Reklam
Reklam

AĞRI DAĞI’NDAN EVEREST’İN TEPESİNE

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 26.12.2021

Güncel bilgilerime göre Ağrı Dağı: 5165 metre, Everest: 8.882 metredir.
Bana, iki güzel fıkra anlat deseler anlatamam. Lâf lâfı açtığında fıkra aklıma gelir, anlatır, taşı gediğine koyarım. Bu yazımda, size bazı fıkralar anlatıp, taşı gediğine koymaya çalışacağım.

            Nasreddin Hoca yumurtanın tanesini 5 kuruştan alıp, 4 kuruştan satıyormuş. Komşuları, yanlışlığa  dikkat çekince, Hoca: “Boşveeer, dostlar alışverişte görsün” diyormuş.
Son aylarda, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” denilip, politika faizi %14’e indirilince döviz, Türk Lirası karşısında tavan yapmıştı. Tam da bu sırada Merkez Bankası, kamu ve özel bankalara %14 faizle borç para veriyor, hazine sıkıştığında, aynı bankalar hazineye; %14 faizle aldıkları parayı, %24 faizle borç veriyormuş.  Bir ülke, Nasreddin Hoca’nın “Dostlar alışverişte görsün” mantığıyla yönetilmez/yönetilemez.
Sıradaki fıkra gelsin mi?
İstanbul’a gelen bir Amerikalı Turist, bindiği taksi ile şehir turu atıyormuş. Dere yataklarında, şehrin varoşlarında, tek katlı eğreti yapıları görünce şoföre: “Bunlar nedir” diye sormuş. Şoför, “Bizde bunlara gecekondu denir” deyince turist; “Türkiye’de geceler bu kadar  uzun mu” diye sormadan edememiş.
Sayın Erdoğan 20 Aralık akşamı, Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası konuşmasına başlarken ve gün, yılın en uzun gecelerinden birine evrilirken, dolar; 18 TL, euro; 20 TL civarındaydı. Türkiye’de geceler o kadar uzunmuş ki, uyandığımızda dolar; 11 TL, euro; 12 TL civarına inmişti. Gün içinde döviz fiyatları biraz artsa da, son günlerdeki döviz ateşi az da olsa söndürülmüştü.
Alın size bir fıkra daha.
Ağa ile maraba, at arabası ile kasabaya gitmektedir. Maraba: “Ağam, bu at ile arabayı bana satar mısın” der. Marabanın, atın pisliğini yemesi karşılığında anlaşırlar. Artık, atın dizginleri marabanın elindedir. Köye dönüş yoluna düştüklerinde ağa; “Köylü bana artık itibar etmez, at ile arabayı geri almalıyım” diye düşünür, verdiklerini geri ister. Maraba; “Aynı şartlarda aldıklarımı verebilirim” der. Ağa  da atın pisliğini yiyince,  artık at da araba da ağanındır. Maraba: “Ağam, kasabaya giderken bu at ile araba kimin di, tabii ki senindi, şimdi kimin, yine senin. O zaman biz bu pisliği niye yedik” der.

            Yılın en uzun bir gecesinin sabahında, döviz fiyatlarında 6 lira kadar bir düşüş yaşandı. Merak ettiğim bir konu: Dolar yükselirken çomak sokan dış güçler ve içerdeki işbirlikçileri, o uzun gecede acaba nereye gittiler? Ertesi gün, Yeni Ekonomi Modeli’nin kokusu çıktı. KUR KORUMALI TL VADELİ MEVDUAT HESABI devreye sokuldu. Yani vatandaş, döviz cinsi parasını TL’ye çevirip, 3, 6, 9,12 ay vadeli bankaya yatıracak, vade sonunda, o günkü döviz getirisi, TL getirisinden fazla ise aradaki fark, faiz olarak hesabı olan vatandaşa ödenecek. Yani, zengin kazanacak, zengin kalkınacak.
Yeni Ekonomi Modeli devreye girmeden önce, dizginler; bankada dövizi olanların elindeydi. Şimdi kimin elinde? Dövizi TL’ye çevirip, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabına yatıranların, yani, aynı kişilerin  elinde. O zaman kaos niye yaratıldı, hazine niye zarara sokuldu?
Yazımı bir sonuca bağlamak için, bir fıkraya daha itiraz etmezsiniz herhalde.
Filleri çok seven Timur, Nasreddin Hoca’nın köyüne bir fil yavrusu göndermiş. Yavru büyüyüp,  köyün tarlasına, bağına bahçesine zarar vermeye başlayınca köylüler: “Hoca’m senin Timur ile aran iyidir. Rica etsen de bu fili buradan alsa” derler. Hoca, hep beraber gitmek şartıyla isteği kabul eder. Hoca önde, köylü arkada yola koyulurlar. Yolda arkasına bakan Hoca, kalabalığın azaldığını fark eder. Otağın kapısına geldiğinde bir de bakar ki, arkasında kimse yok. İçeri girer, hoş beşten sonra Timur; “Hoca’m bizim fil ne alemdedir” diye sorar. Hoca da: “Köylüler sizin filden çok memnun, mümkünse köye bir fil daha gönderin” der.

            Yoruma geçmeden, şunu sormak istiyorum. Döviz düştü, pekiyi döviz yükselirken tavan yapan raflardaki fiyatlar da aynı oranda düşecek mi? Faiz getirisi dövizin altında olan TL hesaplarına ödenecek faiz farkı, hazineden karşılanacakmış. Hangi hazineden? Bu hazine, 84 milyonun hazinesi. AKP İktidarı; otoyollar, köprüler, havaalanları ve  şehir hastanelerinin ödemelerindeki kur garantisine ilave olarak şimdi de  vatandaşın sırtına,  kur garantili faiz yükü bindirmiştir. Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomi Paketlerine, kur garantili yatırım ödemelerine tepki vermezseniz, Nureddin Nebati’nin Yeni Ekonomi Modeli’ne katlanmak zorundasınız.
Kur düşünce, faiz de düştü diyorlar. Bana, kamu ve özel bankaların Merkez Bankası’ndan para alırken ödeyeceği %14 faiz değil, garibanların kredi alırken ödeyeceği faizden söz etsenize. Merkez Bankası %14 faize göre işlem yapıyor, ihtiyaç, ev veya araba kredisi için bankaya gidiyorsunuz, faiz %30’lar civarında, hatta fazlası bile  var. Malatyalı ve Şanlıurfalı esnaf, davul zurna eşliğinde halay çekmiş. O esnaflar, acaba yaptığı zamları da geri çekmiş mi?
Sözün özü, AKP İktidarı: Borç yangınının üzerine benzin döküp, bir kibrit daha çakmıştır. T.C. Hazinesi’nin, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak herkesin borç ödeme yükü; Ağrı Dağı’ndan, Everest’in Tepesi’ne çıkmıştır.
Saygılarımla. 26.12.2021  Mehmet USLU– Emekli öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ