RAKAMLAR, MAKAMLARI YALANLIYOR
Yıl; 2002, yani 20 yıl önceydi. “Yolsuzluk ve yoksulluk bitecek, yasaklar kalkacak” sloganıyla iktidara gelmişlerdi. 20 yılın sonunda bugün, en tepedeki kişi: “Dünya, ekonomik sarsıntıların beraberinde gelen işsizlik tehdidinin sarsıntısıyla kıvranırken, hamdolsun biz, istihdam ve ihracatımızla emin adımlarla ilerliyoruz. İnşallah 2023’ten sonra Türkiye bambaşka bir döneme girmiş olacaktır.” diyor.
20 yıl önce verilen yolsuzluk bitecek sözünü yerine getirdiniz mi? Sayıştayın, sadece bir yıllık raporlarından bir ansiklopedi yazılabilir. Yoksulluk sınırını bırak, bugün, açlık sınırının altında yaşayan 10 milyondan fazla insanımız var. Yasaklar nedeniyle, hapishanelerde yatan yüzlerce gazeteci, akademisyen ve bürokrat var.
Hiç kimse ekonomik sarsıntıyı, Karadeniz’in kuzeyindeki savaşa bağlamasın. Savaş, Şubat ayının son günlerinde başladı. Savaştan çok önceleri yaşanan Hazine ve Maliye Bakanları, Merkez Bankası ve TÜİK Başkanları değişiklikleri gelen fırtınanın habercisiydi.
Sayın Cumhurbaşkanı: “Böyle dönemler, hep birlikte fedakârlık yapmamız, hep birlikte günlük kazancımızı değil, ortak geleceğimizi düşünmemiz gereken dönemlerdir.” demiş. Makam güzel söylüyor da, rakamlar öyle demiyor. Mesela asgari ücretli, daha eline geçmeden eriyen 4,250 TL’ye talim ediyor. Ama basından okuduğum kadarıyla, Hazine ve Maliye Bakanı’mızın 4 yardımcısı ayda; 58 bin TL ile 107 bin TL arasında değişen ücretler alıyormuş. Ele geçen ücretler arasında 20-25 kat fark bulunan iki kişiden aynı fedakârlığı beklemek ne kadar doğrudur?
AKP’lilerin: “Her ay, bir önceki aydan daha iyi olacak” söylemi, adeta slogan halini almıştı. Yeni yılla birlikte bu söylem tarihin çöplüğünde yerini aldı. Yılbaşında %36 olan enflâsyon, Ocak ayı sonu; %48, Şubat ayı sonu: %54 ve Mart ayı sonunda da %61’i geçmiştir. Tüketici fiyat endeksinin %61olduğu bir ülkede, üretici fiyat endeksinin resmi kurum olan TÜİK tarafından %115 olarak açıklanması ise tehlikenin büyüklüğünü göstermektedir. Şöyle ki; İki endeks arasındaki %54’lük fark; TÜİK’in yalan söylediğinin apaçık göstergesidir. Gerçek enflâsyon; %61 değildir.
20 yıllık AKP İktidarı, basını da arkasına alarak öyle bir algı yönetimi oluşturdu ki, toplum hiç bir konuda bilgi sahibi değil. Neden mi? Yapılan bütün yatırımlar için Dolar ve Avro cinsinden borçlanma yapılıyor. Bu iki yabancı paranın da hergün değeri değişiyor. Yabancı iki paranın değeri arttıkça, bizim bu yatırımlara ödememiz gereken paralar da artıyor.
AKP’li makamlar: “Hepimiz aynı gemideyiz.” diyorlar. 1912 yılında ilk seferine çıktığında buzdağına çarpıp batan Titanik Gemisi’ndeki binlerce yolcu da aynı gemideydi. Bir yerde okuduğuma göre; Titanik Gemisi yolcularının seyahat ettiği kamaralar 3 katlıymış. En ucuz ücretin ödendiği alt kat yolcularının kamaraları su seviyesinin altındaymış. Onların üst katlara çıkması yasakmış. Üst katlara çıkan merdivenlerin sonunda demir parmaklıklı kapılar varmış. Gemi battığında, kurtulan yolcuların çoğu, en üst kattaki varlıklı yolcuların olduğu bölümdenmiş.
AKP’li makamlar: “Muhalefet söyler, biz yaparız.” diyor. Artan fahiş fiyatlar karşısında emeklilere temmuzda zam yapılması söylemi konusunda bir soruya Erdoğan: “Ben vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam.” demiş. İyi güzel de; daha önceki seçimler öncesi aşağıdaki sözleri kim verdi?
Öğretmen, polis, sağlık çalışanları ve din adamlarına 3600 ek gösterge verilmesi. EYT’lilerin mağduriyetinin giderilmesi, sağlıkta şiddet yasası sözleri, seçim sonrası unutuldu. Şimdi de bunların en kısa sürede ele alınacağı söyleniyor. Çünkü yeni seçim takvimi yaklaşıyor.
Mustafa Kemal 10. Yıl Nutku’nda: “Büyük Türk Milleti ! On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.” demişti.
Peki, AKP 20 yılda hiçbir şey yapmadı mı? Yapmaz olur mu! Her tarafa bol bol beton döktü, asfalt döktü. Bir tarafta ballı-kaymak yiyenler, bir tarafta ucuz ekmek kuyruğunda bekleyenler yarattı. İşsiziler ordusu her gün artarken; “istihdam”, ithalat rakamları her gün rekorlar kırarken; “ihracat” sözcüğünü dillerinden düşürmediler.
Yazımın sonunu; hafta içinde bir köşe yazısında okuduğum bir Sümer Atasözü ile bağlamak istiyorum. Sümer Atasözü der ki:
“Çobanın kaval sesine inanıp, yaylaya gittiğini zanneden koyunlar, mezbahaya gittiğini hiç bir zaman öğrenemediler.” “Teşbihte (benzetmede) hata olmazmış.” derler. Üzülerek belirtmek isterim ki: AKP’nin 20 yıllık algı yönetimiyle; refaha gittiğini zanneden bazı insanlar, felakete gittiğini bir türlü göremedi. 20 yılın sonunda ortaya çıkan rakamlar, makamların yalanını kanıtlamış oldu.
20 yıllık yalanın cezası: Ampulün sönmesidir, söndürülmesidir.
Saygılarımla. 10.04.2022 Mehmet USLU– Emekli öğretmen
- HEM MEYDANI HEM YOLU, İKİSİ DE DEFOLU - 29 Mart 2024
- PROJELER MEZARLIĞI KEŞAN - 24 Mart 2024
- İFTİRA DEĞİL, GERÇEK… - 17 Mart 2024
- VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM, İKTİDARIN DERDİ SEÇİM - 10 Mart 2024
- 31 MART 2019’DAN 31 MART 2024’E - 3 Mart 2024
- YANLIŞLARLA DOLU OLAN KİTAPLAR - 18 Şubat 2024
- KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ - 11 Şubat 2024
- DESTANIN HÜSRAN SAYFALARI - 27 Ocak 2024
- MECBUREN MECBUREN MECBURİYETTEN… - 14 Ocak 2024
- BİR YOL HİKÂYESİ - 6 Ocak 2024