Reklam
Reklam

ÇALIKUŞU

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 27.11.2022

Anıtkabir kaynakları,  Mustafa Kemal Atatürk’ün, 3997 adet kitap okuduğunu yazar.  Bazı kaynaklarda farklı sayılar da olabilir. İkisi Almanca’dan çeviri olmak üzere, 9 da kitap yazmıştır.

            Mustafa Kemal; “ORDULAR; İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR İLERİ!” emrini vermek üzere Afyon Kocatepe’ye çıktığı günlerde elinde, Reşat Nuri Güntekin’in ÇALIKUŞU Romanı vardır.  ÇALIKUŞU; 1922’de gazetede günlük olarak yayımlanmış, 1923’te kitap olarak basılmıştır. Kitabın konusu; Çalıkuşu lakaplı Feride Öğretmen’in yaşam öyküsüdür.
Ne zaman okuduğumu hatırlamadığım bu eseri, 23-24 Kasım günlerinde bir daha okudum. Küçük kızımın çalıştığı Tekirdağ’da, karşıdaki Marmara Adası’nı seyrederek bir çırpıda okuduğum 540 sayfalık bu kitabı, sizlere uzun uzun anlatmayacağım. Yazımın konusu; sadece kitapta geçen ÇALIKUŞU değil, 2022 yılı 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde yaşadıklarım ve 100 yıl sonra bile değişik  zorlukları yaşayan başka ÇALIKUŞLARI.
Feride’nin, Zeyniler köyünde başlayan öğretmenlik serüveni, Kuşadası’na kadar uzanır. Kurtuluş Savaşı başlayınca okul kapanır, Feride, hastaneye çevrilen okulda, yaralı askerlerin tedavisinde hemşire olarak görev yapar. Savaş bitince, öğretmenlik yaşamına döner. Kıskançlık yüzünden terk ettiği nişanlısı Kâmran’ı unutmak için, Anadolu’nun  kuş uçmaz, kervan geçmez köylerine atanmak isteyen Feride, akrabaları bulunan Tekirdağ’a tatil için gider, burada karşılaştığı Kâmran ile barışır ve evlenirler.

            1964-65 ders yılında başladığım Edirne Erkek İlköğretmen Okulunu bitirince, ben ve birçok arkadaşım, birer Çalıkuşu olarak Anadolu’nun dört bir yanına dağılmıştık. Bilecik Gölpazarı Karacalar Köyü, ilçe merkezine en yakın köylerden biriydi. Ama asker dönüşü 1969 yılı Eylül ayında gittiğim Kastamonu Küre Kozköy’ü, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdi. Yaya olarak 2,5-3 saatte falan köye gidiyordum.  Araçla ulaşım imkânsızdı. Bugün bile o köye araçla ulaşmak için en az 10 kilometre fazla yol gitmek gerekiyormuş. Kozköy-Bürüm köyleri arasındaki dereye az parayla köprü yapılmaz. Kozköylü bir öğrencimin damadı ve komşu İğdir köylü bir vatandaş, Keşan’da börekçilik yapıyor.
24 Kasım 2022 Öğretmenler Günü benim için farklı bir gündü. 23 Kasım akşamı sosyal medyada ve üyesi olduğum gruplarda “ÖĞRETMEN” şiirimi, 24 Kasım günü de, 1969 yılı Nisan ayında Gölpazarı Karacalar köyünde öğrencilerimle çekildiğim bir fotoğrafı paylaştım. Her iki paylaşım için de,  onlarca yorum, yüzlerce beğeni iletisi aldım. 80 yaşın üzerinde olan en küçük amcamın eşi Fatma yengemin,  Gölpazarı Karacalar köyünden, yaşı 90’a yaklaşmış Yusuf amcamın (Yusuf Özer) telefonları, beni mutlu etmişti. En mutlu olduğum telefona gelince:
1954 yılında başladığım ilkokulda, 4 yıllık öğretmenim Ahmet Çalışkan, 5. sınıf öğretmenim; Lüleburgaz Eskitaşlı köyünden İbrahim Durgut idi. 6 ay kadar önce ulaşabildiğim telefonuyla, sık, sık  görüşüyoruz. Onu ilk aradığımda; “Keşan Şabanmera’da kimleri tanıyorsun?” diye sormuştum. “Kurtlar’dan Gacallara kadar kimi sorarsan” demişti. “Bakkal Mustafa Aga’yı da tanır mısın?” dedim. “Onun, Mehmet diye bir oğlu vardı” dedi. “İşte o Mehmet benim” dediğimde, teşekkürler, yanaklarımdan öpmeler gırla gitmişti. 24 Kasım günü onu da aradım ve gününü kutladım. Yanaklarım yine öpücüklerle ıslandı. O anda, oğlu Sevil de yanındaymış. “Hocam siz telefonu kapatın” dedi. Az sonra çalan telefon oğluna aitti ve görüntülü aramaydı. İbrahim Durgut köyümüzden 1964 yılında ayrılmıştı. 58 yıl sonra öğretmen-öğrenci (iki emekli öğretmen) görüntülü görüşüyorduk. 87 yaşında olmasına rağmen onu sağlıklı gördüm. “Kırlaşan saçlarınla babana benziyorsun” dedi. Uzunca bir söyleşide hasret giderdik. Keşanlı bazı arkadaşlarına selamlar söyledi, Öğretmenler Günü’nü kutladı.

            Başka Çalıkuşları’na da kısaca değinmek istiyorum.  Bugün; öğretmen olan Çalıkuşları’nın kuş uçmaz, kervan geçmez köyler veya yerleşim yerine atanma sorunları yok gibi. Tek öğretmenli okullar da olmadığı kanaatindeyim. Onların problemleri; bizim dönemimize göre daha farklı.  Ben, 1 Temmuz günü öğretmen okulundan mezun olmuş, 29 Temmuz günü göreve başlamış, 1 Ağustos günü maaşımı almıştım. Gelelim günümüze:
Meslekle ilgili okulu bitiren kişi, önce KPSS bekliyor, sonra yüksek puandan aşağı doğru atama sırası bekliyor. Yıllardır, yüzbinlerce öğretmen adayı atama beklerken, günümüz iktidarı    halen, kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen çalıştırıyor. Kadrolular dışındaki öğretmenlerin bazı özlük hakları elinden alınmış, karın tokluğuna çalışanlar, tatillerde, maaşları kesilenler bile var.
Geçen hafta da, devlet okulunun verdiği diplomayı yeterli görmeyen günümüz İktidarı, öğretmenleri bir sınava tabi tuttu. Aynı mesleği yapan kişiler, aynı haklara sahip olmalı, kadro ve derecesine göre eşit ücret almalıdırlar. Bu sınav sonucuna göre kimisi öğretmen olarak kalacak, kimisi uzman, kimisi de başöğretmen olacak. Ve her biri, farklı maaş alacak.
Bu ülkede, tek bir Başöğretmen vardır. O da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Başta, Başöğretmen Atatürk olmak üzere, tüm öğretmenlerin geçmiş Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Atatürk’ün yanına ikinci bir başöğretmen koyacakları da kınıyorum.
100. yıla hazırlanan Cumhuriyet; kışlaya, camiye, okula sokulan siyasetten çok zarar gördü. Son yapılan kariyer sınavı; zaten kaos içinde olan eğitim sistemimizi, bir o kadar daha içinden çıkılmaz sorunlarla başbaşa bırakacaktır.
Saygılarımla. 26.11.2022      Mehmet USLU– Emekli öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ