Reklam
Reklam

KUTUPLAŞTIRILAN TÜRKİYE

Mehmet Uslu
Mehmet Uslu
  • 29.05.2022

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sloganı: “Terör bitecek, ekonomi düzelecek, Türkiye uçacak” idi.
Terör bitmedi ki; güvenlik güçlerimiz, yurt içi ve yurt dışında durmadan operasyonlara devam ediyor. Düzelecek dedikleri ekonomi ile ilgili bazı verileri az sonra sizlerle paylaşacağım.
Gelelim uçan Türkiye’ye: Son Bakanlar Kurulu toplantısında, ekonomi ile ilgili alınan kararlar merak edilirken, toplantıdan: “Milli Uzay Programı kapsamında, bir Türk Vatandaşı’nın uluslararası uzay programına gönderilme sürecini başlatıyoruz” kararı çıktı. Yeni hükümet sistemi ile Türkiye uçamadı ama bir vatandaşımız uçacak. Vatana, Millete hayırlı olsun.

            Dünyada mutluluk sıralamasında: Fert başına düşen milli geliri 50 bin dolar olan Finlândiya birinci  sırada bulunurken, 156 ülke arasında Türkiye 112. sırada yer alıyor.
Kuyruklar var denilen Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde enflasyon; tek haneli rakamlarda seyrederken, bizde TÜİK’e göre %70 olan enflasyon, aslında 3 haneli rakamlarda.
Son bir yıl içinde benzine: İtalya’da: %14, Fransa’da: %23, Polonya’da: %30 , Almanya’da: %38, Romanya’da: %44 zam yapılırken, Türkiye’de: %224 zam yapılmış.
2022 yılbaşı öncesi dövizdeki rekor artışlar, Kur Korumalı Mevduat Hesabı uygulamasıyla bir miktar aşağı çekilmişti. Geçen yıl 7-8 liralarda seyreden döviz, yeniden 16-17 TL bandına gelmiştir.
2022 yıl sonu cari açık; 18,6 milyar dolar olarak tahmin edilirken, Mart sonunda cari açık; 18,74 milyar dolar olmuş. Yani, 12 aylık hedef; üç ayda aşılmış.
Şehir Hastaneleri’ni sağlık reformu olarak yutturmuşlardı. Hastanelerde doktor yok, olanlar da, yurt dışına kaçış yollarını arıyorlar.
Marketlerde, 25 kuruşa satılan poşet hariç, her türlü mala fahiş zamlar yapılırken, sadece; stoklardaki mallar erisin diye maskenin fiyatı ucuzlamış.
Dünya lideri cumhurbaşkanımız, Rusya ve Ukrayna liderlerini Türkiye’de buluşturacak, barış elçisi olacak denilirken; iki askeri dev kargo uçağımız, Kiev Havaalanı’ndan kalkamıyor, Türkiye’ye yağ ve buğday getirecek dev gemiler; Ukrayna Limanları’ndan denize açılamıyor.

            İktidar yetkilileri: “İsveç ve Finlândiya, NATO üyeliği için hiç zahmet etmesinler, boşuna gelmesinler” diyor, hafta geçmeden iki ülke heyetleri Ankara’da üyelik görüşmelerine başlıyor.
“Orda bir köy var uzakta/ O köy bizim köyümüzdür” şiirinin yazarı Ahmet Kutsi Tecer, 1931’de Sivas Milli Eğitim Müdürü oluyor. Şehirde; Halk Şairlerini Koruma Derneği kuruluyor. Bu dernek çalışmalarından Aşık Veysel doğuyor. Adına okul yapılıyor. 90 yıl sonra; Aşık Veysel adına yapılan okul kapatılıyor, öğrenciler başka okula taşınıyor. Sivas’ın yeni Milli Eğitim Müdürlüğü daha sonra bu binada tekrar okul açıyor, ama Aşık Veysel adı tarihe gömülüyor. 20 yıllık AKP İktidarı’nın en başarılı olduğu işlerden biri; birçok Cumhuriyet değerini, tarihin çöplüğüne göndermek olmuştur.
Yukarıda saymaya çalıştığım bütün bu olumsuzluklara rağmen, yapılan seçim anketlerinde AKP, yine birinci parti çıkıyor. Bunun tek nedeni: KUTUPLAŞTIRILAN TÜRKİYE’DİR.
İktidar; %95’ini avucuna aldığı yazılı ve görsel basın aracılığıyla, öyle bir algı oluşturuyor ki; iktidarın yalanları doğru, muhalefetin doğruları yalan oluyor. Sadece, yandaş  yazılı ve görsel basına odaklanıp, olaylara at gözlüğü ile bakanlar da, iktidarı desteklemeye devam ediyor.
Hafta içinde, bir yandaş kanalda eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i izliyorum. Konu: Gökçek’in 800 Milyon dolar harcadığı, bugün çürümeye terkedilmiş Ankapark. Gökçek, günümüz Türkiye’sinin belki de en başarılı Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a adeta meydan  okuyor.  Çıkmayacağını bildiği halde: “Cesareti varsa, TV de karşıma çıksın” diyor. TV sunucusu da çanak sorularla, Gökçek’e destek oluyor. Bu programı izleyen kişiler de, Gökçek’in söylediklerini doğru olarak kabullenip, başka bir araştırmaya gerek duymadan AKP taraftarlığını sürdürüyor.
Son haftaya damga vuran bir olaya da değinelim mi? İYİ Parti Lideri Meral Akşener haftalık grup toplantısında, Abdülhamid’e isyan edenlerin sloganını kullanıyor ve: “İsdibdada dur demeye devam edeceğiz. Yeter, söz milletindir diyeceğiz. Kahrolsun isdibdat, yaşasın hürriyet diyeceğiz. Adalet diyeceğiz” diyor. Sözün özü; Akşener, Abdülhamid dönemini eleştiriyor.
Adana’da Gençlik Şöleni’nde  Erdoğan, Abdülhamid’i överken: “Gençler, Sultan Abdülhamid’e laf atan, dil uzatan hanımefendiye şunu sormak lazım. Osmanlı’yı  33 yıl, bir karış toprak kaybetmeden yöneten Sultan Abdülhamid’e hakaret; haddini aşmaktır ve bu haddini aşanlara bu millet inanıyorum ki; 2023 seçimlerinde haddini bildirecektir” diyor.
Erdoğan’ın bu sözlerine; “ yalan söylüyor” dersem, tazminat davası falan açabilir. Onun için sözü, AKP’li Hüseyin Çelik’e bırakıyorum: “Sultan Abdülhamid zamanında bir karış toprak vermedik diyorlar.  Ben diyorum ki; arkadaş siz hangi tarihten bahsediyorsunuz. Sultan Abdülhamid döneminde bizim kaybettiğimiz topraklar, şu andaki Türkiye sınırlarının iki katından daha fazladır.” NOT: 33 yılda: Mısır, Tunus, Sırbistan, Karadağ, Romanya ve Kıbrıs dahil,  1 milyon 500 bin metrekare toprak  kaybedilmiş. Sözlere inanan gençler de, Erdoğan’ı alkışlıyor.
Yazılı ve görsel basının %95’nin ele geçirildiği, algı yöntemiyle vatandaşın kutuplaştırıldığı Türkiye’de, AKP’nin neden hep birinci parti çıktğını şimdi anladınız mı?
Saygılarımla. 28.05. 2022  Mehmet USLU– Emekli öğretmen

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ