Reklam
Reklam

KATRİLYON KERE KILIÇDAROĞLU

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 02.04.2023

Geçen Haftaki yazıma; “TV sunucusu elinde mikrofon sokaktaki  vatandaşa: Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu diye soruyor” cümlesiyle başlamıştım. Bu sorunun, bir an için  bana sorulduğunu düşündüm. Yanıtımı merak mı ettiniz? “KATRİLYON KERE KILIÇDAROĞLU” derdim. Katrilyon; 1 rakamının arkasına onbeş sıfır konularak yazılır. Sayılar sonsuzdur, ancak, toplumda katrilyondan daha büyük sayılar pek telaffuz edilmediği için bu sayıyı kullandım.
Neden mi  Katrilyon kere Kılıçdaroğlu?

Daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yapmış Duayen Politikacı Hüsamettin Cindoruk: “2023 seçimi, rejim referandumu olacaktır. Seçimi AKP’nin kazanması durumunda, şeriat devletine hazır olun” diyor. Bildiğiniz gibi Erdoğan; tek adam rejimini, Kılıçdaroğlu ise demokratik parlamenter sistemi savunuyor.
Sevr Anlaşması ile ruhuna fatiha okunan Osmanlı Devleti yerine, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da yüzbinlerce şehit verilerek Türkiye  Cumhuriyeti kurulmuştu. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhuriyet’i tartışılır hale gelmiştir. Bilindiği gibi 2017 referandumu ile parlamenter sistem yerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmişti. Hiç şüphesiz ki bu sistem Tek Adam Sistemi idi. Padişahlık yönetimi de tek adam sistemine dayanıyordu. Bir karşılaştırma yapalım mı?       100 yıl önce devleti tek adam yönetiyordu, adı padişah idi. Bugün yine tek adam yönetiyor, adı Cumhurbaşkanı. Padişah yandaşları: “Padişaha karşı boynumuz kıldan incedir” diyor, “Padişahım çok yaşa” diye bağırıyordu.Bugünkü yandaşlar: “Cumhurbaşkanı’m çok yaşa” demekle kalmıyor, “Allah benim canımı alsın ona versin” bile diyorlar. Padişahlar koltuğa oturunca ulufe dağıtıyordu. Seçim öncesi yasa veya KHK’larla gelirlerde yapılan iyileştirmeler, ulufe değilse nedir? 100 yıl önce padişahın ağzından çıkan her söz kanundu, bugün önce Kanun Hükmünde Kararname, sonra kanun oluyor. 100 yıl önce payitaht İstanbul idi, bugün Ankara. İstanbul’a yapılan bazı idari taşınmalar, payitahtın taşınması işareti olamaz mı?

Erdoğan’a itirazımın, şahsıyla bir ilgisi yoktur, AKP İktidarının 21 yıldır yaptıklarınadır. AKP 21 yılda ne mi yaptı? Yollar, köprüler, havaalanları,  hastaneler, saraylar,  gökdelenler yaptılar. Daha önceleri dikey mimariyi savunanlar, şimdi yatay mimariden söz ediyorlar, Şehir Hastaneleri’nin yanlış yatırım olduğundan dem vuruyorlar. Betondan başka bir üretim tesisi var mı? Yok.
Memleketimin her karış toprağını betona boğarken, 80 yıllık Cumhuriyet’in maddi değerlerini sattılar, manevi değerlerinin içini boşalttılar. Tütünümüz için Tütünbank, pamuğumuz için Pamukbank, pancarımız için Şekerbank, kumaşımız için Sümerbank, madenimiz için Etibank, köylü, çiftçi için Ziraat Bankamız vardı. Bugün içtiğimiz suyu ve sütü bile yabancı firmalar pazarlıyor.
Okullarımızdan andımızı, bazı tabelalardan T.C’yi  kaldırdılar. Ankara’da hiç yer yokmuş gibi, şehrin ciğerleri Atatürk Orman Çiftliği’nin yeşiline hançer sapladılar. Yaptıkları saraya;  “Millet’in Evi” dediler. Millet’in evi denilen yere; %50 artı 1’in dışında girebilen var mı?
Milletvekili sayısı 600’e çıktı ama Meclisi devre dışı bıraktılar. Bakanlar, millete veya Meclise karşı değil, sadece tek adama karşı sorumlu. Verilen soru önergelerine canları isterse yanıt veriyorlar.
AKP döneminde, acabalara neden olan bazı seçim ve referandum sonuçları, demokrasimiz açısından şaibeliydi. “Erdoğan sandıkta hiç yenilmedi” diyorlar. Oysa araya girenler olmasaydı, Erdoğan’ın sandıkta yenildiği günler de olacaktı. Araya girenleri sayayım mı? Mesela 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde trafolara KEDİLER girdi. 7 Haziran 2015 Milletvekili seçimleri sonrası seçimleri yeniletmek adına araya; CHP ile AKP arasındaki İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER girdi. 2017 de yapılan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş referandumunda tam sandıklar açılırken araya: MÜHÜRSÜZ OY PUSULALARI girdi.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin İstanbul ayağında da, aynı zarftan çıkan dört oydan üçünü geçerli sayıp, birini geçersiz sayan YSK araya girdi. 31 Mart ve 23 Haziran 2019 Erdoğan için tam bir hezimettir. İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasında değil, Erdoğan ile İmamoğlu  arasında yapılan bir seçimdi. Erdoğan, 25 yıldır elinde bulundurduğu İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını kaybederken, 11 büyükşehir belediyesini de kaybetti.
“Erdoğan giderse, bu, Türkiye Cumhuriyeti için bir beka sorunu olur” diyorlar.  Soruyorum: Erdoğan ölümsüz mü? İnancımız gereği İslam Peygamberi Hazreti Muhammet öldü, İslamiyet bitti mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk öldü, Türkiye battı mı?
2014 yılında Cumhurbaşkanı olan Erdoğan bugünkü sayıyla söylersem: 85 milyonun Cumhurbaşkanı olmadı, olamadı. Çünkü, kendisine oy verenleri MİLLET, geri kalanı İLLET, ZİLLET olarak gördü ve bu söylemini bugün hâlâ sürdürüyor.
Atatürk: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir” demişti. Tarihçi Afet İnan bu söze: “Bir cemiyet, kendi içerisinde zengin bir hatırat mirasına sahipse, beraber yaşamak hususunda müşterek bir arzusu varsa ve sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda müşterek irade varsa; bu cemiyete millet denilir” yorumunu yapıyor.
Erdoğan’ın,kendisine oy verenleri; MİLLET, diğerlerini;  İLLET, ZİLLET öngörüsünden hareketle; Türk Milleti olarak beraber yaşamak hususunda müşterek bir arzu, sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda müşterek bir irade göremediğim için, Kılıçdaroğlu’nun kucaklayıcı ve birleştirici söylemlerini de dikkate alarak: Edoğan mı, Kılıçdaroğlu mu  sorusuna;KATRİLYON KERE KILIÇDAROĞLUDİYORUM.
Saygılarımla. 01.04.2023  Mehmet USLU– Emekli öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ