OY VE ÖTESİ
Oy ve Ötesi; Türkiye’de, katılımcı demokrasi bilincinin yerleşmesi ve sonunda, özgürlükçü, eşitlikçi, adil ve sürdürülebilir çözümler üretmek için çalışmalar yürüttüğünü savunan, merkezi İstanbul’da bulunan bir sivil toplum kuruluşudur. 24 Nisan 2014 tarihinde kurulmuştur. Benim yazı konum, bu kuruluş değildir.
14 Mayıs Pazar günü seçmen olarak sandığa gidip oyumuzu kullanacağız. 15 Mayıs Pazartesi gününden itibaren de oy kullanan her birimiz normal yaşantımıza devam edeceğiz. Yazı konum; seçim öncesi yaşananları özetlemek, seçim sonrası neler olabileceği konusunda tahmin yürütmektir:
Bu haftaki yazımda bir fıkra yoktu, ama Sayın Erdoğan’ın bir söylemi beni buna zorladı.
Akıl hastanesi bahçesinde toplanan bir grup arasında tartışmalar yaşanıyormuş. O anda oradan geçen bir başka hasta ne olduğunu sormuş. Gruptan biri: “Ahmet, peygamber olduğunu söylüyor” deyince, soruyu soran: “Ben yeryüzüne öyle birini peygamber olarak göndermedim” demiş. Kendisini ne zannettiğini söylemeye gerek var mı?
Bu fıkrayı niye mi anlattım? İktidar kanadının bu seçim döneminde dilinden düşürmediği söylemlerden biri din, diğeri de terör konusudur. Erdoğan bir miting konuşmasında Millet İttifakı için: “Bunlar; dinsiz, imansız, kitapsız. Biz emri Allah’tan, onlar Kandil’den alıyor” demiş. Allah’ın emri Kur’an’dır. Benim bildiğim; Kur’an ayetleri Cebrail tarafından Hazreti Muhammed’e vahiy şeklinde bildirilmiş, vahiy kâtiplerince ezberlenen bu ayetler, daha sonra kitap haline dönüşmüştür. Demek ki AKP’liler, Cebrail ve Peygamber’i aradan çıkarmış, Allah ile direkt olarak görüşüyorlar.
Kandil konusuna gelince: AKP’ye göre Kandil seçimleri dizayn edebiliyor. O zaman sormak gerekmez mi? Teröristler için; inlerine girdik deyip televizyonlarda gösterdiğiniz mağaralar, şu kadarını etkisiz hale getirdik diye haberlerde verdiğiniz sayılar, yalan mıydı?
Erzurum’da miting yapmak isteyen İmamoğlu taşlanıyor. Hakkı, hukuku gözetecek, adaleti uygulayacak bakanlığın başında bulunan Sayın Süleyman Soylu, YSK’ya eş bir oluşumu kurma hazırlığında. Bir TV programında: “15Temmuz’da yarım kalan işimizi tamamlayacağız” diyor. Sunucu: “Bunu biraz açar mısınız” deyince: “Açığı, kapalısı hepsi bu” karşılığını veriyor. Acaba ne demek istiyor?
Seçimin bir ayağı Cumhurbaşkanı seçimi olduğu için mevcut cumhurbaşkanının söylemleri öne çıkıyor. Sayın Erdoğan Edirne’de: “21 yıldır kazancını, altyapı yatırımlarına harcayan Türkiye, modern dünyada farklı bir yere ulaştı” demiş. 80 yıllık cumhuriyetin maddi varlıklarını sattınız, trilyonlarca lira vergi topladınız. Eğer bu paraları altyapı yatırımlarına harcadı iseniz, birçok yatırım neden yıllar sonra borcu bitince bizim olacak? Yap-işlet-devret modelini neden uyguladınız?
21 yıl sonra Türkiye gerçekten farklı bir yerde? Nerde mi? Mustafa Kemal’in “Yurtta barış, dünyada barış ilkesi” ayaklar altında. Türk toplumunun yarısı millet, diğer yarısı zillet. Millet ile zillet, birbirine düşman edilmiş durumda. Milli duygularımızı coşturan bayram kutlamaları askıda, çocuklarımız; “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” diyemiyor. Komşu diyebileceğimiz ülke yok.
TÜİK verilerine göre en varlıklı %20’lik grubun gelirden aldığı pay; %48 imiş. 100 liralık geliri 100 kişiye paylaştırırsak: 48 lirayı 20 kişi aralarında eşit olarak paylaşırken, 52 lirayı 80 kişi paylaşıyor. 80 kişinin refah seviyesine diyecek yok değil mi?
Erdoğan Millet İttifakı’nı, devlet tecrübesi olmamakla suçluyor. Oysa cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu: Maliye Bakanlığı’nda çalışmış, Gelirler Genel Müdürü olmuş, Bağ-kur’da görev yapmış, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürü olarak çalışırken emekli olmuş. 27,5 yıl devlet hizmeti olan Kılıçdaroğlu 1994 yılında, Ekonomik Trend Dergisi tarafından yılın bürokratı seçilmiş.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları Ekrem İmamoğlu’na bu millet; en büyük şehrin belediye başkanlığını lâyık görürken, Mansur Yavaş başkentin belediye başkanı olmuş. Erdoğan; Davutoğlu’na başbakanlık koltuğunu emanet ederken, Ali Babacan 13 yıl süreyle dışişleri ve ekonomi bakanlığında görev yapmış. Bu kişilere devlet tecrübesi yok denebilir mi? Muharrem İnce adaylıktan çekildi. Sinan Oğan devam ediyor. İkisinin adaylığı için: Arkasında vagonu olmayan lokomotif ne işe yarar diyorum.
Cumhur İttifakı kanadında tek adamın sözü geçerli.Cumhurbaşkanının talimatı olmadan hiç kimse hiçbir iş yapamıyor. Millet İttifakı seçime en hazır ekip. Hiç olmazsa, uzman ekiplerin bir yıllık çalışması sonrası yapacakları konusunda 2300 maddelik bir mutabakat metni var. Yani program hazır.
14 Mayıs Pazar günü OY, 15 Mayıs Pazartesi ÖTESİ. Aşağıdaki cümleleri dikkatle okuyun:
“İhaleler şeffaf olacak. Bunları, halkımızın gözü önünde yapacağız. Partimize yapılan bağışları bile açıklayacağız. Tüyü bitmemiş yetim hakkını haramzadelere yedirmeyeceğiz. Ülkede yoksulluk olmayacak. Hiçbir çocuk okula aç gitmeyecek. Yolsuzluklar tarihe karışacak. Yasaklar olmayacak. Kimse, düşüncesinden dolayı ötekileştirilmeyecek. Türkiye, dünyada parmakla gösterilen zengin, müreffeh ve yasaklardan arınmış özgür bir ülke haline gelecek.”
Bir seçim öncesi ne kadar güzel vaatler değil mi? Bu sözler; 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi, Recep Tayyip Erdoğan tarafından seçim vaadi olarak söylenmiştir. Hangi sözünü yerine getirmiştir? İsterseniz bir daha okuyun. 14 Mayıs günü ve ötesini de düşünerek, EVET veya TERCİH mührünü ona göre oy pusulasına basın. Son pişmanlığın fayda etmeyeceğini de aklınızdan çıkarmayın. Ona göre oy kullanın. Karar sizin. Kim kazanırsa kazansın, yeter ki kazanan Türkiye Cumhuriyeti olsun.
Saygılarımla. 13.05.2023 Mehmet USLU– Emekli öğretmen
