Reklam
Reklam

VİZYONLAR HAYAL OLARAK KALACAK GİBİ

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 05.09.2021

Vizyon; kelime anlamı olarak görünüm demektir. Bir diğer anlamı; ileri görüştür. Bir insanın vizyon sahibi olması demek; geleceğe ilişkin görüşleri olması demektir.
Bilindiği üzere AKP lider ve sözcüleri konuşmalarında sık-sık; 2023-2051, hatta 2071 vizyonundan söz etmektedirler. Yani, onlara göre bu tarihlerde  hep AKP iktidar olacaktır..
Refik Baydur,  KÜLLERİNDEN DOĞAN ÜLKE VE MUSTAFA KEMAL adlı kitabının 25. Sayfasında şöyle bir tanım yapmış: “Liderler; büyük ve uzun katarları taşıyan lokomotiflere benzerler. Katarın ilk vagonundan veya herhangi bir bölümünden bağlantı kopmuşsa, lokomotif, tüm katarı hedefine ulaştıramaz”
            AKP treni, 2002 yılında Sayın Erdoğan makinistliğinde devreye girmiş, o günden bugüne, ağır aksak yoluna devam etmektedir.
15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe Girişiminin sorumlusu sistem gösterilerek, 2018 yılında “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne” geçtik. Her seçim öncesi yeni vizyonlar açıklayan, ama vizyonları gerçekleştiremese de “Algı Yönetimi” ile iktidar olmayı başaran AKP’nin bu defa vizyonu: “Terör bitecek, ekonomi düzelecek, Türkiye uçacak” idi.
Terör bitti diyeceğim, ama askerimiz niye Kuzey Irak’ta veya Suriye’de sorusuna yanıt bulamıyorum. Terör azaldı diyeceğim, bu defa milyonlarca Suriyeli ve sayısı devamlı artan Afganlı mültecileri terör tehlikesi olarak görmüyor musun sorusu karşıma çıkıyor. Onun için: “TÜRKİYE’DE TERÖR TEHLİKESİ BİTMEMİŞTİR” diyorum.
Ekonomi düzelecek dediler. Bana bir iktidar yetkilisi; şu yıl enflasyon aşağı düştü veya açıklanan seviyede gerçekleşti diyebilir mi? TÜİK’in enflasyonu ile gerçek enflasyon arasında dağlar kadar fark olduğunu yazmaya gerek yok herhalde. Maaş artışlarında niye sürekli enflasyon farkı ödeniyor? İktidar kolayını bulsa, ekonominin düzelmesi için: “Para karşılığı her türlü mülteci kabul edilir” ilanları verecek.
İki yıla yaklaşan bir süredir başımızda Korona belası var. İktidar, onu doğru yönettiğini iddia edebilir mi? İddia ediyorsa; 4 binlere düşen vaka sayısı bugün neden 20 binlerin üzerinde, 14’lere düşen vefat sayıları neden 300’lere yaklaştı? Ekonomi düzgün olsaydı, kısıtlamalar bu kadar gevşetilir miydi?

        Cumhuriyet’in kazanımlarını 60 milyar dolara özelleştirip, sürekli “yap-işlet-devret” modeliyle yönetilen Türkiye, AKP iktidarı sayesinde sadece ve sadece betonlaşma konusunda uçtu diyebilirim. Uçan Türkiye’de: Atatürk’ün yadigârı THK’nın canına okudular, orman yangını oldu, söndüremediler, dere yataklarını imara açıp binalarla doldurdular, sel oldu, önleyemediler, ama her afet sonrası olduğu gibi vatandaşa iban numarası göndermeyi, ihmal etmediler. 100’e yakın vatandaşımız hayatını kaybetti, maddi zarar belirsiz.
Cumhurbaşkanı’na hakaret gerekçesiyle, 45 bin kadar  vatandaşımıza soruşturma veya hakaret davası açılmış. CHP: “128 milyar dolar nerede”, Ekrem İmamoğlu: “Ya kanal, ya İstanbul” pankartları açıyor, hemen soruşturma başlatılıyor. Muhalifler, adeta linç ediliyor, tık yok. Yandaş medyada, iktidar aleyhine tek bir yayın bulmak mümkün mü? Gazeteciler, akademisyenler neden cezaevinde? Bunlar, yasak uygulamasının sonuçları değilse nedir?
Yazıma, o başlığı neden mi attım? Refik Baydur : “Vagonlar arasında bağlantı koparsa, katar hedefe ulaşamaz” demişti.
Maliye Bakanı Berat Albayrak: Her hafta açıkladığı ekonomi paketlerinden sonuç alamayınca, 128 milyar dolar nerede sorusuna yanıt bulamayınca, bir gece ansızın ortadan kayboldu. (Paranın döndüğü yerde, hesap verilmeden mekân terkedilemez.) Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan: Aile şirketinden kendi bakanlığına mal sattığı ve yolsuzluk yaptığı iddiaları ayyuka çıkınca, bir gece ansızın istifa ediyor. Vagonlar arasında uyum olsaydı, hiç kimse, “ben istifa ettim” deyip, alıp başını gitmezdi, gidemezdi.
Sayın Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli’nin bir dediğini iki etmez, bunu biliyoruz. Bahçeli: Türk Askeri’nin Kabil Havaalanı’ndan çekilmesinin, Anadolu için bir beka sorunu oluşturabileceğini söylemişti. Ama söylemin mürekkebi kurumadan askerimiz çekildi. Hatta, birliğe yeni komutan atanmış, o gitme hazırlıkları yaparken, çekilme kararı açıklanmıştı.
Vagonlar arası bağlantının koptuğuna dair tipik bir örnek daha: Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı halka sesleniyor. Konuşma süresi: 35 dakika. Bunun 5 dakikası alınan kararlarla ilgili, 15 dakikası AKP’nin geçmiş icraatlarını açıklamakla geçiyor.
Geriye 15 dakika kalıyor. 15 dakika da, muhalefete, daha ziyade CEHAPE’ye ve dolayısıyla muhalefet partilerine oy vermiş vatandaşlara hakaret ediliyor. Sadece, 4 Aralık Cumartesi günü Sayın Erdoğan’ın, Rize salon konuşmasından CHP ile ilgili bir cümlesini aktaracağım:
Karşımızda, iktidara muhalefetle, millete muhalefeti karıştıran mankurtlaşmış bir zihniyet var” demiş. Mankurt: Mankafa ile aynı anlama gelir. Mankafa: “Koca kafa, kalın kafa, anlayışsız, sersem, aptal” demektir. Demek ki: İktidara muhalif olan herkes mankurt.
Son yerel seçim sonuçları ve anketler; AKP vizyonlarının hayal olarak kalacağını gösteriyor. Barajı düşürme çalışmaları; muhalefeti bölmekten, sosyal medya düzenlemeleri de; muhalefetin ve sosyal medya fenomenlerinin sesini kesmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Saygılarımla. 05.09.2021   Mehmet USLU- Emekli Öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ