Reklam
Reklam

DOĞALGAZ SAYACI, TV EKRANI…

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 28.11.2021

Yazı başlığını sona bırakıp, köyümde yaşanan bir olaydan bahsetmek istiyorum.
Komşu köyün öğretmeni M.Ö. ile T.M. adlı köylüm, kahvede, 66 denilen iskambil oyunu oynarlar. İlk oyunda M.Ö, T.M’yi farklı yener ve: “Ben bu 66’nın kitabını yazdım” der. T.M. ses çıkarmaz.  Sonraki iki oyunu kazanan T.M. kağıt destesini masanın üzerine koyar ve: “M. Hoca’m,  ben, o sizin yazdığınız  66 kitabını okudum, ama o kitap yanlışlarla dolu” der, taşı gediğine koyar.
Son bir haftalık ekonomik verilerle; kimsenin önünü göremediği günümüzde iktidar yetkilileri: “Ekonominin kitabını yazdık” diyor. Aslında yanlışlarla dolu olan sadece ekonominin kitabı değil, iktidarın “siyaset ansiklopedisi” yanlışlarla dolu. Ekonomik veriden önce diğer verilere bakalım mı?

            Geçen hafta; sağlık ve adalet kurumlarındaki yanlışlara değinmiştim. AKP temel eğitimde, 5+3 sisteminden; 4+4+4 sistemine geçmişti. Son istatistiki verilere göre üçüncü 4 yıla devam etmeyen öğrenci sayısı, 1 milyon 400 bin civarındaymış. Bu sayı; sistemin sorunlu olduğunu göstermektedir.
AKP’yi iktidara getiren: “Yoksulluk ve yolsuzluk bitecek, yasaklar kalkacak” solaganı idi. Yoksulluğun bitmediği; pazar tezgahlarında, yolsuzluğun bitmediği; Sayıştay Raporlarında görülmekte, yasakların kalkmadığı; TV haber kanallarında izlenmektedir.
Komşularla sıfır sorun demişlerdi. Birçok dost ülkeyle papaz olduk. Biz doğu ve güneydoğu sınırlarımıza duvarlar örerken, Yunanistan ve Bulgaristan batı sınırlarımıza duvarlar örüyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde; “Terör bitecek, ekonomi düzelecek, Türkiye uçacak” dediler. Terör bitmedi ki; yurt dışına asker gönderme tezkeresini 2 yıl uzattılar. Yerli uçak söylemi hayal olarak dururken, sadece iha ve sihalar gökyüzünde uçuyor, ekonomi yerlerde sürünüyor.
COVID- 19 salgını, tüm dünya ekonomilerinde kriz yarattı, diyorlar. Birçok dünya ülkesi salgın sebebiyle, salgından etkilenen vatandaşına ekonomik destek sağlarken, biz; “devede kulak” misali destek verip, vatandaşa iban numarası gönderdik, ucuz diyerek ev ve araba kredisi önerdik. İktidarın en iyi becerdiği işlerden biri; demagoji yapmaktır. Mesela; “Dolar TL karşısında sdece 6,5 kat  değer kazandı” derken; TL’den atılan 6 sıfırı çıkarıyorlar, “bu şehre 5 trilyonluk yatırım yaptık” derken, 6 sıfırı ekliyorlar. Uyanıklığın bu kadarına pes doğrusu.
ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da, kıtlık varmış, raflar boşmuş, Türkiye’de ise bolluk varmış. O zaman üniversite mezunlarımız niye Avrupa ülkelerine gitmek için fırsat kolluyor, dünyanın birçok ülkesinden gelen sığınmacılar, neden Meriç Nehri veya Akdeniz’de boğuluyor?

            Cumhurbaşkanı, esnafı fiyat artışı için uyararak “Eğer bu süreci böyle devam ettirecek olursanız çok ağır cezalar sizleri bulabilir” demiş. İyi, güzel de; petrole, doğal gaza, elektriğe fiyat artışını esnaf  mı yapıyor,  o  artışları yapanlara ceza yok mu?
Dövizdeki önlenemez artışın sorumlusu esnaf ve dış güçler gösteriliyor. Birçok ülkede ekonomik kriz varsa, Bulgar Levası, Japon Yen’i, Danimarka Kronu neden değer kaybetmiyor?
Faiz düşer ve dolar değer kazanırsa, ihracat artacak, cari açık kapatılacak, enflasyon da düşecekmiş. Senin üretim ve ihracatın, ithalata bağlı olduğu sürece bu yanlışlık devam edecektir. O kötülediğiniz 1933  yılı sonundan bir gazete başlığı: “1934 yılına; 20 milyon lira ihraç farkı ile giriyoruz. İthalatımız; 75 milyon, ihracatımız; 95 milyon lira.”  Şimdi; İthalatın adı yok.
Cumhurbaşkanı’nın; “faizi savunanlarla aynı yolda yürüyemeyiz” söyleminden sonra, Merkez Bankası’nın faizi 100 baz puan düşürmesi, dövizin tavan yapmasına neden oldu. “Ekonomik Kurtuluş Savaşı veriyoruz” söyleminin yanında, “sorunu da çözümünü de biliyoruz” diyorlar. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı, topraklarımızı işgal eden düşmanlara karşı yapmıştı. Ondan önce ülkeyi Osmanlı Padişahları yönetiyordu. Bu ülkeyi de, ekonomiyi de 20 yıldır siz yönetiyorsunuz. Neden çözüm bulmadınız, neden derde deva olmadınız?
Gelelim, doğal gaz sayacı ve TV ekranına:
Su sayacımızın üzerinde kapak var, elektrik sayacımız bodrumda, doğal gaz sayacımız ise hemen kapının girişinde. Her giriş çıkışta görmek mümkün. Kombi açıldığında, sürekli döndüğünü ve hep para yazdığını görüyorum.
23 Kasım Salı günü TV’de haber kanallarını geziyorum. Bir ara gözüm, bir kanalda, döviz ekranına takılıyor. Dolar kurunun TL karşılığı; adeta doğal gaz sayacı gibi durmadan yukarı doğru hareket ediyor. Pazartesi günü 11,33 seviyesinde olan dolar kuru, salı günü 13,49’u görüyor. Bin dolar borcu Pazartesi ödersek 11,330 TL, Salı’ya bırakırsak, 13,490 TL ödemek zorundayız. Hafta sonuna doğru dolar sayacı yavaşlıyor, bu defa akaryakıt istasyonlarındaki sayaçlar hızla dönmeye başlıyor.
27 Kasım Cumartesi; dolar kuru; 12,43, euro; 14,07 civarında seyrediyor.
AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ: “2 kilo yerine yarım kilo et, 2 kilo yerine 2 tane domates alın, turfanda olarak domates yemek sağlığa pek faydalı değil” demiş.
Sayın Vekilim; TV ekranlarındaki döviz kuru, doğalgaz sayacı gibi dönmeye devam ederse, o yarım kilo eti de iki domatesi de bu vatandaş alamayacak, sandık önüne konduğunda da ampulün altına “TERCİH” mührünü artık basamayacaktır. Haberiniz olsun. Benden söylemesi.
Sorunu da, çözümünü de biliyoruz diyenler: 20 yıldır iktidarsınız,  bu sorunları kim yarattı?
Saygılarımla. 28.11.2021 Mehmet USLU– Emekli öğretmen

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ