Reklam
Reklam

CEHALET VE İHANET

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 08.08.2021

Vatanın kara toprağı, ağacın yeşil yaprağı; 10 günü aşkın süredir, yanıyor, yanıyor, yanıyor.
Ülkemde sadece orman yangını mı var? Terör, pandemi, mülteci akını,ekonomi ve eğitim alanındaki yangınlar, her geçen gün dozunu artırarak devam ediyor.
Listelemeye çalıştığım yangınlarla beraber, belki de adı şu anda aklıma gelmeyen birçok yangının çıkış nedeni olduğu gibi söndürülememe nedeni de vardır. Prof. Celal Şengör’ün duygu ve düşüncelerini aktardıktan sonra yazıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
     “Abartmıyorum, altın-zümrüt içinde yaşayan bir millet olmalıydık. Tarımın cenneti, tohumu taşa atsan, taş filizlenir. Yirmiden fazla maden var. İncil’deki 7 kilisenin 7’si de burada. Nuhun Gemisi’nin indiği topraklar. Mezopotamya’nın yanı, Göbeklitepe, Hitit, Bizans… Selçuklu tarihi fışkırıyor. Yetmezse, 3 tarafı deniz ve turizm! Kar, yağmur, güneş, nem hepsi var. Cahil ve fakir kalman imkânsızken,  halkın yarısı açlık sınırında. Sebep? İki sebebi  olmalı: 1- Cehalet. 2- İhanet”
    Celal Şengör’den sonra, DELİCE HİKÂYESİ’ni okumaya ne dersiniz?
DELİCE; en iyi zeytin aşısı yapılabilen yabani zeytin ağacıdır. 1950’li yıllarda, İskenderun’dan Saros Körfezine kadar Akdeniz ve Ege kıyıları, Delice ile kaplıdır. 1951-52 yıllarında İspanya Hükümeti bizden bol miktarda odun kömürü ister ve kömürün DELİCE ağacından elde edilmesini şart koşar. DELİCELER  kesilip odun kömürü yapılır ve ihraç edilir. Sonra ne mi olur? İspanya; dünyanın bir numaralı zeytinyağı ihracatçısı olurken, Türkiye’m margarin yağı ile tanışır.
ABD Hükümeti bize milyonlarca  çam (çıra) ve kavak fidanı gönderir. Kavak, alerjik hastalık yaptığından fazla tutulmaz, dağı-taşı çam fidanı ile doldururuz. Çam, yanmaya-yangına en müsait ağaçtır. Çamın aralarına belli mesafelerle, çabuk yanmayan ağaç türleri  ekebilseydik, bugünkü yangınların seyri değişebilirdi.

            1950’li yıllarda, sadece DELİCE’nin köküne kibrit suyu dökülmedi. Belki de bugün Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesinde olmasını sağlayacak eğitim kurumu olan Köy Enstitüleri kapatıldı. Hiç şüphe yok ki, cehalet ve ihanetin kaynağı; eğitim yetersizliğidir.
20 yıla yaklaşan AKP İktidarı, ne yazık ki 1950’li yıllarda  başlayan bu olumsuzlukların üzerine adeda; yangına körükle gider gibi gitti.
    Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’ten iki yıl sonra kurduğu Türk Hava Kurumu’nun,  kurban derilerini dinci vakıfklara vererek gelir kaynağını kesti. Bu kurum kötü yönetilmiş olabilir. Ama en az iki yıldır, AKP kontrolündeki kayyum tarafından yönetiliyor. THK, Türk Havacılığının gelişimine katkıda bulunurken orman yangınlarının bir numaralı söndürücüsüydü. 1940’lı yıllarda uçak ihraç eden kurun, yangın için uçak kiralayan kurum haline dönüştü.
Yine 1940’lı yıllarda Çin’e aşı ihraç eden Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü kapatıldığı için Çin’den aşı ithal eder hale geldik. Eller, aylardır aşı üretip satarken, biz hala deneme aşamasındayız.
Köy Enstitüleri kapatıldıktan sonra öğretmen yetiştiren kurumlar, bir-bir tarihin çöplüğüne gömüldü. 20 yılda 8 bakan değiştiren AKP İktidarı belki de 10 defa sınav sistemini değiştirerek eğitimi içinden çıkılamaz duruma getirdi. Temel eğitim ve orta öğretim adeta imam hatipleştirildi.
Ülkemi tehdit eden terör örgütleri çoğalırken, topraklarımızın mülteci çöplüğüne dönüşmesine izin verilmesine akıl erdiremiyorum. Mülteciler; Demografik yapı (nüfus yapısı) ile birlikte, ülkemin sosyal-kültürel, hatta siyasal yapısını değiştirirse, bunun sorumlusu kim olacaktır.
Celal Şengör’ün duygu ve düşünceleri, bir şekilde ekonomik yangını da kapsadığı için ben oraya girmek istemiyorum.
Gündem orman yangını olduğu için tekrar oraya dönmek istiyorum. Bugün yanan ormanlar, belki zaman içinde yeniden ağaçlandıracak. Ancak, AKP İktidarının yangınların başladığı 28 Temmuz günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe soktuğu 7334 sayılı bir yasası var ki, bu yasa ile kaybedilecek orman alanları bir daha ağaçlandırılamaz. 7334 Sayılı yasa: 1. Madde, d fıkrası diyor ki:
    “Kültür ve Turizm gelişme bölgeleri dışında kalsa bile, devletin tasarrufu altındaki yerlerde, yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan edilen yerler, kamu yararı kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek.”
Bu yasaya dayanarak, yanan alanları turizme açmaktan daha kötü bir yangın olabilir mi?
Basına yansıyan bilgilere göre: Fransa’nın; 32, Yunanistan’ın; 39, İspanya’nın; 17 kendinin, 57 kiralık; 74, İtalya’nın; 19 kendinin, 69 kiralık; 88, ABD’nin; kendinin, kiralık, Uçak+helikopter: 1.000.adet. (Yazıyla: BİN) yangın söndürme aracı varmış. ABD, Boing 747.400 yolcu uçağını modifiye edip yangın uçağına çevirmiş. 30  dakikada doluyor, 90 ton su alıyor, 960 km hızla uçuyor, bir defada, 50 metre genişliğinde, 5 km uzunluğundaki sahaya su bırakabiliyormuş.
Benim ülkemde de: Somali’ye 30 milyon dolar yardım gönderenler, THK’nun hangarda bekleyen uçakları için 4 milyon dolar bulamadıklarından ormanlarımız yanıyor, ciğerlerimiz yanıyor.
750 dönümlük, Saray da denilen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kullanılmak üzere (iddialara göre) 13 uçak varken, yerli uçak yapmaktan ve  uzaya çıkmaktan söz edenlerin, ülkemin %29 ormanla kaplı alanında (yangın anında) kullanılmak üzere 1 uçağının dahi bulunmaması, ne acı değil mi?
Atatürk İlke Devrimleri’nin aydınlatıcı ışıkları söndürüldükçe, ülkemdeki cehalet ve ihanetle birlikte yangınlar da artarak devam edecektir.
Her türlü yangının çıkışının da, söndürülemeyişinin de iki sebebi olmalı:
1- CEHALET   2- İHANET.
Saygılarımla. 08.08.2021 Mehmet USLU-Emekli Öğretmen

 

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ