Reklam
Reklam

UĞUR MUMCU CADDESİ

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 08.12.2025

AKP İlçe Başkanı, Yeni Mahalle’ye yapılacak Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi binası ile ilgili bilgilendirme yaparken, yeni bir başlık açıp; “UĞUR MUMCU CADDESİ’NDEKİ ESNAF, DÜKKANINI SİFTAHSIZ KAPATIYOR” demiş. Amacım; kesinlikle ilçe başkanına yanıt vermek değildir. Öncelikle; Uğur Mumcu Caddesi ile ilgili anılarım aklıma geldi. Sonra; Uğur Mumcu Caddesi esnafının dükkanını siftahsız kapattığı konusuna inanmadığımı açıklamak istedim. Bunun, altyapı çalışmasıyla falan ilgisi yoktur diye düşünüyorum.
Şunu belirtmeden geçemeyeceğim; yerel ve ulusal basına konuşan siyasetçilerimiz, (iktidar veya muhalefet) her gün birbirlerini eleştirecek bir konu bulurlar. Örneğin; İstanbul ve Ankara’yı 25 yıl AKP’li belediye başkanları yönetmiştir ama bugün bir yağmur veya kar yağdığında, ortaya bir olumsuz durum çıksa, sorumlu; 6 yıllık CHP’li belediyedir.
Kötülük ve kusur yönünden birbirinden farklı olmayanlar için söylenen, dilimize yerleşmiş bir söz vardır: “Tencere dibin kara, senin ki benden kara.” Siyasilerin bu düşünceyle söyledikleri birçok eleştiriyi gülerek okurum. Aynı hatayı kendileri de yapmıştır ama karşıtlarını eleştirmekten geri durmazlar. AKP İlçe başkanının demecinde yaptığı eleştiriye, muhatapları muhakkak yanıt verecektir.
Sayın İlçe Başkanı, şu an Uğur Mumcu Caddesi’nde yapılan altyapı çalışmalarını beğenmiyor uzun sürdü diyor ve zamansız buluyor. Altyapı çalışmasının zamanı olmaz. Mesela benim köyüm Şabanmera’da tam da turizm sezonunun ortasında, devlet asfaltlama çalışması yaptı. Yapılan altyapı çalışmaları beğenilmiyor. Sayın Başkana sormak istiyorum. Sizin yaptığınız, daha sonra sökülüp tekrar yapılan, Kunduracılar Çarşısı’ndaki taş döşemeleri güzel miydi? Güzeldi diyorsanız, neden yenilendi?
Cadde esnafının siftah yapamaması konusunu sona bırakıp, sizi, benim o caddeyi ilk kullandığım yıllara götürmek istiyorum.
Yıl; 1959. Eylül’de ortaokula başlamıştım. Rahmetli dedem ve babaannem, Aşağı Zaferiye Mahallesi’nde oturmaktaydı. Bugün; Uğur Mumcu Heykeli’nin yanından başlayan cadde, tahmini 200 metre kadar sonra sağa kıvrılır, Salı Pazarı’nın kurulduğu yerde bulunan ofis binalarına kadar devam ederdi. Ofis binalarının yanındaki meydan; sabahları, mahalle sığırlarının toplanma alanıydı. Caddenin adı da Eski Gelibolu Caddesi idi. Daha sonra, heykelin yanından başlayan caddenin adı; Uğur Mumcu Caddesi, kıvrımdan sonraki adı ise dedemlerin evinin bulunduğu cadde; Namık Kemal Caddesi oldu. Tüm ortaokul döneminde en çok bu caddeyi kullandım.
Cumhuriyet sonrası bayram kutlamalarının bu caddede yapıldığı bilinir. Uğur Mumcu Heykelinden başlayarak, güneye doğru cadde üzerinde yürümeye ne dersiniz?
Heykelden 15 metre kadar yürüdükten sonra sağ tarafta, Keşan’ın en eski fotoğrafçılarından Saatçıoğlu Fotoğrafçılık vardı. Saatçıoğlu’nun karşısında, şu an üzerinde bina olmayan üçgen boşlukta, Keşan PTT binası bulunmaktaydı. Güneş fırınının karşısındaki bugünkü berber dükkânı; ilk saç ve sakal tıraşı olduğum, Osman Dalkıran’ın berber dükkanıydı. Namık Kemal Caddesi öncesinde yine fotoğrafçı Foto Saray, şimdiki Namık Kemal Caddesi’nin az ilerisinde de Kışlık Yeni Sinema vardı. Namık Kemal Caddesi’ne girmez, ileriye doğru devam ederseniz, hâlâ faaliyette olan Ali Ece dükkanını geçince, Şair ve Yazar Orhan Veli’nin bir gece kaldığı, Rasim Kâhya Hanı’na varırdınız.
Geriye dönersek, caddenin sağ tarafında; Rahmetli Belediye Başkanı Mehmet Gemici Ailesinin işlettiği kasap dükkânını, Keşan Gençlik Kulübü Lokali’ni, Mehmet Dinçkal’ın manifatura dükkânın görürdünüz.
Bugünkü Kunduracılar Çarşısı’ndan bu caddeye indiğinizde, sağ köşedeki dükkân, Keşan’ın tek gazete bayii olan Recep Bayazıt’ın gazete ve kırtasiye dükkanıydı. 15-20 metre ileride Tunardan Matbaası vardı.
7 Aralık Pazar sabahı aynı caddede bir daha yürüdüm. Uğur Mumcu Heykeli ile Namık Kemal Caddesi’nin başlangıç noktası arası; 229 metre. Telefonumun adımsayarı öyle söyledi. Dikkatimi çeken önemli bir husus da şuydu: yolun iki yanındaki binaların yüzde ellisi, 1959 yılından beri h+alâ yenilenmemiş, yani, eski yapılar.
Caddede gezintiyi bırakıp, esnafın siftah yapamaması konusuna gelelim mi?
Bugün bu caddede altyapı çalışması olmasa da esnafın yaptığı iş; çok fazla olmayacaktır. Bu çalışmalar öncesi, hangi esnafın dükkânı, her gün dolup taşıyordu? Keşan Çarşısı, ne zaman ki, İsmail Saraç ve İnönü Caddeleri tarafına kaymaya başladı, bu caddedeki esnafın işleri daha o günlerde bozulmaya yüz tuttu.  Altyapı çalışması olmasa da Gemicilerin kasap dükkânı, Mehmet Dinçkal’ın manifatura dükkânı bugün aynı caddede ve kiralık olsa, aylık kirayı çıkaramazlardı. Yani esnafın siftah yapamamasının tek sebebi; bu caddede yapılan altyapı çalışması değildir.
Bugün, Keşan’ın günlük en çok alışveriş yapan bir dükkân veya AVM’sini alın, Uğur Mumcu Caddesi’ne götürün, önceki yaptığı alışverişin yarısını yapsın, ben adımı değiştiririm.
  2010-2012 yılları arası Keşan Kaymakamı olarak görev yapan Ahmet Narinoğlu, (SWOT ANALİZİ adı altında) Keşan alışveriş piyasası hakkında bir çalışma başlatmış, Çevre Yolu Ağadayı Tesisleri’nde yapılan toplantıya ben de katılmıştım. O zaman şöyle bir değerlendirmede bulunmuştum: “Keşan alışveriş piyasası, Orduevi ile Cumhuriyet Meydanı arasına sıkışıp kalmış durumdadır.” O günlerden bugüne; Kurtuluş, Rasim Ergene, İstiklâl ve Anafartalar Cadde’lerinde alışveriş canlılığı, belli bir düzeyde artmıştır.  Bugün Hastane Caddesi’nde, Kafe ve kuaförlerden başka, iyi iş yapan bir esnaf vardır, diyebilir miyiz?
Uğur Mumcu Caddesi’ndeki eski binaların yenilenmemesi, ikamet edenlerin çoğalmaması durumunda, caddede canlılık bekleyemezsiniz. Zaman; her şeyin ilâcıdır, derler, bekleyip, göreceğiz.
Saygılarımla. 07.12.2025  Mehmet USLU– Emekli Öğretmen

 

 

 

 

 

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ