Reklam
Reklam

ÇARIK

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 23.01.2022

Çarık; genellikle manda derisinden yapılan bir çeşit ayakkabıdır. Cumhuriyet kurulduktan yılar sonra bile daha ziyade köydeki çiftçiler ve çobanlar tarafından giyilmiştir. Kendi çarığım olmamakla beraber, ben de çarık giydim. Yani; güneşin çarığı, çarığın da ayağı sıktığını bilirim.
Yazıma bu başlığı koyduran ve yazı konusu olan ÇARIK, Sayın Erdoğan’ın Aydın’da yaptığı bir konuşmasında adı geçen çarıktır. Erdoğan, 1950’lerin Demokrat Partisi ve onun Başbakan’ı Adnan Menderes’i anlatırken: “Yokluk ve yoksulluğun pençesinde kıvranan köylümüz ayağındaki çarığı, ilk defa Menderes’le birlikte çıkardı.” diyor.

            Dünyadaki hiçbir siyasi parti, demagoji konusunda AKP’nin eline su dökemez. Türkiye’de AKP, hem iktidardır, hem de muhalefettir. Mikrofonu ellerine aldıklarında, başarının sahibi AKP’dir, başarısızlığın sorumlusu ise Bay Kemal’dir, CHP’dir. Aslında eleştirilen; Atatürk ve İnönü ile beraber, 1940’ların CHP’sidir, o günkü zihniyettir. 1940’lara gelmeden önce Osmanlı dönemine gidelim mi?
Yıl, 1911: Trablusgarp,1912-1913: Balkan,1919-1922: Kurtuluş Savaşı. Yıl, 1923: Cumhuriyet’in ilanı ve devrimlerle beraber, demokrasiye geçiş. 600 yıllık bir ümmet toplumla, bir ulus devlet yaratma mücadelesi. Burada sözü; 27 Ekim 1998’de, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşe yazısıyla “ŞAŞIP KALIYORUM” diyen İlhan Selçuk’a bırakıyorum: (yazı özetlenmiştir.)
“Yıl 1923: Anadolu’da 10-11 milyon savaş artığı yaşıyor; hastalıklı, aç, biilaç, parasız; yüzde 95’i elifi görse mertek sanacak kadar alfabesiz. Ne yapacaksın? Demokrasi yap! Nasıl yapacaksın? 2000’e 1,5 kala, Nurcu tarikatının ardına bu kadar adam takılmışken, 1923’ün yanmış yıkılmış Anadolu’sunda nasıl demokrasi yapacaksın? Komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, Anadolu’yu mezbahaya döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın. Fabrikan, işçin, işadamın, mühendisin, doktorun, uzmanın,  tüccarın, öğretmenin, mimarın, yolun, suyun, barajın, elektriğin yok. Kadınların çarşafta çuvala giriyor, erkeğin dört karı alıyor. Yurttaşlık yasası, üniversite, banka, burjuva, proletarya, ihracatçı, ithalatçı, sermaye yok. Kalkın bakalım. Nasıl kalkınacaksın? Sermayesiz ekonomik kalkınmanın, yumurtasız omletten ne farkı var? 60 milyonluk Türkiye’nin haline bakıyorum. Hiçbir şeyimiz yokken neler yapmışız? Her şeyimiz varken neler yapamıyoruz? Bir de bu ortamda Mustafa Kemal’e saldıranlara bakıyorum: ŞAŞIP KALIYORUM.”

            1923-1950 arası neler olmuş, bir bakalım mı? 1929-1930: Dünya ekonomik krizi, 1938: Atatürk aramızdan ayrılmış, 1939-1945: İkinci Dünya Savaşı dönemi. Arada bazı iç isyanlar.
Bir tarafta Osmanlı’dan kalan borçlar, bir tarafta ekonomik kriz, bir  tarafta kaybedilen bir lider, bir tarafta da İkinci Dünya Savaşı. Para yok, Osmanlı’dan kalma özelleştirecek tesisler yok, yap-işlet-devret modelli yatırımlar yok. Tek parti eserlerini sonraya bırakıp, DP’den söz edelim mi?
Demokrat Parti: “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na karşı çıkıp” CHP’den ayrılanlar tarafından kurulmuştur. Demiryolu yapımına son verip karayoluna ağırlık veren, Türkiye’yi, ABD Malı margarin yağı ve süttozu ile tanıştıran, İskenderun ile Saros Körfezi arasındaki kıyılarda zeytin aşılamaya en müsait DELİCE ağaçlarını, İspanya’nın istediği odun kömürü için kesip, 1951-52’de İspanya’ya pazarlayan DP’dir. İspanya bugün, dünyada zeytinyağı ihracat devidir. Köyü, köylüyü aydınlatıp kalkındıracak olan Köy Enstitüleri’ni 1954’te kapatan da DP’dir.
1950’de, DP Van Milletvekili seçilen 200 köyün ağası Kinyas Kartal, 5 köyüne gelen Köy Enstitüsü mezunu  öğretmenin köylüyü aydınlattığını, köylünün artık ona biat etmediğini öne sürerek, ülkedeki tüm ağaları örgütlemiş, Başbakan Menderes’e: “Köy Enstitüleri’ni kapatmazsan, sana oy yok.” demiştir. “Köy Enstitülerini ben kapattırdım.” diye övünen de kendisidir.
Bugün; hızlı trenden, yerli otomobil, yerli uçak ve uzaydan söz edenlere 1923-1950 arası yapılanlardan kısaca söz edersek: Osmanlı’nın borçları ödenmiş, liman ve  demiryolu işletmelerinin tamamı, parası ödenerek yabanacılardan geri alınmış, yeni demiryolları yapılmış. Özel sektör olmadığı için büyük yatırımların tamamı devlet tarafından yapılmaktadır. Temel ihtiyaç maddelerinin üretildiği yüzlerce fabrika ve üretim tesislerini yazmayıp, sadece havacılık tesislerini yazacağım.
1926’da, Kayseri uçak ve motor fabrikası kurulmuş, 1934’te ilk deneme uçuşu yapılmış, 112 savaş uçağı üretilmiş. Eskişehir’de uçak fabrikası kurulmuş. 1941: Türk Hava Kurumu Ankara’da uçak fabrikası kurmuş, bu fabrikada 140 eğitim uçağı üretilmiştir. 1944: İstanbul Yeşilköy’de; yerli sermaye ile üretilen ilk Türk Özel Yolcu Uçağı deneme uçuşu yapmıştır.
Yemen’de, Çanakkale’de, Sakarya Kıyısı’nda, Dumlupınar Ovası’nda savaşanların, İzmir Yolu’nda düşman peşinde koşanların, Genç Cumhuriyet’in kurduğu üretim tesislerine hammadde sağlamak için dağda, kırda, bayırda, tarlada çalışanların ayağında çarık vardı. AKP’nin bugün, sata sata bitiremediği Cumhuriyet kazanımları; o çarık ve çarıklılar sayesinde kazanılmıştır. Yokluk içinde varlıklar yaratan TEK PARTİ iktidarının başında Bay Kemal yoktu, ama CHP vardı.
Menderes döneminde; çarığı çıkarıp ayakkabı giyenler dahil, vatandaşın giydiği tüm giysiler, Tek Parti CHP döneminde kurulan fabrikalarda üretilmiştir. “Yokluk ve yoksulluğun pençesinde kıvranan köylümüz ayağındaki çarığı, ilk defa Menderes’le birlikte çıkardı.” diyen Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’de köylü, artan fiyatlarla zorlaşan geçim sıkıntısında,70 yıl sonra tekrar çarık giyer mi? Yaşayıp göreceğiz.
Saygılarımla.  22.01.2022 Mehmet USLU-Emekli öğretmen

 

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ