HANGİ SÖZÜNÜZE GÜVENELİM, HANGİ SÖZÜNÜZE İNANALIM
20 yıla yaklaşan AKP İktidarı bu ülkeyi; başarılı politikalarla değil, basını da arkasına alarak, algılarla yönetiyor. 19 yılda en başarılı oldukları saha: Topraklarımızı betonlaştırdılar, insanlarımızı kutuplaştırdılar, dostlarımızı düşmanlaştırdılar.
19 yılda verdikleri sözleri, özet olarak okumaya ne dersiniz?
Yoksulluk ve yolsuzluğu bitirmek, yasakları kaldırmak vaadiyle 2002’de iktidara geldiler.
2004 yılında; patlattıkları havai fişeklerle; AB’ye giriyoruz müjdesini verdiler.
2007 sonrası orduya kurulan kumpas için; “ordu, bağırsaklarını temizliyor.” dediler.
2010 referandumunda: “Tarafsız ve bağımsız yargı için evet”, 2017 referandumunda: “Bağımsız ve tarafsız yargı için evet” afişini meydanlarda sergilediler.
CE-HA-PE’yi suçlamak için; 1940’lardan, yani 80 yıl öncesinden örnekler verip, kendilerini övmek için; 2053 ve 2071 vizyonundan söz edip 50 yıl sonrasını hedef gösterdiler,
Kankalarının okullarını; “Türkçe Olimpiyatları” adı altında yıllarca alkışlatırken, darbe girişiminden sonra “aldatıldık, kandırıldık” deyip, suçu Fetö’ye, muhalefete, dış güçlere yüklediler.
Başarısızlıklarına başka kılıf bulamadıklarından, suçu sisteme yükleyip, 2017’de, dünyada benzeri olmayan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” için ülkeyi referanduma götürdüler.
Bu sistemde: “Terör bitecek, ekonomi düzelecek, Türkiye uçacak” deyip, oy istediler.
Her gün yeni bir düşman yaratıp, “beka sorunu” diyerek, kendilerini mağdur gösterdiler. Biraz da; AKP’nin geçmiş söylemlerini bırakıp, günümüze dönelim mi?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, konuşmalarında diyor ki: “Türkiye’yi dünyanın en itibarlı, sözü dinlenen, gelişmelere yön veren ülkeleri arasına dahil ettik. Bunun için hep birlikte büyük bedeller ödedik.”
“Türkiye sözü dinlenen, gelişmelere yön veren bir ülke ise” sorum şu: 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı, daha sonra KKTC diye bir devlet kuruldu. 19 yılda, sözünüzü dinletip, bu ülkenin varlığını hangi ülkeye kabul ettirdiniz? ABD’den, AB’den vazgeçtik, dost Pakistan, iki devlet, bir millet dediğiniz Azerbaycan KKTC’yi tanıdı mı?
Geçen hafta büyükelçiler krizi yaşandı. Olayın detayına geçmeden, Mustafa Kemal döneminde yaşanmış bir büyükelçi olayını aktarmak istiyorum.
Cumhuriyet sonrası İtalyan Büyükelçisi, Mustafa Kemal’i ziyarete gelir. Konuşma esnasında: İtalyan Hükümeti’nin Antalya çevresinden toprak talebini ima eden sözler sarfeder. Mustafa Kemal izin isteyip dışarı çıkar. 5 dakika sonra, askeri üniformalarını giymiş, çizmeleri ayağında odaya döner. “Sayın elçi, aynı konuyu şimdi konuşalım” der. Kulaklarına kadar kızaran büyükelçi; kem-küm eder, konuyu değiştirir.
10 devletin büyükelçisi “Osman Kavala’nın serbest bırakılması” konusunda hükümete bir mektup sunmuşlar. Sayın Erdoğan, “10 büyükelçinin derhal sınırdışı edilmesi için Dışişleri Bakanı’ma talimat verdim” dedi. Hafta sonu hiç bir işlem yapılmadı.
ABD’den: “ABD, 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı soruların yöneltilmesi vesilesiye, diplomatik ilişkiler hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. Maddesine riayet etmeyi teyit eder (doğrular)” açıklaması yapıldı. Diğerleri de aynı açıklamayı yaptılar.
Her iki tarafın birbirine diz çöktürdüğü tartışmaları yapıldı. Büyükelçilerin yaptığını kabul etmemekle beraber, ortada bir özrün bile olmadığını belirtmek isterim.
Sayın Erdoğan 2018 yılında, müebbet hapisle yargılanan Amerikalı rahip için: “Bu can bu bedende oldukça, bu rahibi bizden alamazssınız” dedikten sonra, ABD’den gelen mektupla; rahibi, Almanya’dan gelen telefonla; Türk kökenli Alman Gazeteci’yi ülkelerine göndermeseydi, elçiler, bu mektubu yazma cesaretini bulamazdı. Bana göre bu olay, Dışişleri Bakanı’nın sağduyulu yaklaşımı sonunda bir şekilde çözülmüş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da Millet Bahçesi açılış töreninde.“Avrupa’ya bakalım. İngiltere’de, Amerika’da raflar boş. Elhamdülillah bizde bolluk, bereket yoluna devam ediyor. Fakat nankörlere ne anlatırsan anlat anlamazlar” demiş.
Vatandaşın cebinde alacak parası olmadıktan sonra, raflar dolu olsa ne yazar?
Türkiye’de, 2019 yılında; 3 milyon 282 bin 975 aileye, 2020’de; 6 milyon 630 bin aileye sosyal yardım yapılmış, çalışanların %50’si asgari ücret alıyor. Varlıklı olmak bu mu?
Karada-denizde bulduğumuz; milyarlarca varil petrolümüz, milyarlarca metreküp, doğalgazımız, yerli otomobil, yerli uçak, yerli aşımız nerede, diye soruyor!!!
“HANGİ SÖZÜNÜZE GÜVENELİM, HANGİ SÖZÜNÜZE İNANALIM” diyorum.
Saygılarımla. 31.11.2021 Mehmet USLU-Emekli öğretmen
