Reklam
Reklam

KEŞAN 1. DEPREM ÇALIŞTAYI

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 12.03.2023

Yazı başlığına geçmeden bir iki konuya değinmek istiyorum.
Mithat Cemal Kuntay ON BEŞ YILI KARŞILARKEN başlıklı şiirinin son iki dizesinde: “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/ Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” der. Ay yıldızlı bayrağımızın kullanılması da, saklanması da kanunla belirlenmiştir.

            Gönderdeki bayrak,  hafif bir rüzgârda nazlı nazlı dalgalanırken; kırmızı üzerine beyaz renkli ay yıldız ortaya çıkar. Bugün size, ay yıldızıyla dalgalanan değil, bir bez parçası gibi sallanan bir bayraktan söz edeceğim. Birkaç ay önce yerel gazetelere yansıyan bir habere göre; belediye başkanı Kent Müzesi önünde yapılan bir törenle, Müzenin giriş kapısının üstüne bayrağımızı asmıştı.
7 Mart Salı günü Kent Müzesi yanından geçerken bu bayrağın bir bez parçası gibi sallandığını gördüm. Her halde kuşaklara bağlanan ip veya bayrağın kuşağı kopmuş olacak ki, bayrak normal dalgalanmıyordu. Saat 11.00 sıraları belediyemizin 153 numaralı telefonunu aradım ve ilgilenilmesini rica ettim. Aradan geçen üç güne rağmen (Cuma saat: 16.30) görüntüde bir değişiklik yoktu..
Kahvede lâf lâfı açtı, belediyenin, 1 lira atarak 5 litre su alınan çeşmelerden birini de Yeni Mahalle Belkoop eski kazan dairesi yanına yaptığını, ama iki kumbara ile iki musluk takmadığından söz ettim. Aşağı Zaferiye’de oturan bir arkadaş; “Salı Pazarı yanındaki bu tür çeşmede, kumbara da var, musluk da var ama su yok” dedi. 15 gündür, kumbaraya arka arkaya da 1 liralar atılıyor ama su alınamıyormuş. Vatandaş, buraya: “Bu çeşme arızalı yazısı konulamaz mı” diyor. “Belediyenin, su verilmeden, kumbaraya atılan paraları alması da, ne kadar doğru” diye ilave ediyor.
6 Şubat depreminde neden o kadar çok can kaybettiğimizin belgesi bir iletiyi paylaştıktan sonra; Keşan 1.Deprem Çalıştayı’na değineceğim.

            Maraş’ın, kent düzenlemesini kazanan Yüksek Mimar Bülent Berksan, halkın “Garamaraş” dediği bölgede 1980 yıllarının başında bir kazı yaptırır. Toprağın 10 metre altında, 1513 depreminde yerle bir olan Maraş’ın kalıntılarını halka gösterir. “Bakın, önceden Maraş buradaydı. Garamaraş denilen bu bölgeden uzak durun. Buraya, tek katlı kulübe bile yapmayın!..” der.
1984 yılında ANAP’tan belediye başkanı olan Ali Özal, onu dinler, buraya imar izni vermez. Çünkü o bölge; Ahır Dağı’ndan inen kar ve yağmur sularının etkilediği yumuşak zemindir.
1989’da, Refah Partili Ali Sezal: “Kaderden kaçılmaz, toprağın her zerresi Allah’ındır, ben kazanırsam isteyen istediği yerde konut yapacak” demiş. O günden bugüne, Maraş’ı aynı zihniyet yönetmiş. Garamaraş denilen yere önce iki kat, sonra dört, sonra da sekiz kat inşaat izni verilmiş. Sonuç mu? Yazmaya gerek var mı?
9 Mart Perşembe günü,  Keşan 1. Deprem Çalıştayı yapıldı. 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra yazdığım bir yazımda, Mehmet Özcan’a teşekkür etmeyen Sayın Mustafa Helvacıoğlu’na teşekkür etmeyeceğimi yazmıştım. Kısa süre önce bir yerel gazetede, Helvacıoğlu’nun, Mehmet Özcan’a teşekkür cümlesini gördüm. Bu çalıştay için kendisine TEŞEKKÜR ediyorum.
“Çalıştay hedefine ulaştı mı” diye bir soru sorarsanız, buna evet diyemeyeceğim. Keşan Belediyesi, başkanıyla birlikte üzerine düşeni yapmıştır. Konunun uzmanı akademisyenler de, slayt eşliğinde konuları enine boyuna gözler önüne sermiştir. Benim itirazım belediye veya sunum yapan akademisyenlere değildir. Onların hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. Hedefe neden ulaşılmadı sorusunun yanıtını merak mı ettiniz? Buyurun hep beraber okuyalım.

            Yerel bir gazetemizin, yazı başlığından sonraki cümlesi şöyleydi:  “Keşan Kaymakamlığı, Keşan Belediyesi, Trakya Üniversitesi ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi işbirliği ile Keşan’daki 80 Kamu kurum ve kuruluşu, STK’lar ile derneklerin katkılarıyla düzenlenen Keşan 1. Deprem Çalıştayı gerçekleştirildi.”
Her iki üniversitenin akademisyenlerini sunumda görevli olarak kabul edersek, çalıştayın doksan civarında paydaşı var. Çalıştay’ın yapıldığı salona her paydaştan iki kişi gelse, izleyenlerin sayısı 180 kişi civarında olması gerekir. 12:15 ile 16:15 arası 4 saat süreyle kaldığım salonda, 180 izleyici olduğunu sanmıyorum. Her akademisyen konuşmasına; “Sayın Belediye Başkanım” diye başlıyordu. Toplantı başladığında, kaymakam da oradaymış, demek ki ayrılmış. Acaba, çalıştayı izleyen bir tane müteahhit var mıydı, diye sormadan edemiyorum. Deprem hakkında bilgi sahibi olması gereken vatandaş,  konu ile ilgili toplantıya gelmemişse; arzu edilen hedefe ulaşılmamıştır.
Çalıştay konuşmalarından anladığım kadarıyla; depremde Japonya’yı model almak doğru değildir. Çünkü onlarda enkaz riski diye bir şey söz konusu değil. Arama kurtarma çalışmalarında ön plâna çıkan iki kuruluş var. Biri AFAD, öteki UMKE. AFAD’ın açılımı; Afet acil durum yönetim başkanlığı. Arama,  kurtarma faaliyetinde bulunuyor. UMKE’nin açılımı; Ulusal medikal kurtarma ekibi. Yani sağlık hizmeti veriyor. Bana göre bu iki kurumun aynı çatı altında toplanıp,  afet anında müdahale etmek üzere, bir program dahilinde çalışıp beraber hareket etmesi gerekmez mi?
Türkiye gerçeğinin ortaya döküldüğü çalıştayların önemi inkâr edilemez. Ancak, bir çalıştayın depremden korunmaya faydası; devede kulak misalidir. Türkiye olarak yapacağımız şey: Deprem sonrası enkaz kaldırmak yerine,  depremde oluşabilecek enkaz riskini ortadan kaldırmak olmalıdır.
Saygılarımla. 11.03.2023  Mehmet USLU– Emekli öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ