Reklam
Reklam

KOLTUK SEVDASI

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 07.05.2023

Milletin derdi; geçim, koltuk sevdalılarının derdi; seçim. Sevgili okurlarım, seçime bir hafta kala kaleme aldığım bu yazıma da bir fıkra ile başlıyorum. Koltuk sevdası, insana neler yaptırıyor.

Mustafa Kemal Amasya’da, şehrin ileri gelenleriyle bir toplantıdadır. Sakalı beline kadar uzamış bir kişi Ata’nın dikkatini çeker. Vali’ye kim olduğunu sorar. Vali: “Efendim, kendisi şıhtır. Yörede çok hatırı vardır” der. Ata, şıh’ı yanına çağırır ve: “İmanın ölçüsü sakalın boyunda değildir, şunu, rica etsem de en azından Peygamber Efendimizin ki gibi kısaltsan” deyince şıh: “Emrin olur Paşam” karşılığını verir.

Mustafa Kemal Ankara’ya döner. Aylar sonra şıh aklına gelince Atatürk, Amasya Valisi’ni telefonla arar ve şıh’ın sakalını sorar.

Vali: Sakalda hiçbir değişikliğin olmadığını söyler. Valiliğe yazdığı bir yazı ile şıh’ı Ankara’ya davet eder. Sakalını kesen, sinekkaydı traş olan şıh Ankara’ya gelir, Atatürk ile görüşür ve geri döner.

Mustafa Kemal valiye yazdığı mektupta; şıh’ı Afyon’a vali olarak atadığını bildirmiştir. İkinci mektup şıh’ın kendisinedir. Mektupta ne mi yazmaktadır?

“İnancın ölçüsünün sakalda olmadığına inandığına sevindim. Valilik meselesine gelince: Bugün bir koltuk uğruna kırk yıllık sakalından

vazgeçebilen, yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkûm bırakmayalım. Kal sağlıcakla.”

Kıssadan hisse çıkararak; 14 Mayıs 2023 sonrası bulunduğu koltuğu korumak veya koltuğa ilk olarak oturma düşüncesinde olanların neler yaptıklarını, neler söylediklerini özetlemek istiyorum:

İktidarın seçim kozu; seccade, Ayasofya, Kur’an, ezan gibi dini sembollerle, muhalefeti terör ile bağlantılı göstermek oldu. Petrol ve doğal gaz müjdeleri bir başka koz. Ücretlerde yapılacak artış sözleri ile bir aylık bedava doğalgaz müjdesi de seçim rüşvetinden başka bir şey değildir.

Tayyip Erdoğan Yeni Zigana Tüneli açılışında Trabzon’da: “Gençler unutmayın, bizim için asıl olan kazanılmadık gönül bırakmamaktır” demiş. Size oy vermeyenleri dinsiz, imansız, ezansız, bayraksız, vatan haini olarak yaftalayacak, yeri geldiğinde de herkesi kucakladığınızı, yaradılanı, yaradandan ötürü sevdiğinizi söyleyeceksiniz. Bu söylemde bir çelişki yok mu?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Şanlıurfa’da: “Millet İttifakı’na verilen her oy; teröre nefes olur. Büyük Türkiye’nin yürüyüşüne sekte vurur. 14 Mayıs akşamı Türkiye’de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılacak. Ya; şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rab’bine hamdedenler olacak” demiş. Böyle bir söylem, Millet İttifakı’na oy verenleri, teröre destek vermekle, dinsiz olmakla suçlamaktır. Çocuk yaşta evliliği

savunup, 6 yaşında evlendirilen kız için “çocuğun rızası vardı” diyen; 7/24 namaz kılsa ne yazar?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “15 Temmuz’da, büyük bir deneme yaptılar, halk sokağa döküldü. 15 Temmuz onların fiili darbe girişimidir. Şimdi buradan söylüyorum: 14 Mayıs da, siyasi darbe girişimidir. 14 Mayıs; Batı’nın Türkiye’yi tasfiye etme plânıdır” demiş.

Süleyman Soylu hangi ülkede yaşıyor, gerçekten merak ediyorum. Ona bir hatırlatma yapmak isterim: Sayın Soylu: “15 Temmuz; sizin yıllarca el ele, kol kola yürüdüklerinizin darbe girişimidir. Ergenekon, Balyoz Davaları ile Atatürkçü komutanları devre dışı bırakmanızın sonucudur. Birçok oluşumun imamları dışında, 15 Temmuz’da darbe girişimcileri arasında sivil var mıydı? 14 Mayıs seçimi siyasi darbe ise siz, yıllarca siyasi darbe ile mi iktidar oldunuz?

İktidarın, babadan oğla geçmesini istiyorsanız, açıkça söyleyin. 14 Mayıs’ta darbe olacaksa; İçişleri Bakanı olarak, elinizdeki kolluk kuvvetleri ile neden önlem almıyorsunuz.”

Biraz da, ilk olarak milletvekili adayı olacaklardan söz edelim mi?

AKP Milletvekili adayı Hulki Cevizoğlu: “Benim çizgim hiç değişmedi. Gerçek Atatürkçü Parti AKP’dir. 14 Mayıs; milli olanlarla, gayri milli olanlar arasında olacak” demiş. Sayın Cevizoğlu, yıllarca gazete yazılarınızı okuyan, Ceviz Kabuğu TV programınızı izleyen biri olarak,

çizginizin 180 derece değiştiğini belirtmeden geçemeyeceğim. Atatürk’e ayyaş diyen, 80 yıllık Cumhuriyet dönemini reklâm arası olarak gören, milli bayramların kutlamasını, andımızı, T.C’yi tabelalardan kaldıran, sadece Atatürk heykellerine dokunmaya cesaret edemeyen ama Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in maddi değerlerini satan, manevi değerlerinin içini boşaltan bir parti, nasıl gerçek Atatürkçü olur? Başka soruya gerek yok herhalde.

MHP’den aday gösterilen Esra Akpınar’ı dinleyelim mi: “Evli ve üç çocuk annesiyim. İyi Parti’de, Kadın Politikaları Başkanı olarak görev yaptım. Erzurum İyi Parti listesinden 6. Sıra milletvekili adayı oldum. Ancak, gönlümde hep MHP vardı. Başkanımın daveti üzerine bugün

burada olduğum için mutluyum” demiş. Şu koltuk nelere kaadir ki! Aynı kişi, İyi Parti’den 1. sıra adayı olsaydı, gönlünde yine MHP olur muydu, başkanı davet edince MHP’ye gider miydi?

Koltuk sevdalılarına Erdoğan’la başladık, onunla bitirelim. Erdoğan: “Benim Milletim, Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana ülkeyi teslim etmez” demiş. Kandil, seçim sonucunu etkileyebilecek kadar kuvvetliyse; inlerine girdiğiniz teröristlere su tabancası mı sıktınız?

Aklını kaybetme noktasına gelmiş bir hastalıktır kara sevda. Bazılarının koltuk sevdası, kara sevdaya dönüşmüş olmalı ki; yaptıklarını gözleri görmüyor, ağzından çıkanı kulakları duymuyor. Bir

hafta sonra; kimileri sevdasına kavuşacak, kimileri bir beş yıl daha bekleyecek. Haydi hayırlısı.

Saygılarımla.  Mehmet USLU– Emekli öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ