Reklam
Reklam

SEÇİM DEĞİL PLEBİSİT

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 26.05.2023

14 Mayıs günü sandık başına gitmemize seçim diyebiliriz, ama 28 Mayıs günü yapılacak olan seçim değil, plebisittir. Aslında; seçim, referandum ve plebisit bir çeşit halk oylamasıdır. Seçimlerde, seçime giren partilerin programları, referandumlarda bir metnin oylaması yapılmalıdır. Plebisitte ise oylanan bir isimdir. Türkiye’de parti programına, referandum metnine değil, lidere oy verilir.

            Sokak röportajında sunucu, bir hanımefendiye mikrofonu uzatıyor. “Reisten başkasını tanımam, adam yıllardır, her söylediğini yerine getirdi” diyor. O hanımefendiye sormak isterim:
12 yıl önce, yani 2011 seçimleri öncesi o adamın bir çılgın projesi vardı. İstanbul’da, 45 km. uzunluğunda, 250 metre genişliğinde, 25 metre derinliğinde, uzaydan bile bakıldığında görülmesi gereken bir kanal yapılacaktı. İnternetten baktım göremedim, bir ay önce İstanbul’a gittim bulamadım.
“Şu kardeşinize verin yetkiyi görün etkiyi enflasyonla şunla bunla nasıl uğraşılır, görün” demişti. Verdik yetkiyi,  gördük etkiyi. %5 olarak öngördükleri enflasyon, TÜİK verilerine göre %80 lere kadar çıktı.  Gerçek enflasyon ise %5 değil, %150 leri bile geçti.
2018 yılında da, cumhurbaşkanlığı için oy isteyen  o adam: “Terör bitecek, ekonomi düzelecek, Türkiye uçacak” demişti. Aradan 5 yıl geçti. Terör bittiyse, asker  niye hala sınırlarımız dışında operasyon yapıyor, ara  sıra da olsa niye şehitler geliyor? Ekonomi düzeldiyse, niye binlerce işyeri durmadan kepenk kapatıyor, niye enflasyon tek hanelere inmiyor, neden her dört vatandaştan biri devletin sosyal yardımlarıyla geçiniyor? Neden 60 milyon insan açlık  veya yoksulluk sınırının altında bir ücretle çalışıyor? Yap-işlet-devret projelerine  rağmen, neden borç batağındayız?

            Türkiye’nin uçmasına gelirsek: İHA’lar, SİHA’lar uçuyor, projesine ortak olduğumuz F35’ler nerede? Ben size uçanları sayayım mı? 2018 de 4,5 lira olan dolar; 5 yıl sonra 20 TL, kilogramı 40 TL olan et; 350 TL, litresi 1,5 TL olan süt; 25 TL, 250 bin TL’lik dairenin fiyatı; 3 milyon TL olmuş.
Bu arada ülkem, sığınmacı deposu olmuş. Türkiye adı; GÖÇMENİSTAN olarak anılsa yeri var. Afrika’dan, Asya’dan, Ortadoğu’dan gelen sığınmacılar; savaş  mağduru çocuklar, kadınlar, yaşlılar olsa kabul edilebilir bir durumdan söz edebiliriz. Ama  tamamına yakını, taşı sıksa suyunu çıkaracak durumdaki genç erkekler. Bizim üniversite mezunlarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz iş bulabilmek için yurtdışına kaçıyor, elin hiçbir vasfı olmayan gençleri ülkemize sığınıyor. Dışişleri Bakanımız: “Babam çoban bulamıyor” demiş. Sayın Bakan’ım; “Suriyeliler yokken sizin koyunları kim otlatıyordu?”  diye sormadan edemiyorum.
Yukarıda, sözü verilip de yapılamayanların bir kısmını yazdım. Vaatlerini yerine getiremeyenlerin, seçmene söyleyecek bir sözü yok ki, 28 Mayıs öncesi;  muhalefeti karalayarak, bir korku iklimi yaratarak, montaj videolar oluşturarak, yalanla,  dolanla; propaganda yapıyorlar. 100 yıllık cumhuriyet  tarihinde, hiç bir seçim öncesinde siyaset bu kadar kirlenmemişti, kirletilmemişti.
Kılıçdaroğlu’nu; PKK ile, Fetö ile işbirliği yapmakla, Kandil’den emir almakla, Öcalan’ı, Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakmakla suçluyorlar. Bu ülkede bir kişi, terörle  iltisaklı ise neden gereğini yapmıyorsunuz? FETÖ elebaşına; “Dön artık, bitsin bu hasret” diyen Kılıçdaroğlu muydu? Oslo’da,  Dolmabahçe’de PKK ile görüşen, örgütün hendek kazmasına izin veren, dağda kurulan çadır mahkemesinde teröristleri affeden, Kılıçdaroğlu muydu? Sınırlarımızın yolgeçen hanına dönmesine göz yuman, 10 milyondan fazla sığınmacının;  aşımıza, işimize, ekmeğimize ortak olmasına sebep olan Kılıçdaroğlu muydu?

            Biraz da; 14-28 Mayıs arasında yaşananlara bakalım mı? İlk oylamaya birkaç gün kala, Muharrem İnce adaylıktan çekilmişti. Ata İttifakı adayı Sinan  Oğan’da ilk iki sıraya oturamadığı için adaylıktan çekilmek zorunda kaldı. Ben, Sinan Oğan’ın yerinde olsaydım: “Oy veren seçmenlere teşekkür eder,  ikinci tur oylamada,  onlara bir yönlendirmede bulunmazdım.” Sinan Oğan ona oy verenlere: “Erdoğan’ı destekleyin” demekle bana göre yanlış yaptı.
İttifakın diğer bileşenleri de Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yaptı, dediğinizi duyar gibiyim. İki açıklama aynı şey değildir. Neden mi? Ata İttifakı; Erdoğan yönetimine muhalif olduğu, onun yönetimini beğenmediği için Sinan Oğan’ı ona karşı aday olarak gösterdi. Sinan Oğan, ilk tur öncesi attığı bir Twitte: “KaçAK Saray’da, bin küsur oda var. Oldu olacak, Türbeyi getirip bu odalardan birine koysalardı” demişti. Sinan Oğan, ilk tur öncesi KaçAK dediği Saray’a, Erdoğan kazandığı takdirde hangi yüzle gidecek? Bu davranışıyla; KaçAK Saray’a onay vermiş olmadı mı?
Rus Yazar Fyodor Dosteyevski: “Yanlış trene bindiğinizde, ilk istasyonda inmeye çalışın. Çünkü mesafe ne kadar artarsa, dönüş maliyeti de o kadar artar” demiş. 2018 yılında, 2014’de bindiğimiz trenin yanlış olduğunu anlayıp inseydik, maliyet bu kadar artmazdı diye düşünüyorum.
Kendisine oy verenleri “millet” oy vermeyenleri “illet-zillet” olarak gören biri; Cumhur’un (Halkın) başı, Cumhurbaşkanı olamaz, olmamalı. Duayen politikacı, eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’da, 2023 seçimlerini yorumlarken: “Bu bir seçim değil, referandumdur. Seçimi AKP kazandığı takdirde; Şeriat Devleti’ne hazır olun” diyor.
28 Mayıs’ı; ister seçim, ister plebisit olarak yorumlayın. Daha sonra pişman olmamak için; yanlış trene binmemeye özen gösterin ve oyunuzu kullanın.. Ben görevimi yaptığım düşüncesindeyim.
Saygılarımla. 26.05.2023        Mehmet USLU– Emekli öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ