HEDEF 2023 TUTMAZSA…
20 yılı algılarla yöneten AKP İktidarının 14. yılında, FETÖ Terör Örgütünün darbe girişimiyle karşılaşan bu millet, 20. yılda da ekonomi terör örgütünün darbesiyle karşı karşıyadır. Ama sorumlu yine iktidar değil, muhalefettir, dış güçlerdir.
Yazı konusuna kısacık bir ara verip sizleri, 21 Nisan 2022 akşamına, Keşan Yeni Mahalle’ye götürmek istiyorum. BELKOOP Konutları ile TOKİ Konutları arasındaki ana caddenin 150 metrelik bölümü trafiğe kapatılmış, caddeye, her biri 10’ar kişilik yüzlerce masa dizilmiş. O gece belediyenin mahalle iftarı varmış. Böyle hiç bir iftara gitmediğim gibi o iftara da gitmedim. İftarı yazacak değilim. Bir arkadaşımın iftarla ilgili iletisini paylaşıp, kısa bir yorum yapmak istiyorum: “Zenginlere verilen iftar; denizdeki balığa su vermek gibidir, şovdur. İftar; yetimlere, yoksullara, kimsesizlere ve fakirlere verilir.” Ben de Mehmet Uslu olarak diyorum ki; “İftarı kendi cebinizden veriyorsanız; milyonları çağırın, başkalarının cebinden veriyorsanız; şovu bırakın.”
“Alnı secdeye değenden zarar gelmez” denilerek göz yumulan FETÖ, 15 Temmuz 2016’da bu ülkede darbe girişiminde bulunmuş, darbe girişimi bir şekilde savuşturulmuştu. Ak sütten çıkan ak kaşık AKP, suçu yönetim sistemine bağlamış, 2017 referandumu sonrasında, 2018 seçimleriyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmiştik. Sistemin sloganı: “Terör bitecek, ekonomi düzelecek, Türkiye uçacak” idi.
Terör bitti mi diye bakıyorum: Askerimizin bir kısmı Irak’ta, bir kısmı Suriye’de, bir kısmı da yurt içinde; yaz-kış demeden gece gündüz operasyon yapıyor, ara sıra da şehitlerimiz geliyor.
Düzelen ekonomiyi ve uçan Türkiye’yi bazı rakamlarla değerlendirmeye ne dersiniz? AKP’nin 20 yılını tek cümleyle özetlersek: “Zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu.” Bunun tek sorumlusu da; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Neden mi? Çünkü bütün bakan ve bürokratlar sözlerine : “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatlarıyla” diye başlıyor.
“Ben ekonomistim, ekonominin kitabımı yazdım” diyen Sayın Erdoğan: “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” da demişti. Faiz %19 iken enflasyon %20’lerde seyrederken, faiz aşağı indikçe enflasyon ters yönde yükselmeye başladı. Yıl başında %36 olan enflasyon 3. ayın sonunda, %61’lere yükseldi. İktidar, enflasyonun kademeli olarak tek haneli rakamlara düşeceğini iddia ederken, İMF; Türkiye’de 2022 yıl sonu enflasyonunu %60,05 olacağını tahmin ediyor.
Türkiye tezatlar ülkesidir. AKP yıllar içinde ne söz verdiyse hep tersi olmuştur. Fert başına düşen milli gelirde hedef 25 bin dolar idi. 10-12 bin dolarlardan şu anda 7-8 bin dolara düşmüş durumda. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek bir başka hedefti. 2015 yılında dünyanın 16. en büyük ekonomisi olan Türkiye; birkaç gün önce yapılan bir açıklamaya göre 21. sıraya düşmüş. 2022 sonunda da 23. sıraya düşmekten söz ediliyor. Uçan Türkiye bu mu?
Devletin ekonomisi bozuk da, vatandaşın ekonomisi düzgün mü? İşte birkaç rakam…
Son verilere göre; 4 milyon 138 bin kişinin kredi kartı borcu takip sürecindeymiş. Takipteki paranın tutarı 162 milyar TL civarında. Borcunu ödeyemediği için elektriği, suyu, doğal gazı kesilenlerin sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Devlet desteği ile ayakta kalanların sayısı ise 10-12 milyon kişiden fazladır. Yetkililer; “isteyen herkese iş vardır” derken 3-5 kişilik iş kadroları için binlerle ifade edilen başvurular yapılıyor, başvuruların çoğu da üniversite mezunu. Çalışanların yarısı; asgari ücretle çalışıyor. Çoğu, yoksulluk ve açlık sınırının altındaki bir ücrete talim etmekte.
Peki, enflasyondan etkilenmeyen kişiler yok mu? Olmaz olur mu. Mesela; devletin yap-işlet-devret modeliyle iş verdiği kişiler, üç beş yerden ballı maaş elde edenler, Kur Korumalı Mevduat Hesabı’nda parası olanlar.
Sen de her şeye maydanoz oluyorsun, iktidarın her yaptığını eleştiriyorsun, 2023’te her şey düzelecek, enflasyon %5’e düşecek, refah seviyemiz, sadece Avrupa’da değil, dünyada bile kıskanılacak. Bunları dikkate alıp ona göre yazsan olmaz mı, dediğinizi duyar gibiyim.
Avrupa’nın bizi kıskandığı Türkiye’de: “Ekmek bulamazsanız pasta yiyin” diyeceğim ama o sözü Fransa Kraliçesi Marie Antoinette söylemişti. AKP’nin, ülkenin her karış toprağına döktüğü asfalt ve betonlardan yiyin diyeceğim ama o da midenize oturur. Siz en iyisi, günde üç öğün yemek yerine akşam yatarken, bir kâse manda yoğurdunun içine bir kaşık kestane balı, birkaç adet Medine Hurması, biraz da yulaf ezmesi koyun, rahat, rahat uyuyun ve sağlıklı yaşayın.
“Biz eskiden et alamıyorduk, yap-boz tahtasına dönen yeni ekonomik sistemde ot alamaz hale geldik, sen bizimle dalga mı geçiyorsun” dediniz. Hadi gelin, yazımın sonunu bir fıkra ile bağlayayım, hem barışalım hem de duyduğunuz hedefle mutlu olun.
Hastasını muayene eden doktor: “Ameliyat olman şart” deyince hasta: “Doktor bey ameliyatın başarı şansı nedir” diye sormuş. Doktor: “Ahdettim, bu ameliyatı ellibirincide başaracağım” demiş.
20 yıldır her şeyi eline yüzüne bulaştıran iktidar; “HEDEF 2023” diyerek, “ahdettik, 20 yılda başaramadıklarımızı, 21. yılda başaracağız” diyor. Ya, “Hedef 2023 tutmazsa” mı dediniz. Üzülmeyin, AKP’de vizyon ve hedefler bitmez ki. Daha 2053 var, 2071 var.
(Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızın 102. Yılı kutlu olsun.)
Saygılarımla. 23.04.2022 Mehmet USLU-Emekli öğretmen
- HEM MEYDANI HEM YOLU, İKİSİ DE DEFOLU - 29 Mart 2024
- PROJELER MEZARLIĞI KEŞAN - 24 Mart 2024
- İFTİRA DEĞİL, GERÇEK… - 17 Mart 2024
- VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM, İKTİDARIN DERDİ SEÇİM - 10 Mart 2024
- 31 MART 2019’DAN 31 MART 2024’E - 3 Mart 2024
- YANLIŞLARLA DOLU OLAN KİTAPLAR - 18 Şubat 2024
- KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ - 11 Şubat 2024
- DESTANIN HÜSRAN SAYFALARI - 27 Ocak 2024
- MECBUREN MECBUREN MECBURİYETTEN… - 14 Ocak 2024
- BİR YOL HİKÂYESİ - 6 Ocak 2024