilmiştir” yazısı var. Hükümetin, bakanlığın hediyesini niye sahipleniyorsunuz? 21. Sayfada: “Keşan’da cadde kütüphanesi kültürünü başlattık, alan okudu, okuyan getirdi” yazıyor. Keşan Lisesi girişinde bir cadde kütüphanesi var. Bir ara lise öğrencileri oraya yüzlerce kitap koydu ve rafları düzenledi. 15 gündür bu kütüphanede, okunabilecek tek bir kitap bile bulamıyorum. Bazı dini kitaplar, ders ve sınav kitapları ile ansiklopediler hariç kitap yok. Hep oradan geçiyorum. Kitapta: “Alan okudu, okuyan getirdi” yazıyor. Okuyan getirdi ise kitaplar nerede?
25. Sayfada: “Rutubetli boş bir depoydu, Keşan’da Sanatın kalbi oldu” yazıyor. BSM. Açılımı: Belediye Sanat Merkezi imiş. 5 yılda 21 bin kursiyere 23 branşta kurslar verilmiş. Bir defa tiyatro, bir defa da müzik programı seyrettik. Bir de bayramlara renk katan oyun ekipleri var.
32 ve 33. Sayfada: Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın destekleri ile hayata geçirdiğimiz “At arabaları dönüşüyor” projemiz kapsamında 200 at arabasını triportöre dönüştürdük, yazıyor. Proje, Türkiye birincisi olmuş. Birçok proje gibi bu da hükümet desteği. At arabaları triportöre dönüşünce ne mi oldu? Sadece yollarda gördüğümüz at pisliklerinden kurtulduk. Adamlar, daha önce at arabasıyla karıştırdığı çöp konteynırlarını triportörle gezerek karıştırıyor, ormandan kestiği balta, keser, kürek sapları için ormana triportörle gidiyor.
Keşan’da; triportörlerin olduğu mahallelerin temel sorunu ne biliyor musunuz? İşsizlik, uyuşturucu, fuhuş, çocuk yaşta evlilik, hırsızlık, okula devamsızlık. Hükümetle beraber yapılan Roman Açılımlarında; bu sorunların hangisine çözüm ürettiniz?
Sayfa: 35. Devlet Tiyatroları ilk defa Keşan’da. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu “MİDAS’IN KULAKLARI” adlı oyunuyla 3 Şubat 2024 akşamı Keşan’daydı. O gece; yakında İzmir ve Ankara Devlet Tiyatroları da gelecek diye müjde verdiler. Bu tiyatrolar; 5 yıldır neredeydi? Seçim var ya!!!
Sayfa: 39. Hayır Çeşmeleri Halka Fayda. Öğrencilerimize Burs oldu yazıyor. Bu arada ben de yazayım: Hayır çeşmelerinin kumbaralarından çalınan paraların bir kısmı da hırsızlara nafaka oldu.
Gördüğüm hayır çeşmelerinin hiçbirinde ikinci kumbara yerinde yok ve musluk çalışmıyor. Yeni Mahalle’de 11 Şubat’tan beri akmayan çeşme, 17 Şubat Cumartesi günü tamir edildi ve su alabildik.
Sayfa: 56. Vatandaşı dinleyen yoktu yüz yüze 153 çözüm oldu. Bu başlığa yalan diyeceğim. Neden mi? 3 Ocak 2024 günü 153 Çözüm Bürosu’na bizzat gittim. Atatürk Bulvarı’nda yapılan kaldırım çalışması sırasında bazı ağaçların köklerinde beton atıkları bırakıldığını, hele bir ağacın köküne, beton yüzünden su gitmediğini belirttim. 16 Şubat 2024 günü akmayan çeşmeyi söylemek için gittiğimde, aynı isteğimi ikinci defa kayda aldılar. Yani 34 gündür, isteğime işlem yapılmadı.
Sayfa: 59. Hükümetimizin gücü ile Keşan’ımıza 293 Toki Konutu kazandırıyoruz yazıyor. Hükümetin gücü ile yapılanları, neden belediye gücü ile yapılmış gibi gösteriyorsunuz? Mehmet Özcan 10-15 yıl önce 1388 toplu konutu; sadece, Keşanlıların ve belediyenin gücü ile, hem de Toki’den daha ucuza yaparak Keşan’a kazandırmıştı.
Sayfa: 138. Eski hastaneye yeni semt sahası. Yıllardır, belki de yüzlerce defa yanından geçtiğim bu semt sahasında, bugüne kadar spor yapan terk bir kişiyi bile görmedim.
Sayfa:200. İlyas Bey Caddesi. Otopark gibi kaldırımları, çukur dolu yolu vardı yazıyor. Hastane Caddesi’nden itibaren 100 metresi forma, ötesini sorma. Önce karo taşı, sonra beton kaldırım.
Sayfa:207. Nereden emekli olursa olsun, Keşan ikametli tüm emeklilerimize Saros’da tatil imkânı sunduk. Birkaç arkadaşı telefonla aradın. Onların da böyle bir tatilden haberi yoktu.
5 yılda hiçbir şey yapmadılar mı? Hükümet yardımlarını saymazsak, Mehmet Özcan’ın iğneyle kuyu kazdığı Keşan’da, bol bol badana boya yaptılar, diyebiliriz.
Sayın Helvacıoğlu bir demecinde: 5 yıl, gece gündüz çalıştık. Saymakla bitmeyecek, birbirinden güzel işler yaptık. Hız kesmek yok, hizmete devam ediyoruz demiş.
Ben de Sayın Helvacıoğlu’nun saymakla bitmeyecek yanlışlarla dolu kitabından ancak bu kadar bölümünü kaleme alabildim. Belki daha sonra başka yanlışları da yazarız.
Saygılarımla. 17.02.2024 Mehmet USLU– Emekli öğretmen
- HEM MEYDANI HEM YOLU, İKİSİ DE DEFOLU - 29 Mart 2024
- PROJELER MEZARLIĞI KEŞAN - 24 Mart 2024
- İFTİRA DEĞİL, GERÇEK… - 17 Mart 2024
- VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM, İKTİDARIN DERDİ SEÇİM - 10 Mart 2024
- 31 MART 2019’DAN 31 MART 2024’E - 3 Mart 2024
- YANLIŞLARLA DOLU OLAN KİTAPLAR - 18 Şubat 2024
- KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ - 11 Şubat 2024
- DESTANIN HÜSRAN SAYFALARI - 27 Ocak 2024
- MECBUREN MECBUREN MECBURİYETTEN… - 14 Ocak 2024
- BİR YOL HİKÂYESİ - 6 Ocak 2024